Bölüm 13: Güneşli Günün Kanlı Gecesi

3 1 0
                                    

Merhaba canlarım nasılsınız, ben hasta oldum bir tık. Aman dikkat edin salgın varmış.

Çok uzatmayıp sizi 13. bölüme alayım.

İyi okumalar...

                                                                                     🍁🍂🍁

13. Bölüm

Duygular öyle bir şeydi ki asla saklı kalamıyordu. İçinde büyüyordu insanın, küçük bir çocuğu büyütür gibi büyütüyor allayıp pulluyorduk. Büyüdükçe saklanamaz oluyor, insanların gözüne batıyordu. Anlaşılır olan her duygu yanında yeni bir dünyayı da getiriyordu zihnime.

Aşk bana bir sonbahar ayında alelade bir günde bir çift ela gözle gelmişti. Onca şairin, ressamın, müzisyenin kırıklarında çiçekler açtıran bu duygu bana Ekim'le gelmişti. Ben onu sahiplenmiş, büyütmüştüm.

Sen Ekim'e aşık mısın?

Hayır, zira üç harfe benim kocaman duygularımı sığdıramazdınız.

Evet, ben Ekim'e aşıktım.

Derin bir nefes alma ihtiyacıyla yandı ciğerlerim. Kızlar pür dikkat bana bakarken ellerim buz kesti. Ne diyeceğimi bilemedim. Hem özgürleştim hem kafeslendim.

Kafesin içindeydim ama gördüğüm tek şey gökyüzüydü.

"B-ben, ben şey..." kendi kendime kekelemeye başladığımda utançla ellerimi çekmek istedim ama izin vermedi ikisi de "Özür dilerim öyle pat diye sordum bak valla özür dilerim." dedi Neşe, Umay da ona destek vererek "Haddimizi aşmak değildi niyetimiz, kusura bakma. Kapatalım bu mevzuyu." dediğinde yüreğim sıkıştı. Panikledim. Anlatmak istiyor ama çok utanıyordum.

Başımı hızla iki yana salladım, "Zorlama kendini lü-" diyen Umay'ı böldüm hızla.

"Evet." dedim sadece. Başımı öne eğdim hafifçe. Önce bir sessizlik oldu ortamda sonra Neşe hızla yerinden kalktı, oturduğum yerde daha da küçülürken çığlık attı birden. Şaşkınca ona bakarken Umay da kocaman gülüyordu.

"Ay Allahlım tatlılığa bak yiyeceğim. Ay çok tatlı olursunuz." dedikten sonra hızla sarıldı bana. Yanaklarım utançtan kızarırken şokla baktım. "Kızmadınız mı?" diye şaşkın bir halde baktım yüzlerine, gülen yüzleri dondu birden kaşları çatılırken birbirlerine bakıp bana döndüler, "Ne?" diye aynı anda sordular, "Ben yani, böyle arka-arkadaş şeklinde hayatınızday-" kendimce açıklama yapmam Umay'ın elini ağzıma kapatmasıyla son buldu.

"Sus, vallahi sus yoksa dayak geliyor." kaşları çatık, komik bir surat ifadesiyle bana bakıp Neşe'ye döndü "Bu nedir ya?" bu hali beni gülümsetmişti, istemsizce kıkırdadığımda Neşe "Gülüyor bir de!" dedi.

Umay elini ağzımdan çektiğinde yanıma, babamın oturduğu sandalyeye, kuruldu omuzlarımı sararak beni kendine döndürüp "Bana bak, şimdi iyi dinliyorsun beni." dediğinde Neşe de sandalyesini alıp Umay'ın yanına gelip mavi gözlerini tüm ciddiyetle üstüme dikti.

"Bir daha sakın birini sevdiğinden utanma, hele de bize karşı. Sevmek utanılacak bir şey değil ki, bunu kendi içinde kimseye zarar vermeden yaşıyorsan kim neye karışabilir ki. Karışan olursa da vardır öyle kendini bilmez hadsizler, dur diyeceksin zira biz de kimi seveceğimi seçemiyoruz, kalbe sahibi söz geçiremiyorken etrafındaki sayısız insanın iki dudağından çıkan anlamlı anlamsız birkaç cümle mi hüküm sürecek o kalpte. Seni anlayanlar zaten senin sınırlarını bilerek, sana inanarak yorum yapar." dediğinde anlamsız bir rahatlama yaşadım. Omuzlarım gevşemişti. Neşe Umay'ın sözünü devraldı hemen, " Üstelik sevdiğin kişi Ekim. İnan bana bence yer yüzünde onun kadar anlayışlı kimseyi bulamazsın. O bunu anlasa bile, sen söylemediğin müddet seninle bu konu hakkında iletişime geçmez. Kötü anlamda değil kesinlikle yanlış anlama, sadece zora sokmak istemez kimseyi." beni inandırmak için mavilerini gözümden asla çekmiyorken istemsizce gülümsedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonbaharda SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin