8. Bölüm

130 4 6
                                    

Selamün aleyküm gençler, öncelikle nasılsınız?

Benden yeni bölüm istediniz, alası geldi.

Bende oturayım daha fazla bekletmeyeyim ve yazayım dedim. İyi düşünmüşüm dimi?

Duyurulardan haberdar olmak için beni takip etmeyi unutmayın. Aklınıza takılan bir şey olursa ya da bir şey danışmak isterseniz dm kutum size her zaman açık. Bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Bu arada diğer kitaplarımı da beğeneceğinizden son derece eminim.

Bakmanızı tavsiye ederim. Destek olmak için de diğer kitaplarımın kilitlerini açabilirsinuz. Token almanıza gerek yok. Reklam izleyerek ücretsiz token kazanabilirsiniz.

Keyifli okumalar dilerim...
********************
Genç kız baştan aşağı titremeye başladı. Bu kadar benzerlik fazla değil miydi?

Karşısında gördüğü kadın adeta kendisinin birer kopyası gibiydi. Masmavi çekik gözleri ve tupturuncu açık bıraktığı düz saçları, kendisinin sanki gelecekteki halini yansıtıyordu.

Dünyada insanların birbirlerine benzeyen kişilerin var olduğunu hep düşünürdü. Karşısında gördüğü kadınla arasındaki benzerlik korkutucu derecede fazlaydı. Kafasına bir şüphe tohumunu ekmesine yol açtı.

Annesiyle küçükken çekildiği bir fotoğraf vardı. İkisinin yüzünde de gerçek ve masum bir gülümseme yer alıyordu. Turuncu saçları rüzgarda uçuşurken ve saç telleri yüzlerini kapatırken aniden bir fotoğraf karesi yakalanmış gibiydi. Ailesinden kalan tek hatıra olarak fotoğrafı yanından hiç ayırmazdı.

Her gittiği yere mutlaka götürürdü ve kendisini en yalnız hissettiği zamanlarda bile fotoğraftaki annesinin yüzüne sığınırdı. Tek mutlu oldukları ve yüzlerinden tebessümün eksik olmadığı fotoğraf oydu.

Bu denli benzerliğin aklına karşısundaki kadının annesi olabileceği düşüncesini getirdi. Ailesini bu kadar çabuk bulabileceğini ihtimalini hiç düşünmemişti. Her insanın birbirine benzemesi oldukça doğal ve normal bir süreçti.

Kendisini her zaman en olumsuz senaryoya hazırlamış olması gerekiyordu. Bir olay ya da bir kişiye kendini kaptırdığında gerçekleşmesi muhtemel olan bütün ihtimalleri Elfida en alasını yaşamıştı. Gözleri kadının üzerinden asla ayrılmıyordu. Demir ve karşısındaki kadın derin bir sessizliğe gömüldü.

Elfidanın bir an önce kendisine gelmesi ve toparlanması gerekiyordu. İçinden derin bir nefes çekti ve bakışlarını kadından kaçırdı.

Karşısındaki ismini bilmediği kadın konuşmaya başladı. Kendisine hitaben konuşuyordu fakat diyeceklerini manevi oğlu olan Demir'e bakarak söylemeyi tercih etti.

"Demir, oğlum bu güzel kızımız kim? Su gibi parlıyor maşallah! Yoksa sevgilin mi? Gerçi sen pek sevgili yapacak bir tip de değilsin ama!"

Demir ilk başta ne söyleyeceğini bilemedi. Daha bugün kendisine ihtiyacı olan bir kıza yardım etti, sonuçlarının ağır olacağını bilemedi. Ödeyececeği bedel, evdeki çoğu kişinin kendisine karşı sırt çevireceği yönündeydi.

Herkesi ve her şeyi göze alarak bu işe girişti. İçindeki ses, yanındaki kadını koruması gerektiği yönündeydi ve içindeki sesi dinlemeye meyilliydi.

Sevgilisi olduğunu söyleyerek yanındaki kadını korumaktan ziyade, soru yağmuruna tutulacağını bildiği halde doğruyu söylemeyi seçti. Böyle de ailesindeki üyelerden birkaçının kadına sulanacağı gerçeğini görmezden gelemedi ve her halukalde kadını koruyacağına dair kendisine söz verdi.

Orijinal AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin