Selam gençler size yeni bölümle tekrar geldim. Bu bölüm son. Sonrasında günümüze döneceğiz.
Avşarı bu saatten sonra konuşturmak imkansızdı. Kendi içerisinde derin bir mücadele veriyordu. Kızını kimin kaçırabileceğini düşünüyordu. Aslında bir tahmini vardı ancak onun yapabileceğinden tam olarak emin değildi.
Düşmanı çoktu ve yakasını asla bırakmıyorlardı. Bu durumunda çocuklara yansımasına ve zarar vermesinden korkuyordu.
Zamanında görevde gittiğinde bir teröristin oğlunu işkence ederek öldürmüşlerdi. O günden bugüne Agah denilen terörist oğlunun intikamını almak için Avşarla birçok kez uğraşmış ancak istediği sonucu alamamıştı.
Zaten şu anda da masum ve daha korunmaya muhtaç olan küçücük kızından intikam almak istemesi Avşarı daha da deliye döndürüyor ve yapmak istemediği şeyleri yapması için zorluyordu.
Avşar, Agahın kızını kaçırdığını tahmin olarak yürütse de, masum bir bebeği öldürecek kadar cani olmadığını da biliyordu. Avşar, düşmanını yakından tanıyacak kadar çok vakit geçirmişti. O yüzden düşmanının hal ve hareketlerinden bir sonraki hamlesinin ne olduğunu az çok anlayabiliyordu.
Kızına daha karısının çok istediği ismi koyamadan ellerinden kayıp gitmişti. Bebeğinin mis kokusunu içine çekemeden, saçlarını okşayamadan ve kucağına alamadan kaçırılmıştı. En zor olan şey ise Avşarın bu durumu karısına nasıl söyleyeceğiydi.
Karısına kızının kaçırıldığını asla söyleyemezdi. Böyle bir durumun yükünü üstlenemezdi. Kızını kimin kaçırdığını tam olarak bilmese de karşısındaki düşmanı baya dişki bir rakip olmalıydı. Aksi takdirde elini kolunu sallayarak kolay bir şekilde girmesi mümkün değildi.
Aylaya bebeğinin kaçırıldığını söylediğinde az çok ne tepki vereceğini biliyordu. Ayla bebeğini bulana kadar bütün şehri altına üstüne getirirdi. Yalnız karısı ve oğulları ile kalabalık bir aile olduklarından düşmanının ailesine zarar verme riski ve olasılığı oldukça yüksekti. Bunu göze alamazdı.
O yüzden karısına bebeğin öldüğünü söylemesinin daha doğru olacağına karar verdi. Bu verilen anlık bir karardı. Avşar, sonradan çok pişman olacaktı ancak iş işten geçmiş olacaktı.
Karısının bu söylediğini kabullenmesi biraz zaman alacaktı, belki de çok acı verecekti ama her şeyin düzene girmesi için yapması gerekiyordu. Başka şansı yoktu.
Kızını kaçıran kişiyi bulduğunda kemiklerini lime lime edip eline verecekti, kendine söz vermişti. Kimse kızını kaçırmaya cesaret etmemeliydi. Kaçırıyorsa da bedeli neyse ödemesi gerekiyordu.
Doktor, doğumhane kapısının önünden hala ayrılmamıştı. Doktor, Avşara seslendi. Avşar şu anda bedenen burda olsa da ruhen aklı çok başka diyarlardaydı. Doktor en sonunda Avşarı dürttü de öyle kendine gelebildi.
"Avşar Bey, kızınızın kaçırılma olasılığının yüksek olduğunu söylediğimden beri sanki burada değil gibisiniz. Ama hem karınız hem de çocuklarınız için kendinizi güçlü tutmak zorundasınız. Aksi takdirde dağılmanız kısa sürer. Kendinizi toplayın lütfen. Karınızın durumu şu anda çok iyi ancak uyandığında her anne gibi bebeğini görmek isteyecektir. Ne dememizi istersiniz?"
"Kusura bakmayın, dalmışım. Kızım benim koskoca hastanede nasıl kaçırılır aklım almıyor açıkcası? Karıma kızımın öldüğünü söyleyin. Sürekli üzülmesindense bir kez üzülmesi daha iyi."
"Bana sorarsanız bu sağlıklı bir karar değil. Bebeğin annesi olarak kızının kaçırıldığını en çok onun bilmeye hakkı var."
"Size fikrinizi soran oldu mu? Size denileni yapın yeter."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orijinal Ailem
أدب المراهقينklasik abilerim ve aile kurgusudur. Avşar, sabahın ilk ışıklarında hamile olan karısının suyu geldiği için hastaneye getirmişti. O gün Ayla' nın son çocuğu olan Elfida doğacaktı. Her ikisinde de büyük bir heyecan vardı. Doğacak kardeşlerini sevinç...