Dokuzuncu Bölüm: Hiç gitmemek üzere

99 10 10
                                    

 Bir yeni bölümle daha karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz bölümü, ben çok severek yazdım. 

Her zamanki gibi beni yorumsuz, fikirsiz bırakmamanızı isteyeceğim sizden. :)

Bölüm Şarkısı: Ali Atay- Eksik Bir Şey Mi Var?

Keyifli Okumalar..♥♦

"Cereen, çikolatamız bitti mii?"

İşte son üç günümü özetleyen o sihirli cümle!

"Bitti Eslem, hepsini sen yedin!" dedi Ceren bıkkınlıkla.

"Peki dondurma?" dedim yavru kedi bakışlarımla. Ha bu bakışı yapmakta başarılı mıyım? Bak bu tartışmaya açık bir konu.

"Onu da bitirdin. Nasıl hasta olmadın ona şaşıyorum ben."

"Peki şeker?" dedim sevimli bakışlarla. Bu kısımda başarılıyım ama.

"Şeker komasına girecek bu kız iki güne kalmadan. Kızım bir kalk artık!" dedi Ada üstümdeki çarşafı çekerek.

"Sen ne zaman geldin ya?" dedim sızlanarak. Başım çok fena ağrıyor.

"Ceren çağırdı sabah sabah. Kalk bir hava al ya." dedi Ada.

Ben sevimli bakışlarımı etrafa saçarken, Ada benim aksime kısılmış bakışlarını gözler önüne seriyordu.

"Beni rahat bıraksanıza siz, doya doya çekeyim acımı." dediğimde kızlar bana göz devirdiler.

"Neyin acısıymış bu? Bir şey de anlatmıyorsun ki. Tek yaptığın, Yiğit'i markete yollayıp çikolata falan aldırmak. Hani o da artık bıktı da kıyamıyor bu haline. Biraz daha sessiz kalırsan Yiğit'i salacağım başına Eslem."

Yiğit, benim kuzenim olan? Yiğit'in benle neler olduğu hakkında konuşacağını hayal ediyorum da, bir ürperdim bak şimdi. Olayı doğru düzgün dinlemez, atarlanır, üstüne Egemen'i dövmeye giderdi herhalde.

"Ne demek Yiğit'i başıma salmak ya? Cani misiniz?" derken gözlerimi kızlara doğru çevirdim.

"Cani değiliz canım, meraklıyız. Anlat." dedi Ada.

"Kızlar.." dedim gözlerim tekrar dolarken.

Öyle garip bir hale geldim ki anlatamam! Her an ağlamaya hazırım. Biri gelip iltifat etse, 'ay bana dedi.' diye bağırıp ağlayabilirim mesela. Normalde duygusuzum, hiç ağlamam diyemem. Hatta şu herkesin içinde, aslında ağlamak istemediği ortamda göz yaşlarını istemeden de olsa ortaya döken o bahtsız benim. Ya da en olmayacak şeyde odasına kapanıp ağlayan, ağladıkça rahatladığına inanan o kız da benim ama, ben bile bu kadar çok ağladığımı hatırlamıyorum.

"Ay başladık yine. Ada ben gidiyorum, yetti bana." dedi Ceren oturduğu yatağımdan kalkarken. Ceren kalkmaya yeltenirken, Ada hızlıca omuzlarından itti. "Ceren saçmalama, bana bak, ya şimdi ya hiç. Bugün öğrendik öğrendik. Yoksa bu kızı bir daha zor döndürürüz hayata." dedi Ada. Bu tabiri gülmeme neden oldu.

Şimdi de gülerken ağlıyorum, ne hoş!

"Eslem sende bırak şu garip duygu geçişlerini de anlat. Sabahın köründe kalkıp buraya gelmemin bir ödülü olmalı ama değil mi? Benim de bir ailem var hani, ha deyince çıkamıyorum dışarı. Annemi ikna etmek için kırk takla attım haberin var mı? Zaten şu sınav olayından dolayı sinirleri bozuk.."

Ada'nın söyledikleriyle gözüm karşı duvarda bulunan, bisiklet şeklindeki siyah saate çarptı. On mu?

"Sabahın onunda niye sorguya tutuyorsunuz beni? Ayrıca, niye sınavdan bahsediyorsun Ada? Benim acım bana yeter." dedim isyankar tavırlarla ve yatağa devrildim.

Toptan AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin