"Ya Ceren, ben vazgeçtim sevgilimle bırakın beni."
"Eslem, başlatma sevgilinden şimdi. Kalk hazırlanacağız daha."
"Ya beni neden anlamıyorsun? Kalkacağım, hazırlanacağım, bilmediğim yeni bir ortama gireceğim falan. Üşenirim ben."
Şu dünyada bir Allah'ın kulu beni anlayamaz mı ya? Hayır, ben kendimi tanıyorum, muhtemelen oradaki insanlarla çok iyi anlaşacağım ama o zamana kadar yapmacık yapmacık sırıtıp aşırı kibar konuşmak zorunda kalacağım falan. Hiç bana göre değil.
"Kalk da şu elbiseyi giy." diyen Ceren'e döndüm.
"Ya biriniz beni anlasanıza. Zamanında, 'Aslı bak, nefesimi tutarım!' repliğiyle anasına diklenip, her istediğini yaptıran Kıvılcım mı olayım illa?"
"Az daha konuşursan, Samanyolu Tv de 'kuzenine diklenen asi kızın sonu.' diye dizi-film yapacaklar sana, göreceksin replik neymiş. Hadi Eslem, herkes bizi bekliyor."
"İyi be!" diye diklendim ama Ceren beni takmadı. "..Nereye gideceğiz onu söyle bari."
"Ortamlara akalım diyoruz Eslem, ne bileyim önce şık bir restoranda yemek yer, sonra klas bir bara gider içeriz. Tabi sonra benim öküz ikizim ve saz arkadaşları havadan nem kaparak orada kavga çıkarırlar ve tıpkı filmlerde olduğu gibi geceyi karakolda tamamlarız. Ne dersin?"
"Adam dövme harici aşırı Amerikanvari geldi bana ama yine de sen bilirsin. Söyle hangi çay bahçesine gidiyoruz çay içmeye?"
"Niye öyle diyorsun kız, fakir eroinimiz var. Çekirdekte çitleriz." diye güldü Ceren. "..Mehmet'e gidiyoruz. "
"Ha eve tıkılıyoruz yani? Ay çok eğlenceli!" dedim yapmacık bir sevinçle.
"Ya amcasını ikna etmiş Mehmet sonunda, kendi başına eve çıktı. Bizde bir gidelim dedik işte. Hayır ne bekliyordun balım? Gece kulübüne falan mı gidelim?"
"Nasıl, niye amcasına danışıyor ki bu konuda ailesine sorsa ya?" dedim.
"Hah, yeri gelmişken anlatayım. Biz az sonra gideceğimiz evdekilerle beraber büyüdük. Şimdi hatırlamazsın belki ama küçükken onları görmüşlüğün vardır mutlaka, bir tek Egemen. O aramıza en son katılan, Yiğit'le lisede tanıştılar. Hepimizin sırları var Eslem..- Ay bu da gerilim filmlerinin girişleri gibi oldu.." dedi Ceren gülerek.
"..Demek istediğim, yakın arkadaş olduğumuz için her açığımızı, acımızı biliyoruz. Bak mesela, yanlış hatırlamıyorsam yedi yaşlarında falandık. O gün de hepimiz okumayı sökmüşüz, hani küçükken saçma bir kurdele verirlerdi ya okumayı sökenlere, aldık kurdeleleri eve koşuyoruz hepimiz. Mehmetlerin evin önüne geldik, bir kalabalık var. Amcası geldi ona sarılıp ağlamaya başladı. Mehmet de sarıldı amcasına ama ne oldu anlayamıyor. Sonra amcası buna tak diye, "Annenle baban öldüler oğlum dedi." nefesini sıkıntıyla dışarı verdi Ceren. "..Mehmet'in o anki halini hiç unutmam. Önce o göğsüne iliklenen kurdele düştü yere. Kalbi mi acıdı nedir, ilk kopan parça o oldu Mehmet'ten. Sonra göz yaşlarını gizlemek için kafasını yere eğdi. Küçükken bile çok gururlu bir çocuktu. Titrek sesiyle "Nasıl?" dediğini hatırlıyorum. Kaza yapmışlar."
"Sonra?" dedim merakla.
"Sonrası yok, sonrasını hiçbirimiz hatırlamıyoruz, bilsek de unuttuk. Sonra Mehmet'te yok oldu zaten. Az gülen çocuk, hiç gülmemeye başladı. Daha da içine kapandı. Bir tek , Ada. Ada onu hayata bağladı. Liseye geldiğimizde Ada'yla çıkmaya başladılar. O da Egemen gibi en son gelenlerden ama onu küçükken tanıyorduk biz. Tanıyorduk ama çok yakın değildik. Mehmet Ada'ya öyle bağlandı ki Eslem. Sabah mutfakta konuşuldu ya hani. Ada ne derse yapar Mehmet, kıyamaz ona. Ne kadar belli etmese de ailesi gibi Ada da gidecek bir gün diye ödü kopuyor Mehmet'in. Bunları sana arkadaşlarımın sırlarını açık etmek için söylemiyorum, bil diye. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toptan Aşk
Teen FictionHayatta her şeyi toptan yaşarız aslında, alışverişimizi daha ucuz olsun diye toptan yaparız, bir piyango bileti aldığımızda beklentilerimiz yine o toptan olur, ona bağlı olur her şey. Zayıflamak isteriz, o kocaman topla hareket eder, hedeflerimize o...