Bölüm 9: Bir Reçel Kokusu

13 3 0
                                    

Ben geldimm, biraz geç oldu kusura bakmayın ama bugün iki bölüm birden yayınlamaya çalışacağım. Neyse oyalamayım sizi canlarım, düzenlenmiş haliyle 9. bölüm sizlerle.

🍁🍂🍁

9. Bölüm

Dakikalar birbirini kovalarken geleceğe dönen umutlu yüzlerimizin de üzerine gölgeler düşüyordu. Geleceği hep yıllar, aylar ya da haftalar sonrası olarak düşünüyorduk fakat her gelen saniye hayal ettiğimiz geleceğin kırıntılarını oluşturuyordu. Hep çok düşünüyor ama hayata geçiremiyorduk, hayat geçiyordu ama düşüncelerimiz bizi daha uzun yaşatmaya yetmiyordu. Ve her an güzellikle devam etmiyordu.

Ekimle yaşadığım o kısacık konuşmanın bana getirdiği en güzel ve belirgin olan eylem yüzümden silmekte zorlandığım gülümsememdi. Güneşin eğimini arttırmasıyla saatin fazlasıyla ilerlediğini anlamıştım kafeden çıkınca, herkesin yorulduğu apaçık belli olduğundan ders çalışmaya bir son vermeyi kimse hayır dememişti. Biz test kitaplarımızı kaldırmıştık ki ortaya konan üç farklı pizza çeşidiyle Firuze ablaya bakındım. Afiyet olsun diyerek yanımızdan ayrılan Murat abiye teşekkür ettik hep birlikte, Murat abi giderken gözler bana döndü fakat başımı hızla salladım olumsuzca "Vallahi bir fikrim yok." diyerek ikna etmeye çabaladım. Neşe "Valla kimin düşündüğü umurumda değil, çok teşekkürler Allah ondan razı olsun, midem sırtıma yapışmıştı." pizzadan bir dilim tabağına alırken sarf ettiği cümleyle ikizler başta olmak üzere ona katılarak yemeye başladılar. Gözlerim tekrar elalarla buluştuğunda pizzayı gösterdi 'hadi' dermiş gibi o an kimin sipariş ettiğini anlamış bulundum. Ekim acıktığımızı fark etmişti, üstelik bizim dışımızda masadan kalkan da bir tek oydu, gülümsemem daha da büyürken ben de bir dilim aldım.

Karışık olan pizza diliminden yeşil biberleri tek tek ayıkladıktan sonra pizza dilimi ağzıma götürdüm, Bulut'la göz göze geldik tam o anda, ona gülümsedim pizzamı ısırarak o da bana gülümsedi biberleri işaret etti Ekim gibi gözleriyle, omuz silktim "Sevmiyorum." dedim onun hiç çıkartmadan yediğini gördüm tabağına bakınca "Çöpe atılacaklar ama yemezsen." dedi beni ikna etmeye çalışarak pizzamı tabağa koyup tabağın yanındaki biberleri bıçağın ucuyla onun tabağına aktardım. "Eğer yersen atılmayacaklar ama." dedim şirince gülümseyerek. Başını gülümseyerek sağa sola salladı 'iflah olmazsın' der gibi. Omuz silkip pizzamı yemeğe devam ettim, lokmam ağır ağır çiğnerken gözlerim az ilerimizdeki masaya takıldı, kızlar açık açık bakıyordu masaya, gizleme gereksinimi bile duymuyorlardı. Resmen göz hakkı alıyorlardı ve bu ciddi manada sinir bozucuydu, üstelik bunu sinir bozucu bulmam Ekim'i sevmemle alakası oldukça azdı, bir insana gözünü dikip arsızca bakmak, ki yanlarında erkek arkadaşları varken yapmak, bu durumda ısrarcı olmak bana göre çok çirkin bir eylemdi. Aynı hareketi bir erkek yaptığında nasıl irrite oluyorsak, bir kadın tarafından bir erkeğe de bunun yapılması aynı derecede irrite ediciydi.

Huzursuzluk içinde gözlerimi Ekim'e çevirdim pizzasını yiyor bir yandan da telefonuyla ilgileniyordu. Kaşları çatıktı, telefona mı kaşları çatıktı yoksa bakışları hissettiğinden mi bilemedim? Umay tarafından önüme konulan pizzayla ilgi odağım dağıldı bakışlarım Umay'a döndüğünde sıcacık bir gülümseme bahşetti bana bakışlarında alenen bir ima yoktu lakin bir şeyleri anlamaya başladığını fark ettim. Yanaklarım bunun etkisiyle kızarırken daha dikkatli olmayı not ettim aklıma, aynı şekilde yeşil biberleri ayıkladım ve yine Bulut'a verdim. Bakışlarım Ekim'e kaydı fakat bu sefer yakalandım. Ufak bir gülümseme gönderdim, öneme dönüp aklımı beyaz ışık mı yoksa sarı ışık mı daha iyi diye tartışan arkadaşlarıma vermeye çalıştım.

Pizzalarımız bitince hep birlikte bir çay içelim ardından kalkarız diye düşündüler anladığım kadarıyla Ekim, Neşe, Bulut üçlüsü yemekten sonra çay içmeyi seviyordu. Onları daha önce de birkaç kez görmüştüm böyle, çok geçmeden çaylar gelirken yanımızdaki masadan bir sandalye çekilip yanımıza oturuldu. Gözlerim yanıma oturan sarışın çocukta şöyle bir dolandı, bizimkilerin yanına sandalye çeken kızlarla kaşlarım daha çok çatıldı. Yok artıktı ama bu kadarı da fazlaydı, ne oluyordu.

Sonbaharda SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin