On Dördüncü Bölüm: Üniversite Sorunsalı

78 7 0
                                    

Sınav haftasını bitirince koşarak buraya geldim. Benim hafta sonuma, sizinse beklediğinize değecek çok güzel bir bölüm oldu bence.

Ha bir de her zamanki gibi fikirlerinizi merak ediyorum.

Keyifli okumalar size.. :)  

"Tembel tavuk, tembel tavuk, haydi kalk! Haydi kalk! Bak, sabah olduu, odaya güneş doldu haydi kalk, haydi kalk!"

Bir adam düşünün ki, aslında güzel olan sesini sırf bana işkence olsun diye mahveden..

Bir sabah düşünün ki, Can'ın kart sesiyle tatlı uykumdan uyandırılmak zorunda kaldığım..

"Ya Can, bir git başımdan." dediğimde tam olarak göremediğim suratını buruşturduğuna emindim.

"E aşk olsun ama Sahil. Sabahın köründe ben sana şaklabanlık yapayım sen uyanma. Oldu mu bu şimdi?"

Ve bir Sahil düşünün ki, çileden çıkmak üzere olan...

"Oldu Can, çok güzel oldu. Git başımdan." dediğimde hain bir sırıtma yolladı bana, "..Bana bak, uyanmazsan gıdıklarım." inanmayan suratımla konuştum, "Yapamazsın."

"Sen öyle san, yaparım. Hatta öyle bir yaparım ki, aynı zamanda yaparım bilirsin şarkısını söyler, kulaklarını mahvederim."

"Ya Caan." diye sızlandım. "..Acı bana lütfen!" "Acı yok Rocky!" deyip, o dillerden düşmeyen repliği bana hatırlatmaktan geri kalmadı.

"Sahil, çok açım. Hadi kalk."

"Pardon da ne zaman değilsin Can? Ben mi hazırlıyorum ya kahvaltıyı? Git, ye!"

"Hadi kalk Sahil'im, kahvaltı yapalım."

Sen bana Sahil'im demekten ne zaman vaz geçeceksin sayın Söğütdelen? Bendeki de kalp, bana da yazık.

"Tüm gece uyuyamadım senin yüzünden! Bir durmadın yerinde." derken yatakta doğruldum, Can'ın beni uyutmayacağı belliydi.

"Benim yüzümden mi?" dedi eliyle kendini işaret ederken. "..Tabi senin yüzünden. En son yarım saat kadar uyumuşum, kalktığımda başım yastığın üzerinde, bedenimin yarısı yataktan sarkmış haldeydi." dediğimde gülmeye başladı. "..Gül sen gül," dedim kısık sesle "..Seninle uyumak zaten zorken bir de böyle davran."

"Kıyamam ben Sahil'ime." derken hala gülüyordu. "..Gel kız buraya." dedikten sonra bana sarıldı. Sarıldı, sarıldı da hala gülüyor.

"Ya Can!" diye bağırdım, "..Ben senle sınanıyor olabilir miyim? Gülmesene!"

"Tamam tamam. Sen hazırlan, ben seni bekliyorum."

"Hala beklemek diyor ya! Algıların mı kapalı salak mısın anlayamıyorum doğrusu. Bak şu gözlere," dedim gözlerimi iyice açarken, "Uyku akıyor uyku."

"Bir şey olmaz, dışarda bekliyorum ben." dedikten sonra kapıyı çekip çıktı.

Yüksek sesle homurdanıp yastığımla kendimi boğmaya çalışırken konuştum. Evet, bunların hepsini aynı anda yaptım. Söylediklerimin anlaşılmadığı açıktı. "Senden nefret ediyorum!" Kafamı kaldırıp ne söylediğimi düşünüce ekledim, "Edemiyorum galiba ya, niye edemiyorum ki!"

Can'ın yüksek ısrarları sonucunda nihayet kahvaltı yapmaya başladığımızda, yanımıza gelen Onur'la Can'ın keyfi kaçtı. İyi mi oldu derseniz, vallahi çok iyi oldu! Azıcık da o sürünsün.

"Günaydın Sahil."

Tam cevap vermeye hazırlanıyordum ki, Can benim yerime konuşmaktan çekinmedi.

Toptan AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin