Selam gençler! :) Yeni bölümle karşınızdayım, yavaş yavaş ısınıyoruz hikayeye. Umarım beğenirsiniz bölümü.
Keyifli okumalar.. :)
Ha bir de, beni yorumsuz bırakmayın olur mu? Fikirlerinizi merak ediyorum.
Sizi seviyorum *-*
Uykuya olan sevgimi hiçbir insan sevgisiyle eş tutamam, uyku hep ağır basar benim için. Sabahları ne kadar sevsem de uyandırılmak her zaman berbat hissettirmiştir. Tıpkı sevgilinden ayrılmak gibi, yatağım bana dolu gözlerle bakıyor sanki, o kal dese gidemeyeceğim kalacağım orada. İşte hepinizin filmlerde izlediği, kitaplarda okuduğu o aşk sahnesini ben her gün düzenli olarak yatağımla yaşıyorum.-kaldığım her yerde bir sevgilim var tabi- Bugün hikâyemize üçüncü bir kişi girdi. Aşk üçgeni oluşturuyoruz anlayacağınız. Kim mi bu hain? Çok sevgili kuzenim Ceren. Yatağımdan kalkmam için bana defalarca bağırmasını bırakın bir kenara, beni yataktan çekerek yere düşürmeye çalıştı ve evet başarılı oldu da. Sevgilim, seni çok özleyeceğim!
Bakmayın böyle dediğime zira kendilerinde tek bir hareket yok. O okulun popüler çocuğu bense peşinde dolanan sümsük kızım sanki. Sevgilini senden koparıyorlar, sense izliyorsun. Oldu mu bu şimdi?
"Ya Ceren! Ne demeye kaldırıyorsun beni bu saatte?"
"Kızım senin saatten haberin var mı? Hayır, onu geçtim, annemler evi terk ediyor sen uyuyorsun hala!"
Hayır, yani bana ne saatten, bana ne teyzemlerin evi terk etmesinden dimi ama yok-
Bir dakika.. Teyzemler evi mi terk ediyor?
Yaklaşık iki dakika odanın mimarisini inceleme eşliğinde süren içsel çatışmamdan sonra Ceren'e döndüm, "Annemler evi terk ediyor derken?"
"Hah! Uyuyan güzelimiz uyandı sonunda. Bizde onu anlamaya çalışıyoruz Yiğit'le. Sen uyanmadan bir şey söylemeyeceklermiş. Babamla ikisi harıl harıl valiz hazırlıyor sabahtan beri."
Ne demek ben uyanmadan? Ay yoksa bu ikisini benim başıma mı bırakacaklar? Allah'ım sen koru!
"Kızım ne bakıyorsun bön bön kalksana!" diyen Ceren'e döndüm ve haklı olduğunu anlayınca kalkıp onunla birlikte teyzemin valiz hazırladığı odaya geçtim. Yiğit teyzemin yanında muhtemelen ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Yanına gidip sordum. Ceren de peşimden geldi.
"Durum nedir genç?" dedim kısık bir sesle.
"Vallahi iki ihtimal veriyorum gençler, ya bizimkiler ikinci bir balayı planı yapıyor-"
"Kırkından sonra balayı mı olurmuş be, Bal Ayı'dır o." dedi Ceren kıkırdayarak.
Yiğitle ben de sessizce güldük.
"O zaman ikinci ihtimal, galiba biz kafayı yedirttik insancıklara." dedi Yiğit.
"Bak bu muhtemel." dedi Ceren
"Destekliyorum!" dedim Ceren'i işaret ederek.
"Vallahi şu mükellef kahvaltı sofrasına bakınca, bence de uygundur." dedi Yiğit
"Mükellef derken?"
"Gelin benimle." diyen Yiğit'in peşine düştük.
Mutfağa girdiğimizde ne arasan var cinsinden bir masa vardı önümüzde.
"Yok artık bir kuş sütü eks-"
"Değil," dedi Yiğit elindeki sürahiyi kaldırarak.
İçinde süt olan sürahinin üzerine kağıt yapıştırılmıştı. Kağıtta 'Kuş sütü :)' yazıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toptan Aşk
Teen FictionHayatta her şeyi toptan yaşarız aslında, alışverişimizi daha ucuz olsun diye toptan yaparız, bir piyango bileti aldığımızda beklentilerimiz yine o toptan olur, ona bağlı olur her şey. Zayıflamak isteriz, o kocaman topla hareket eder, hedeflerimize o...