jeon jeongguk hayatındaki çoğu şeyden nefret ediyordu.
omega ablasından, ablasının süs köpeğinden farksız kibar alfa nişanlısından, her akşam yemeğinde ikisine bahşedilmiş kutsal ruh bağları için el ele tutuşarak dua etmekten ve bütün bu mucizelerin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç adam telefonu çaldığında önündeki çalışanlarına bakıp ekranı yükseltti ve arayan kişiyi gördüğünde kaşları çatıldı. Jeon Jeonrae yazısı yanıp sönerken toplantıyı işaret parmağıyla durdurmuş, bariz bir telaşla ayağa kalkarak odayı terk etmişti.
"Efendim?" diye yanıtladı çağrıyı. Bu sırada koridorda yürüyordu. Elindeki imzalaması gereken evraklarla kendisine doğru yürüyen asistanına kaşlarını kaldırdı ve şu an uygun olmadığını belli etti.
"Tamam, tamam yaklaşmıyorum! Sakin ol..."
Jeonrae'nin telefonun ardından yükselen temkinli sesiyle durdu ve duvara yaslandı. Aklından türlü türlü felaket senaryoları geçiyordu.
"Ne oluyor? Jeongguk'a bir şey mi oldu?"
Kapının kapanma sesini işitti. Sonra Jeonrae'nin telefonu yeniden kulağına dayamasıyla oluşan hışırtıyı...
"Taehyung," dedi genç kadın nefes nefese. "Lanet sperminin Jeongguk'un erkek rahmine ulaşan bir yumurtaya tutunmuş olma ihtimâli yüzde kaç?"
"%0,013'ün altında..." dedi uğuldayan kulaklarıyla. Bu sırada kapının ardında olsa bile işitebildiği sesle gözleri kararmaya başlamıştı. Jeongguk muhtaç bir sızlanışla adını sayıklarken Jeonrae kapıyı açtı.
"Çok mu sıcak oldu? Terledin mi bebeğim? Tamam, tamam gelecek... Bak, bak burada birkaç kıyafeti daha var. Camı açayım mı? Açıyorum hemen!"
"Jeonrae, ne oluyor?" diye bağırdı sonunda Taehyung eli kolu bağlı bir şekilde telaşa düşmesinin verdiği sinirle.
Umduğu ve umduğu gibi olmamasından korktuğu bir ihtimâlin güzelliğine kapılmamak için sınanıyordu sabrı. Çevresinden geçip giden çalışanlar korkuyla ona baktığında gözlerini kapattı ve parmaklarıyla burnunun kemerini ovuşturdu. Bir süre sakinleşmeyi bekleyip telefonu öteki eline aldı.
Jeonrae bir müddet daha sessiz kaldı. Jeongguk'un tatlı mırıltıları silikçe kulağına ulaşırken genç kadının yutkunduğunu işitti.
"Ta-taehyung, Jeongguk-" dedi inanamıyormuş gibi uğultulu bir sesle. Sessizliğini Jeongguk'un alfanın adıyla süslenen hayali sızlanışları bozuyordu.
