Bölüm 3 🍇

2.7K 432 800
                                    

aslında atmayacaktım

ama atıyorum

çünkü neden olmasın?

beni yalnız bırakmayın

muhtemelen yalnız bırakılmadığım için atıyorum şu an zaten

böyle dwm 👍

"Isabélla'nın Alfası"

Sefo- Isab- saka saka
Lord- Yellow Flicker Beat

Jeongguk kirpiklerini örttüğü an bilinci kapandı ve amansız bir rüya silsilesinin içine düştü. Birbirini takip eden rüyalarında mutluydu ve yalnız değildi. İlk rüyasında neredeyse tamamen silikti yanındaki kişi. Kim olduğunu bilmiyordu, ne yaptıklarını idrak edemiyordu; sadece tamamlanmış hissediyordu Jeongguk. Her yeni rüyasında karanlık silüet şekil almaya, renklenmeye başlıyordu. Birinde esmer, uzun parmaklar çıplak bedeninde utanmazca ve özgürce gezinirken ötekisinde bal rengi, kalın bir boynu öpüyordu. Sonra adım adım kasıklarını utançla yakacak detaylar eklenerek devam etti ve silüet tamamlandı.

Jeongguk, Kim Taehyung'un kolları arasında amansızca kahkaha atıyorken kucağında tuttuğu bebeği fark ettiğinde gözleri iri iri açıldı.

Dudakları aralık, yüzü ter damlacıklarıyla kaplıydı fakat göğsünü delip çıkmaya çalışan kalbine ulaşamadan iç organlarına amansız bir spazm yayıldı. Bulunduğu yatakta iki büklüm olurken penceresinden dışarı baktığında ayın tamamen karardığına şahit oldu. Titrek dudaklarının arasından cılız bir "Alfa..." fısıltısı yükseldi. Bunu dile getirdiği an bir tekme daha yemiş gibi acıyla sarsıldı ve "Taehyung!" diye feryat etti.

Sesi o kadar yüksek ve o kadar ıstırap doluydu ki evdeki bütün herkes omeganın kapısında toplanmıştı. Annesi belki de ilk defa vicdana gelerek oğluna bakmak istedi fakat Jeonrae buz gibi bakışlarıyla buna engel oldu. Öz kardeşinden yarın evleneceği adamın ismiyle süslenen acı dolu çığlıklar duymak her gece yaşadığı bir durum değildi ve sinirliydi. Korkuyordu. Kaybetmekten çok korkuyordu.

Neyi kaybetmekten korkuyordu? Hiç sahip olmuş muydu?

"Açma." dedi bir feryat figân çığlık daha kapının ardından yükselirken.

Gözünden bir damla yaş aksa da insafa gelmedi. Yüzünde tek bir mimik dahi oynamadı ve eli kilitte öylece bekledi. Bu sırada malikânenin camla kaplı duvarlarından yükselen koyu kızıllık herkesi esir aldı. Neredeyse kırmızıydı. Gün doğarken neredeyse her yer kan kırmızısı parlıyordu ve bu ani kızıllığın ortasında bir anda yükselmeye başlayan ulumalar bütün bir sürüyü içinde bulundukları durumdan sıyırdı.

"Kim'ler geliyor!" diye bağırdı içlerinden birisi. Kim sürüsünün pek çok ayrıcalığı vardı ve bunlardan en özeli kurt formlarını hâlâ unutmamış olmalarıydı. Bu topraklardaki en eski, en ilkel sürüydü lakin ilkellikleri cehaletlerinden değil, içgüdülerine bağlılıklarından geliyordu. Şehir hayatı onları ormandan ayırmamıştı. Kurtların uluyuşu git gide yaklaşırken aşağıdaki kapıya hiddetle vuruldu.

Sürüden birisi insan olarak gelmişti.

"Isabélla!"

Omega duyduğu tanıdık sesle birlikte acısını dizginledi. Aynı ses bu sefer "Jeongguk!" diye kendisine bağırdığında bütün acısına rağmen topallayarak ayağa kalktı ve kapıya ulaşmaya çalıştı.

"Taehyung!" diye bağırdı ulaştığı kapıyı açamadığı için yumruklamaya başlarken. Dişi geyiği gözleri amansız acılarla, yaşlarla dolu olsa da bu sefer gülerek kısılıyordu. Titrek sesi heyecanlıydı; kursağındaki omegası vuslatı bekliyordu.

isabélla | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin