Genç adam arkadaşlarıyla buluşmanın ardından yorgun bir şekilde eve geldi. Rize'ye geleli üç hafta olmuştu, son bir haftalarıydı. Anladığı kadarıyla Yağmur da çok mutluydu, Rize'yi sevmişti. Ya da Barış'ın ailesini çok sevdiği için Rize'ye alışmıştı. Hangisi daha ağır basıyordu çözemedi.Eve gelir gelmez ilk işi Yağmur'un odasına gitmek olmuştu. Dilediği gibi Yağmur'a sarılmak, elini tutmak genç adam için paha biçilemezdi. Kim derdi ki Barış Alper bir kızın elini tuttuğuna sevinecek, hayat nelere kadirdi. Sevgilisinin odasında olmadığını görünce tabi ki Yeliz'in odasına adımladı. Yağmur ve Yeliz o kadar iyi anlaşıyordu ki bazen kendisini dışlıyorlardı bile. Çoğu gece ikisinin beraber uyuduğuna şahit bile olmuştu. Tahmin ettiği gibi Yağmur, Yeliz'in odasındaydı. Aralık kapıdan içeriye baktığında Yeliz'in Yağmur'a telefondan bir şeyler gösterdiğini gördü.
"Çok yakışıklı değil mi Yağmur?"
"Öyleymiş, şöyle bir bakıyorum da çok yakışırsınız Yeliz."
"Ay dimi dimi, ben de aynısını düşünüyorum ama öküz abim yüzünden çocuğa bir cevap veremedim."
Kim lan bu çocuk diye içinden geçirdi Barış. Anlaşılan Yeliz'in hayatında biri vardı ya da var ama yoktu. kendisi yüzünden olamayacak gibiydi.
"Abinle ben konuşayım mı?"
"Aslında o kadar iyi olur ki, abim sana karşı çok yumuşak biliyorsun. Ben dersem kabul etmeme ihtimali çok yüksek."
Daha fazla dayanamayan Barış odaya daldı.
"Kim lan bu lavuk?" diye adeta bağırırcasına yatağa gelip kızın elindeki telefona bakmaya çalıştı. Yeliz korkuyla telefonu saklarken Yağmur yatakta dizlerinin üstünde Barış'ın önüne gelip avcunu adamın ağzına kapattı daha fazla bağırmaması için. Saat geç olmuştu, Asiye Hanım ve Mithat Bey çoktan uyumuşlardı. Barış hızla kızın elini çekti ağzından.
"Barış bağırma." Diye uyardı Yağmur onu.
"Ne demek bağırma Yağmur? Kimmiş benim kardeşime göz koyan?"
"Abi neden bu kadar geri kafalısın?" Yeliz'in hışımla çıkan sesi Barış'ı iyice öfkelendirdi ama yine de pes etmedi Yeliz. "Kocaman kız oldum, hayatıma müdahale etmekten vazgeç artık."
"Ne ara kocaman kız oldun? Senin daha yaşın kaç?"
"Yaşın kaç diye küçük gördüğün kardeşin senin sevgilinle yaşıt be!"
Yeliz'in haklı cümlesiyle biraz daha sakinleşti Barış. Yatağın ucuna oturduğunda Yağmur'da hemen dibine oturdu. Kızın bunu bilerek yaptığını biliyordu. Yağmur'un varlığı onu sakinleştiriyordu. Asla tepkisiz kalmam dediği şeylere bile bazen Yağmur için susuyordu.
"Yeliz haklı Barış." Yağmur'un sakallarında dolaşan parmakları Barış'ı iyice gevşetti. "Sonuçta onun da bir yerden başlaması gerekmez mi? İçim rahat etmez diyorsan bir tanış çocukla. Belki seveceksin?"
İki kızın da beklentiyle kendisine baktığını gördü Barış. Haklılardı, Yeliz'i sonsuza dek erkeklerden koruyamazdı. Belli bir yaşa gelmişti, onun da bir yerden başlaması lazımdı.
"Nerede bu çocuk?"
"Bizim okulda. Ama buralı değil. Tatil için memleketine gitti."
"Memleketi neresiymiş?"
"Antalya."
"İyi tamam. En kısa zamanda ben tanışacağım, duruma göre de karar vereceğim."
"Aslan abim!" deyip boynuna atladı Barış'ın. Genç adam sevgiyle kucakladı kardeşini. Ona asla kıyamazdı, gözünden sakınırdı. Birisinin, hele de elin adamının onu üzmesine asla dayanamazdı.
YOU ARE READING
Bir Çaresi Bulunur
FanfictionHayatında çok zorlu bir dönemden geçen Yağmur'un kurtarıcı beyaz atlı prensi Barış Alper ile tanışması ve üstüne üstlük bu adamın Galatasaray'ın en önemli futbolcusu olması ile hayatının 360° değişmesini konu alan mini hikayemiz.