Barış'ın suratından akan terler ile hala deli gibi antrenman yapmasını izlemek çok keyifliydi. Geldiği için ilk andan itibaren hiç pişman olmamıştı. Barış'ın deli danalar gibi bir o yana bir bu yana koşturmasını izlemek iyi gelmişti kendisine. Bu kadar enerjiyi nerden bulduğunu düşünmeden edemiyordu."Barış'la beraber misiniz?" dedi yanı başında duran Aslı. Aslı'yı sevmişti, tanıştıkları andan itibaren kendisine hep sıcak davranmıştı. Kendisi yapısı gereği biraz çekinik olduğu için ilk adımı Aslı atmış ve ona anlayış göstermişti.
"Hayır, arkadaşız sadece."
"İlk defa bir arkadaşını antrenmana getiriyor." Aslı'nın keyifli sesi kızarmasına sebep oldu. "Onun için önemli biri olmalısın."
"O benim için önemli, ben de onun için önemli olduğumu düşünüyorum."
Kendisi de Aslı'ya birkaç soru sormak istedi ancak vazgeçti. İnsanların özelini kurcalamaktan pek hoşlanmazdı. Aslı'nın az önceki sorduğu soruyu iyi niyetle sorduğunu biliyordu ama yine de ufak da olsa rahatsızlık duymuştu bu sorudan.
Bir ara fazlasıyla terleyen Barış'ın ve diğer birkaç futbolcunun üstlerindeki tişörtü çıkarttıklarını gördü. Genç adamın süt beyazı kaslı vücudundan gözlerini zar zor alabildi Yağmur. Günah olmasa saatlerce onu incelerdi herhalde. O kadar güzel bir vücudu vardı ki adamın, kendisi onun yanında çok cılız kalıyordu. Göz ucuyla baktığında Barış'ın başından aşağı su akıttığını gördü. Mayıs'ın başındalardı artık, havalar iyiden iyiye ısınmıştı ve özellikle de sahada top koşturan futbolcular için bu aylar çekilmez oluyordu.
"Bu kadar yeterli beyler, bugünlük paydos." Diyen adamın sesini duyduğunda Barış koşar adım yanına gelmişti. Üstünde hala bir şey yoktu ama bunu pek de sorun ediyor gibi durmuyordu.
"Sıkıldın mı?"
"Hayır, antrenmanı izlemesi keyifliydi. Zaten Aslı'yla laflayınca vaktin nasıl geçtiğini anlamadım."
"Ona iyi baktın ve sorularınla bunaltmadın değil mi Aslı?" diye takıldı Barış, Aslı'ya doğru.
"Biraz sorularımla bunaltmış olabilirim ama bana kızmamıştır. Değil mi Yağmur?" dedi Aslı tatlı bir ses tonuyla.
"Hayır, tabi ki kızmadım." Dedi gülümseyerek. "Biz anlaştık, sen merak etme."
"Bundan sonra daha sık görüşmek isterim Yağmur." Dedi ve ekledi. "Şimdilik görüşürüz."
Aslı yanlarından kalkıp gittiğinde genç kız gözlerini Barış'ın vücuduna indirmemek için olağanüstü bir çaba sarf ederek yüzüne baktı.
"Yoruldun mu?"
"Hayır, bir bu kadar daha antrenman yapsam zorlanmam."
"Dün gece bir spor programını izliyordum, orada senin hakkında konuşuyorlardı. Makine gibi olduğundan, saatlerce top peşinde koşsan bile yorulmayacağından bahsediyorlardı. Gerçekten hiç yorulmuyor musun?"
"Yorulduğum çok nadir anlar oluyor elbette ama bu tarz antrenmanlar beni pek yormuyor. Beslenmeme ve sağlığıma dikkat ettiğim için vücudum çok güçlü." Barış suyundan bir yudum aldı. "Hem sen spor programı mı izlemeye başladın? Futbolu çok saçma bulan Yağmur?"
"Ne var ya, denk geldim öyle işte."
"Yalan o güzel ağzına hiç yakışmıyor Yağmur Hanım."
"Ağzıma güzel deme." Dedi hiddetle. Şu an Barış'ın yapmak istediği tek şey o ağzı yüzü sıkarak sevmek ve ardından doyasıya öpmekti. İradesine artık kendisi de hayret etmeye başlamıştı.
YOU ARE READING
Bir Çaresi Bulunur
FanfictionHayatında çok zorlu bir dönemden geçen Yağmur'un kurtarıcı beyaz atlı prensi Barış Alper ile tanışması ve üstüne üstlük bu adamın Galatasaray'ın en önemli futbolcusu olması ile hayatının 360° değişmesini konu alan mini hikayemiz.