Toptan Aşk

Birinci Bölüm: 'Tatlısı buysa geri kalanıyla karşılaşmak istemiyorum.'

Merhaba! :) Umarım beğenirsiniz bölümü, fikirlerinizi merak ediyorum.

Bölüm, hikaye kurgu aşamasındayken her an başının etini yediğim arkadaşıma. :D Teşekkür ederim tekrar. *-*

Keyifli okumalar.. :)

Sizi seviyorum! :*

***

Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde ayağa kalktım ve bana bakan çocuğa doğru konuştum,

"Miyobun falan mı var senin, topu nereye attığını görmüyor musun?"

"Aslında bakarsan burada futbol oynadığımızı gördüğün halde sahaya dalan sensin, hangimizde miyop var tartışalım ister misin?"

"Beni gördüğünde durman gerekirdi." dedim, biraz şansımı zorluyordum.

"Niye, bilmediğim bir ülkenin prensesi falan mısın? Seni gördüğümde saygı duruşuna mı geçmem gerek? Üzgünüm ama devam ettirmem gereken bir oyun vardı."

Hem suçlu hem de güçlüydü bir de iyi mi!

"Ah, tabi ya siz erkekler ve şu futbol saçmalığı! Her şeyden önce bir kıza top attığın için özür dileyeceğin halde-"

"Ha yani bir erkeğe atsaydım özür dilememe gerek yoktu öyle mi? Gerçi bir erkek sen gibi nazlanmazdı ya, nazlansa ona erkek demezdik zaten."

"Hadi ya, hakkını savunmak ne zamandır nazlanmak oluyor?"

"Hakkını savunmanın ne demek olduğunu bildiğine emin misin?"

Tam cevap verecektim ki Yiğit'in sesini duydum.

"Egemen ne oluyor ya, seni bekliyoruz."

Demek adı Egemen'di.

"Eslem senin ne işin var burada? Ceren'in yanında olman gerekmiyor muydu?" Dedi Yiğit beni fark ettiğinde.

Anlayacağınız üzere ben Eslem. Halimi sormak yerine bana fırça atmayı tercih eden bu avanağın kuzeni oluyorum.

"Çok sağ ol Yiğit, evet kafama top yedim. Önemli değil iyiyim sorduğun için teşekkür ederim!" diye çemkirdim.

"Özür dilerim.." dedi şefkatle. "Ne oldu kafana?" dedi kafama bakarken.

Yiğit böyle şefkatli biriydi, muhtemelen şu an söyledikleri için pişman olmuştu.

"Arkadaşın," dedim Egemen'i işaret ederek. "..o top attı."

Bunun üzerine Yiğit Egemen'e doğru kötü bakışlar attı. "Ya oğlum dikkat etsene biraz."

"Ne yapayım abicim oyunun ortasında sahaya dalmayacaktı." dedi bana küçümseyerek bakarken.

"Pardon da, beni gördüğün halde oyuna devam eden sensin. Senin yüzünden beynimde hasar oluşabilirdi." dedim.

"Görünüşe bakılırsa daha önceden olmuş zaten, bana pek gerek kalmamış." dedi bir adım öne çıkarak.

"Bana bak." dedim dişlerimin arasından.

"Bakıyorum." dedi meydan okurcasına.

Tam Egemen'e doğru bir adım atıyordum ki Yiğit ne yapacağımı anladı ve beni çekti.

"Ne yapıyorsunuz siz ya? Ana okul çocuğu musunuz? Top atma kavgası mı yapacaksınız?" dedi gülmemeye çalışarak.

"O başlattı." dedim daha da çocuklaşarak.

"Arkadaş o çağlardan çıkamamış gördüğün üzere." dedi Egemen Yiğit'e doğru. Eliyle beni gösteriyordu.

"Egemen, şansını zorlama istersen kardeşim." dedi Yiğit tehditkar bir sesle.

"Ben senin nereden arkadaşın oluyorum be!" diye çemkirdim Yiğit'le aynı anda.

"Tamam, sustum." dedi Egemen, gülerek. Muhtemelen ben gibi sinirleri bozulmuştu.

Gülmek demişken, dişleri ne kadar düzgün ve beyazdı öyle! Ayrıca gülünce göz kenarları kırışıyordu ve itiraf ediyorum bu ona gerçekten yakışıyordu.

Hayır bir saniye, itiraf falan etmiyorum canım!

Biz tam atışırken arkadan bir çocuk geldi. "Gençler, nerede kaldınız ya?" dedikten sonra bana döndü.

"Aha, sende kimsin?" Ne kadar da kibardı!

"Ben Eslem." dedim ama sanki kendi adımı söylemek yerine 'bu an çabuk bitebilir mi?' diyordum.

"Ben de Can." dedi gülümseyerek ve elini bana uzattı. "..Ama sen bana son yakışıklı diyebilirsin." dedi.

Kesinlikle şapşalın tekiydi.

"Ben de son boyun bükücü Yiğit. Şansını biraz daha zorlarsan sana da son zampara diyecekler! Uzak dur lan kuzenimden!" diye bağırdı Yiğit.

"Kuzenin mi? Nereden bileyim oğlum kuzenin olduğunu? Söyleseydin baştan yürümezdim ben." dedi Can ve bana döndü, "..Pardon bacım."

"Ayakların sana ihanet etsin de yürüyeme kızlara Can, oldu mu!" dedi Yiğit sinirle.

"Yiğit, ne demek kızlara yürüyeme? Sana mı yürüyeyim kardeşim? Bak kardeşim diyorum. Biliyorum çok çekiciyim de üzgünüm ilgi alanım kızlar." dedi teselli dercesine Yiğit'in omuzuna vurarak. Yiğit ise muhtemelen sabır dileniyordu. Bunun üzerine gülmeye başladım.

"Çekici değil zevzeksin Can, dayak yiyeceksin az sonra." dedi Egemen. "Bu arada, kuzenin konusunda bol şans kardeşim."

"Yiğit kaşınıyor bu ama!" dedim Yiğit'e doğru. Tabi onu dövemezdim ama çenemle dövmekten beter ederdim. Yiğit tehlikenin farkındaydı.

"Egemen bir sussana lan, yeter!" dedi Yiğit.

O anda arkadan birinin adımı seslendiğini duydum. Dönüp baktığımda Ceren'i gördüm. Nihayet gelmişti!

"Eslem, nihayet seni buldum!" dedi, nefes nefese kalmıştı.

"Neredeydin sen?" dedim.

"Ya bahçeye çıkmıştık biz arkadaşlarla seni orada bulurum sandım. Sonra kalabalıktan bulamadım tabi. İyi ki buraya gelmişsin." dedi.

"Ya kızım dikkat etsene biraz, ya kaybolsaydı?" dedi Yiğit.

"Çok özür dilerim, gerçekten." dedi, üzüldüğü her halinden belliydi.

"Tamam neyse artık. Üzülme sen de kıyamam ben sana."

"Al işte abi kız değil mi? Hep-" Egemen lafını tamamlamadan ben konuştum,

"Eğer biraz daha konuşursan ben konuşmaya başlayacağım ve inan bana bu senin için pek iyi olmaz aksi çocuk."

Yiğit Egemen'e döndü ve gülerek konuştu. "Hadi Ego, uğraşılmaz bunlarla hadi. Sizde eve geçin gençler ben gelirim yarım saate."

"İyide biz eve gitmek istemiyoruz." dedim. Ceren de beni onayladı, Yiğit'le yaşıttık ama o sanki abimiz gibi davranmaktan vazgeçememişti.

"İyi gelin o zaman iki tur dönelim sahada sonra gidersiniz." dedi Egemen sinir bozucu bir gülüşle.

"Pardon da, komik misin? Ayrıca Ego mu?" dedim gülmeye başlamadan önce. "..Tam sana göre bir lakap doğrusu."

"Yiğit bak kuzenin falan dinlemeyeceğim-"

"Tamam Egemen, hadi kızlar eve sizde." dedi Yiğit.

Bezgin bir suratla sahadan çıkarken Ceren konuştu, "Egemen ile aranızda ne geçti sizin?"

"Önemli bir şey değil, umarım Yiğit'in her arkadaşı bunun kadar, gıcık, ukala ve egoist değildir!" dedim.

"Gerçekten hiç önemli bir şeye benzemiyor." dedi Ceren gülerek.

"Ceren ya!" diyerek isyan ettim.

"Tamam tamam. Egemen tatlı çocuktur, benim tipim değil gerçi."

"Valla tatlısı buysa geri kalanıyla karşılaşmak istemiyorum." dediğimde Ceren kıkırdadı.

Eğlenceli bir yaz beni bekliyor gibiydi, umarım tahminlerimde yanılmazdım.