Bölüm 1 🍇

4.8K 542 591
                                    

onun için wilddfflower 🌺

"Son Kahvaltı"

The Neighbourhood- W.D.Y.W.F.M?

"Jeongguk? Sana diyorum, hey!"

Jeongguk elindeki mısır gevreği dolu kaşığı dalgınca kasesine akıtırken önünde sallanan Fransız manikürlü ele karşın derin bir iç çekti ve dalan gözlerini kırpıştırarak alık alık çevresine baktı.

"Hm?" dedi bulunduğu ortama yeniden adapte olmaya çalışarak. Uykulu gözlerini çevresinde gezdirdi. Babası masanın başında tabletinden bir şeyler okuyordu, masayla ilgisi yok gibiydi. Hizmetçinin bardağına koyduğu portakal suyunu bile gözünü tabletten çekmeden dudaklarına götürdüğünü gördüğünde yana kaydı. Annesi kızının platin sarısı saçlarını elleriyle yoklayıp hayali şekiller vererek gülümsüyordu. Muhtemelen ilgisi kendisinde olsa saçı için bir değişiklik önerirdi fakat değildi. Ablası onaylamayan bir ifadeyle küçük kardeşine bakıyordu. Gözleri kısıktı ve azarlayıcı bir tavrı vardı. Jeongguk bir zamanlar bu ifade yüzünden özsaygısını kaybederken şimdi tek yapabildiği omuz silkmek ve iç çekmekti.

O gözlerin ona hiçbir zaman huzurla bakmayacağını kabullenmek zordu, lakin kaçınılmazdı.

"Bu akşam kurstan sonra Taehyung alacak seni. Ben evde olmayacağım. Hatta şimdi de seni okula bırakabilir." dedi bunu üçüncü defa tekrar ediyor olmasının bıkkınlığını kardeşiyle paylaşarak.

Jeongguk uyuşuk gözlerini tekrar yana kaydırdı ve masadaki bakmadığı tek kişiyi tedbirle süzdü. Müstakbel eniştesi isminin dile getirilmesine hafif bir omuz yükselişiyle tepki verse de şaşırmış gibi görünmüyordu. Jeongguk'a baktı. Dudakları kıvrılmak üzereydi ki küçük olan onun kendisine gülümsemesine izin vermeden gözlerini geri çekip ablasına döndü.

"Kendim gelebilirim ya da şoför alabilir. Bırak da adam bekarlığına bir gece olsun veda edebilsin." diye lafladı gergince.

Reddedileceğini biliyordu. Yine kınanacağını biliyordu fakat kendisini susturamadı. Yıllardır onu okuldan ve kurs aktivitelerinden sonra ablası alıyordu. Asla yapmak zorunda değildi ve Jeongguk emindi ki, bu konuda bariz bir istek de barındırmıyordu lakin yapıyordu işte. O tatlı pembe Mini Cooper'ıyla demir kapının arkasında bekliyor, öğrenciler okuldan çıktığında dışarı süzülüyor ve Fendi gözlüğünü vakur bir tavırla yüzünden sıyırıp gülümseyerek kendisine doğru adımlayan küçük kardeşini kucaklıyordu.

Yakınlarda onları dinleyen birisi varsa "Bugün ne yaptın?" diye bir soru süzülüyordu parlatıcıyla dolgunluk verdiği dudaklarından. Gözleri ilgi ve merhametle parlıyordu. Böyle anlarda Jeongguk gülmemek için çok fazla çaba harcıyordu. Yine de şu güne kadar ablasının mirasçıların seçkin ebeveynlerine yaptığı teatral gösteriyi bozmamıştı. Sevilmek ve gıpta edilmek onun takıntısıydı. Jeonrae ardında zehirli iltifatlar bırakmayı seviyordu.

Dünyanın en ilgili ablası.

Okula kırmızı basamaklı bağış yaptığını duydum. O meblağ ile istese okulu satın alabilirdi.

Evleneceğini biliyor musunuz?

Çocukluklarından beri birlikteler.

Seul'ün en köklü sürüsünün varisi alfa Kim Taehyung'un ruh eşi olmak böyle bir şey sanırım.

Alfa onun için pervane oluyormuş. Annesi onun gibi bir geline sahip olduğu için göğsünü kabartarak yürüyor.

Şanslı sürtük.

isabélla | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin