Merhabaa! İşte yeni bölüm, umarım beğenirsiniz bölümü. :)
Bu arada, buradaysanız ve bu hikayeyi okuyorsanız ses verin! :) Fikirlerinizi merak ediyorum.
Keyifli okumalar...
"Hoş geldiniz kızlar."
Odadaki gergin havayı bölen Merve'nin yumuşak sesi oldu. İyi de oldu, çünkü o konuşmasaydı, dördümüz kızları gözlerimizle öldürecektik.
"Hoş bulduk." ilk cevap veren Şebnem'di. Sahil'in bakışlarından anlayabiliyordum.
"Ay bir de konuşuyor bu, kolonya getirin bileklerimi ovacağım!" dedi Sahil kulağıma doğru.
"Sakin ol." dedim.
Öyle bir durumdayız ki, Ada bir adım öne çıkmış, dövecek gibi bakıyor, bıraksak "Silecesin onu meseneden." deyip atlayacak kızların üstüne. Biz desen, "Welcome to ticaret meslek!" deyip racon keseceğiz kızlara sanki. Dışarıdan biri görse, 'ne yapıyorsunuz siz be!' diye çemkirir.
"Nasılsınız?" dedi Ada tiksinir gibi.
"İyiyiz. Siz?" dedi Açelya.
Ay iyi olma sen!
"Sahil iyiyim diyor bu. Sahil o olmayacak da ben mi olacağım? Ay bu güzel bir de. Çimdiklesene beni bir." dedim Sahil'in kulağına doğru.
Sahil'in bana verdiği cevap ise, 'sen miydin bana yapamayacağım şeyleri söyleyen, sıra sende.' demekle eş değerdi. "Sakin ol." dedi az önce bahsettiğim cümleyi içinde saklayan gülümsemesiyle.
"Sahil!" diye çemkirdim ve o an beni çimdikledi. Hayır, çimdiklemedi, etimi kopardı. Tabi bunun üzerine benden bir 'ah' sesi çıktı. "Kızım sen ne yapıyorsun?" dedim sinirle, aynı anda sesimi kısık tutmaya çalışıyorum.
"Sen değil miydin çimdikle diyen?"
"Çimdikle dedim ben sana, etimden et kopar demedim."
Ada bana dönüp sordu, "Eso iyi misin?" hayır bir de bu cümleyi öyle bir söyledi ki, sanki ben çetede liderin Eso lakaplı sağ koluyum. Ay resmen o cici kız Ada'nın altında belalı varmış da haberimiz yokmuş. Allah Mehmet'e sabır versin. İçimde Ada'nın bana seslenişine kahkaha atmak isteyen taraf, 'iyiyim başgan, sorun yok, büyüksün!' demek istese de akıl ve can sağlığımı düşünerek bu fikri zihnimden kovdum ve 'ben daha tehlikesiz ve ciciyim.' diyen sesimle, "İyiyim canım." dedim. Bulunduğumuz durum içerisinde, karşıdakilerin de hemcinsi olduğunu düşünerek daha yumuşak davranan Merve konuştu, "Kızlar, otursanıza." Zavallılar bir adım mı bekliyormuş neymiş, mutlulukla oturdular. Hayır, onlara da üzülmüyor değilim, iki tane eksik tahtalı yüzünden kurbanlık koyun konumundalar. Vallahi üzüldüm şimdi.
Bir dakika ya, niye üzülüyorum ben? Polyanna Eslem, seni ben bir ara boğayım. Karşındaki Egemen'in sevgilisi. Senin hoşlanıp hoşlanmadığına emin olmadığın, zihnini bulandıran çocuğun. İyi de suç gene bu ukalanın. Kızın hiçbir şeyden haberi yok ki. Bir nevi aldatılıyor sayılır. Ay ben öteki kadın mı oldum şimdi? Yedim seni Egemen! Niye bu kızcağıza Adnan Bey, bana da Behlül muamelesi yapıyorsun sen? Sonun ölümdür hain Bihter!
Acaba ben bu kızla ittifak yapıp Egemen'e karşı mı oynasam? Sevdim ben bu fikri ya! Kız yazık tatlı tatlı bakıyor da. Kız çipil göz, seninki seni yiyor ha, bil istedim.
"Eee kızlar, nasıl tanıştınız bizimkilerle?" sorduğu sorunun ne kadar mantıksız olduğunu bilen, ama muhabbet kurabilmek için bunu yapmaya çalıştığını, yükselip, alçalan, hatta ara ara kısılan sesinden anlayabildiğim uzlaşmacı taraf Merve'ye aitti bu garip cümle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toptan Aşk
Teen FictionHayatta her şeyi toptan yaşarız aslında, alışverişimizi daha ucuz olsun diye toptan yaparız, bir piyango bileti aldığımızda beklentilerimiz yine o toptan olur, ona bağlı olur her şey. Zayıflamak isteriz, o kocaman topla hareket eder, hedeflerimize o...