Selamlar, diyeceğim de yüzüm yok. Çok geç gelen kısa bir bölümle karşınızdayım. Arayı çok uzattım ama çok istememe rağmen yazmaya vaktim olmadı.
Bu bölüm en hızlı yazdığım bölümdü resmen, umarım hızlı yazılmış olması bir şey kaybettirmez.
Keyifli okumalar size. *-*
Yüzsüzlük yapıp bol bol yorum istiyorum sizden. :))
Bölüm şarkısı: Emre Aydın- Sen Gitme
--
Hani bazı anlar yaşarız, o an var olan tüm olumsuzluklara rağmen kısa bile olsa o süre mutluluğa, mutlu olmaya yeter ya... Geçirdiğim bir haftayı ancak böyle özetleyebilirim size.
Öyle günler düşünün ki, hiç olmadığım kadar mutluyum. Gerçekten sonlanacağını bilmesem, sonu gelmesin diye dualar edeceğim. Şimdi düşünüyorum da, keşke bilmeseydim sonlanacağını, keşke ne kadar zamanım var diye düşünmeden özgürce yaşayabilseydim o günleri.
Her güzel şeyin bir sonu vardı elbet, acı olansa seçim yapma şansının benim elimde olmayışıydı.
İtiraf edeyim, Egemen bana bir hafta her şeyi unutma teklifiyle geldiğinde bunun işe yarayacağını düşünmemiştim. Düşüncelerimin farkında olacak ki, aklımdan geçenlere pişman ettirecek güzel günler yaşattı bana. Şimdiyse onu görmek istemeyeceğim bir halde, dolu gözleriyle bakıyor gözlerime. Ne ben onu teselli edebiliyorum, ne de o beni. Biliyoruz ki, bu bir işe yaramayacak.
Çalan zilin ardından dolu gözleri ve kızarmış burnunun aksine asla düz bir şerit haline gelmeyen, o kıvrılmış dudaklarıyla buldum onu karşımda. Bir de her gün olduğu gibi çiçekler vardı ellerinde. Bir hafta boyunca, hiç üşenmeden her gün bana çiçek almıştı. Bu çiçekler ondan parçalarmış, ben giderken yanımda götürecekmişim. Ondan bir parçayla yola çıkacak, onu asla ayırmayacakmışım yanımdan. Bilmeliymişim ki çiçekleri gibi o da asla gitmeyecekmiş. Ve bende o çiçeklerin varlığı gibi onu hiç çıkarmamalıymışım kalbimden. Bu çiçekler onu temsil ediyormuş, en son gelenler gibi tazeymiş bana olan aşkı, hiç bitmeyecek gibi. Bazen kuruyacakmış, solacakmış. Özleyecekmiş beni çokça ama aldırmamalıymışım solsa da bitmezmiş ki bana olan duyguları. Her daim taze olacakmış aşkı. Her gün çiçek almasının sebebini sorduğumda anlatmıştı bunları.
"Bunlar yeni mi?" dedim ellerindeki çiçekleri kucaklarken, dudaklarım tebessümüne eşlik ederken, gözlerim hüznünü paylaşıyordu.
"Yeni ve en sonuncular."
"Şu bir haftada köşe başındaki çiçekçi ablayı zengin ettin Ukala. Farkında mısın?" dediğimde ilk defa içten gülümsediğini gördüm. Bunun sebebi ona ukala demem olabilirdi.
Bir adam siz ona ukala diyorsunuz diye mutlu olur mu?
Benim sevgilim oluyor işte.
"Ne güzel işte küçük cadım, varsın o çiçekçi abla zengin olsun. Bugün sadece çiçekçiyi değil ablamı da zengin ettim ben."
"Ablanı mı? Niye ki?" dedim, elimdeki çiçekleri diğerlerinin yanına koyarken.
"Aslında planım bunları satın alıp onu zengin etmekti ama.." dedi arkasına sakladığı kitapları bana uzatırken.
AY SEN BANA KİTAP MI ALDIN?
KİTAP?
SENİ YERİM BEN BİLİYON MU?
"..Cani kadın kızıyla bir oldu para ödettirmedi bana. 'Yahu sevgilime alıyorum.' diyorum, işlemiyor. Sen bu kitapları severek okuduğun zaman zengin olacakmış esas, öyle söyledi. Bunlarda ondan sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toptan Aşk
Novela JuvenilHayatta her şeyi toptan yaşarız aslında, alışverişimizi daha ucuz olsun diye toptan yaparız, bir piyango bileti aldığımızda beklentilerimiz yine o toptan olur, ona bağlı olur her şey. Zayıflamak isteriz, o kocaman topla hareket eder, hedeflerimize o...