Arabada geçen konuyu tekrar açmadılar bir daha. Barış, Yağmur'un bunu düşünmek istediğini düşündü. O yüzden üzerine gitmedi. Akşam tekrar sorardı nasıl olsa.Önce Rize Kalesi'ne götürdü Barış, Yağmur'u. Ardından Kız Kalesi'ne götürmüştü. Zaten bu iki yere gitmelerinden sonra hava kararmaya başlamıştı. Barış dışarıda yiyelim yemeği dedi ama Yağmur kabul etmedi. Babaannesi muhtemelen onları bekliyordu. Daha fazla bekletmeden gidelim dedi. Yaylanın yolu daha da dik ve virajlı geldi Yağmur'a. Sürekli dualar ediyordu.
"Bebeğim niye bu kadar korktun sen?" dedi Barış gülerek.
"Bilmiyorum. İstanbul hiç böyle değil ya alışkın olmadığım için çok korkunç geliyor bu yollar bana."
"Alışsan iyi edersin, senede bir ay buradayız artık." İlerleyen zamanlarda bir evlilik var mıydı planlarında bundan hala emin değildi Barış ama bildiği tek şey Yağmur'suz artık bir gün bile geçirmek istemediğiydi. Bu yüzden gittiği her yere kızı kendisiyle götürmek istiyordu.
"Dediğimi düşündün mü Yağmur?"
Barış'ın neyi sorduğunu anladı hemen Yağmur. Aslında gün boyu Barış'ın dedikleri aklında vardı ama çok kararsızdı. Hak veriyordu Barış'a, elini tutmak istemesi gayet normaldi. Ama sırf böyle şeyler için dini nikah kıymak doğru muydu bilmiyordu.
"Barış..." dudaklarını yaladı. "Yani böyle bir şeyi yapmak ne kadar doğru bilmiyorum."
"Ya niye doğru olmasın? Sonuçta Allah katında nikahımızı kıyalım diyorum. Yanlış bir şey değil sonuçta."
"Biliyorum ama sonuçta onun da resmi nikahla beraber kıyılması daha doğru olur."
"Kabul ediyorsan resmi nikahı da kıyalım yarın sabah." Dedi gülerek. "Vallaha bana uyar Yağmur."
"Hayır saçmalama. Çok erken daha."
"Tamam, onun için bekleyelim sen hazır olana kadar. Ama öbürü için hala cevap vermedin?"
Bir süre düşündü genç kız. Aslında haklıydı Barış. Yanlış bir şey yapmıyorlardı, Allah katında nikahlarını kıyacaklardı. Onun da hiç içi rahat etmiyordu böyle. Dini inancı gereği Barış'la aynı ortamda bile bulunması yanlıştı ama durduramıyordu kendisini işte.
"Haklısın galiba. Kabul ediyorum."
"İşte bu be! Yarın sabah erkenden bu işi çözüyoruz Yağmur."
Onun çocuk gibi sevinmesine kıkır kıkır güldü Yağmur. Heyecanlanmıyor değildi aslında. Sonuçta resmi nikah kıyılmamış olsa bile bir nevi evlenmiş gibi olacaklardı, Barışla evlenmek kulağa çok garip geliyordu.
Araba yayla evinin önünde durduğunda ışıklandırılmış bahçeye göz gezdirdi Yağmur. İçerisi kalabalık duruyordu. Yalnızca Barış'ın ailesinin olduğunu düşünmüştü ama belli ki kalabalıktı.
"Başka kim var Barış?"
"Halamlarla amcamlar gelmiştir büyük ihtimalle."
Tam da Barış'ın dediği gibiydi. Halası, amcası ve onların ailesi gelmişti. Genç kız önce babaannenin elini öptü. Ardından diğer aile fertleri ile selamlaştı ve tanıştı. Genel olarak Barış'ın ailesi iyi gibiydi. Sıradan bir Anadolu ailesiydi, bu yüzden yadırgamadı kız. Kendisine de olabildiğine sıcak davranmışlardı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Barış'ın kuzenleri, Barış, Yeliz ve Yağmur yaylanın etrafını turlamaya çıktılar. Bu aktivite çok eğlenceli geldi Yağmur'a. Her ne kadar etrafları zifiri karanlık olsa da Barış'ın ve birkaç erkek kuzeninin elinde fener vardı. Geçtikleri yolları aydınlatıyorlardı. Etraftan gelen birkaç hayvan sesi Yağmur'u ürküttü. Belli etmeden Barış'ın biraz yakınına geçti.
YOU ARE READING
Bir Çaresi Bulunur
FanfictionHayatında çok zorlu bir dönemden geçen Yağmur'un kurtarıcı beyaz atlı prensi Barış Alper ile tanışması ve üstüne üstlük bu adamın Galatasaray'ın en önemli futbolcusu olması ile hayatının 360° değişmesini konu alan mini hikayemiz.