🦋Bölüm 13 - Anahtar 🦋

17 2 0
                                    

"Ne halin varsa gör Ekim!" diye bağırarak hırs ve öfke içinde yattan çıktım. İçimdeki karışık duygular, göğsümde bir ağırlık gibi çökmüş, adımlarımı hızlandırmıştı.

Denizin serin rüzgarı yüzüme çarparken, düşüncelerim karmakarışık haldeydi. Ekim'i gerçekten incitmiştim, bunu çok iyi biliyordum, ama ondan uzaklaşmak yerine daha fazla üzerine gitmiştim. Şimdi ise, her adımda içimde büyüyen pişmanlıkla baş başa kalmıştım.

Kafamda düşünceler birbirine dolanmış, her şeyin üst üste geldiği bir anda, ne yapacağımı bilemeden sokakta yürüyordum. Hangi yöne gitsem, içimdeki ağırlık azalmıyor gibiydi. Sonunda, ne kadar kaçmaya çalışsam da gerçeklerle yüzleşmekten kaçamayacağımı düşündüm ve kendimi tanıdık bir meyhaneye yolladım.

Kapıyı itip içeri girdiğimde, eski bir alışkanlıkla gözlerimi kırptım. İçerideki ışık loş, ambiyans eski ve tanıdık. Üzerimdeki ağır yükten kaçmak için buradaydım, belki de birkaç saatliğine bile olsa kafa dağıtmak istiyordum. Barın köşesine oturdum, barmenle göz göze geldim ve bir rakı söyledim.

Rakı, cam şişeden yavaşça bardağıma dökülürken, ilk yudumun bu ağır atmosferi biraz olsun hafifleteceğini umuyordum. Düşüncelerim bulanık, ama bir şekilde biraz rahatlama arıyordum. Rakının anason kokusu, boğazımda yayılan hafif yakıcılık, içsel karmaşamı geçici bir süre de olsa unutabilmeme yardımcı oluyordu.

Bir yudum alırken, etraftaki insanların sesi, rakının beni saran etkisiyle daha uzak ve daha az rahatsız edici geliyordu. Her şey yavaş yavaş akışına giriyor gibi görünüyordu. İçimden geçen pişmanlıklar, öfkeler, her şey bir nebze olsun bu bardak rakı ile biraz olsun siliniyordu. Bunu biliyordum, belki de sadece kısa bir kaçıştı, ama bu anın içinde kaybolmak bana şimdilik iyi geliyordu.

Şu an etrafımdaki gülüşmeler, kahkahalar sanki başka bir dünyadan geliyormuş gibi, ben burada yalnız başıma kendi suçluluk duygumla boğuşuyordum. Rakının hafif etkisi, içimdeki acıyı biraz olsun hafifletiyordu belki ama suçluluk duygusunu silemiyordu.

Her yudumda, Ekim'e bunu neden yaptım? sorusu içimi kemiriyordu. Ne kadar çabalasam da, kendime affedici bir cevap bulamıyordum. Rakı, geçici bir rahatlama sundu ama içimdeki suçluluk duygusunun derinliği, içkiyle kolayca geçecek gibi değildi.

İçimden geçen Nasıl bu kadar kötü olabilirim? sorusu, rakı ile geçici bir kaçış sağlayan ruh halimi daha da karmaşık hale getiriyordu. Belki de kendimi affetmek için başka bir yol bulmam gerekiyordu; ama şu an, içimdeki bu boşluk ve pişmanlıkla baş başa kalmıştım.

Bir süre sonra, rakının etkisiyle hafifçe sarhoş olmaya başladım. Düşüncelerim yavaş yavaş daha bulanık, kelimeler daha akıcı hale gelmeye başladı.Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım; belki de bu geçici rahatlamanın içinde, kendimi biraz daha iyi hissedebilirim diye düşündüm.

Bir yudum daha aldım ve rakının yoğun tadı, boğazımda gezinirken, suçluluk duygularımın biraz olsun hafiflediğini hissettim. Ama içimdeki derin pişmanlıklar, sarhoşluğun verdiği bu geçici rahatlama ile tamamen silinmiyordu. Ekim'in yüzü, yaptıklarımın sonuçları, her şey içimde bir bulut gibi asılı kalıyordu.

Bardağımdan bir yudum daha aldım ve gözlerimi kapattım. Rakının sarhoşluk hali, içsel kargaşamı geçici bir süre için unutabilmeme yardımcı oluyordu ama ne kadar sarhoş olursam olayım, kendimi affedebilmek için gerçek bir çözüm bulmam gerektiğini biliyordum.

Derin bir nefes aldım ve kendimi toparlamak için kalkıp dışarı çıkmaya karar verdim.

Hafif sarhoş bir halde, adımlarımın biraz dağınık olduğunu fark ettim. Limana doğru yürürken, denizin serin rüzgarı yüzümü okşadı. Denizle kıyı arasında sessiz bir huzur vardı.

Kaçak Aşk (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin