🦋 Bölüm 3 - Havalimanı 🦋

131 5 55
                                    

Miran arabayı hızla ilerletirken, telefonuyla konuştuğu Ali'ye seslendi: "Havalimanında olduğundan emin misin, Ali?"

"Evet beyim, telefonunun sinyalinden bulduk. Aradık sorduk, Kıbrıs'a bilet almış," diye cevapladı Ali, sesindeki endişe hemen fark ediliyordu.

Miran'ın sesi kararlı ama bir o kadar da gergindi: "Uçağı durdurun, gitmesine izin vermeyin."

"Beyim uçak kalkmak üzere, kuleden izin bekliyormuş, durduramıyoruz..."

"Umurumda değil lan!" Miran'ın sesi yükseldi, trafikte araçları sollarken sinirle direksiyona sıkıca yapıştı. "Gerekirse motorun içine atın kendinizi, durdurun o uçağı!"

Ali bir an sessiz kaldı, Miran'ın bu kadar kararlı oluşuna şaşırmıştı. Patronunun bu kadar telaşlı olmasının arkasında büyük bir duygu yatıyordu.

Kıbrıs'a giden uçakta sevdiği kadın olduğunu biliyordu, ama onu bu kadar etkileyeceğini tahmin etmemişti.

Miran trafikte ilerlerken içinden geçen düşüncelerle mücadele ediyordu. "Onu kaybetmek istemiyorum," diye mırıldandı kendi kendine.

Havalimanına vardıklarında, aracı park edip hızla havalimanı içine doğru koşmaya başladı. Gözleri hedefe odaklanmış, tek bir amaç vardı: sevdiği kadının gitmesine izin vermemek...

Miran, arabayı havalimanı otoparkına hızla park etti. Kapısını açar açmaz, koşar adımlarla terminal binasına doğru ilerlemeye başladı. Gözleri havalimanı içinde telaşla dolaşan yolcular arasında uçağın kalkışına yetişmeye çalışanları aradı.

Ali hemen döndü, patronunun sinirli ifadesini görünce ürktü. "Beyim, gerçekten elimizden geleni yaptık ama uçağı durduramadık," diye söze başladı.

Miran sinirle yaklaştı, Ali'nin üzerine doğru. "Ne demek durduramadık? Sana ne diyordum, gerekirse motorun içine atın kendinizi, durdurun o uçağı!" diye bağırdı.

Ali endişeli bir şekilde başını salladı, "beyim, kuleden gelen izinle uçak kalkışa geçmişti, bir şey yapamadık."

Miran birden patladı. "Tamam! Kes sesini Ali. Defol!" diye kükredi.

Ali, korkuyla geri çekildi. Miran'ın gözleri öfkeden parlıyordu. Eli beline gitti, soğuk metalin ağırlığını hissettiğinde silahını çekti. Ali uzaklaşırken, Miran gözünü bile kırpmadan silahı doğrultup Ali'nin ayağına bir el ateş etti. Silah sesi terminalde yankılandı, Ali acıyla yere yığıldı.

Miran, adımlarını sakin ve kararlı bir şekilde atarak Ali'ye doğru yürüdü. Yere düşmüş, acılar içinde kıvranan adamın yanına eğildi. Gözleri nefretle doluydu.

"Bir daha kendinizi motorun içine atın kendinizi dersem, at Ali. Çünkü eğer yengen dönmezse, o uçağı sana sokarım. Anladın mı?"

Ali, acı ve korku içinde başını salladı. Miran, gözlerini Ali'den ayırmadan doğruldu. Etrafında olup bitenleri umursamadan, kendini kontrol edemediği öfkesinin etkisiyle titriyordu.

🦋🦋🦋

Çalan telefon ile oturduğum araba koltuğundan uzanarak diğer koltuğa attığım telefonu elime aldım.

'Kan Kardeşim' diye kayıtlı olan numara arıyordu. Yüzümde ki acı bir gülümsemeye engel olamadım.
"Boran'ım?" Diyerek açtığım telefonda karşıdan gelen sesi dinledim bir süre.

"Dün gece gelmemle gitmem bir oldu lan. Eliz hastalanmış kalamadım... Kusura bakma diyecektim."

Dün canı sıkkın olduğu için arayıp kur masayı geliyorum demişti sadece. Gelip gitmesi yarım saat bile sürmemişti.

Kaçak Aşk (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin