🦋 Bölüm 15 - Cemre 🦋

26 3 0
                                    

"Mirwan Rêzan oğlu Miran Rêzan, kendi özgür iradenizle Hanoğullarının kızı Cemre Hanoğlu ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?""

Hayır... Etmiyorum. Hiç birinize hakkımı helal etmiyorum... İstemiyorum. Ondan başkasını hayatımda istemiyorum...

"Miran?"

Gözlerimi yanımda gelinlik ve heyecanla bekleyen kadına çevirdim. Gözümde küçücük bir çocuktu daha... On sekiz bile değildi.

Aramızda beş yaş vardı... ve o daha on beş yaşındaydı. Koymuma sokmaya çalıştıkları, karım yapmaya çalıştıkları kadın... kız. Henüz on beş yaşındaydı.

Cemre, masum bakışlarını bana dikmişti. Ondan onca yaş büyük olmam, onu böyle bir yola sürüklemem, içimi kemiren suçluluk duygusunu daha da artırıyordu. Ama biliyordum, bu sahnenin sonu çoktan yazılmıştı.

Bundan kaçamazdım. Ne ben ne de o... Aramızda bir boşluk vardı, dolmayacak bir boşluk.

Kalbimde bir fırtına kopuyordu ama mantığım, beni saran tüm baskılardan ve beklentilerden kaçmanın mümkün olmadığını biliyordu.
Sonunda dudaklarımdan o kelimeler döküldü:

"Evet."

Sesim sanki bana ait değildi. Kelime, ağırlığını hissettirdi. İçimde derin bir boşluk yarattı ama söyledim. Kabul ettim. Cemre'nin gözleri bir an için parıldadı, ama o da biliyordu. Bu, ne onun istediği bir hayat ne de benim.

Herkesin beklediği gibi hareket etmiştim. Ailemin istediği şekilde...

"Bawer Hanoğlu kızı Cemre Hanoğlu, kendi özgür iradenizle Miran Rêzan ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?"

"Tüm kalbim ile... Evet."

Tüm kalbi ile beni isteyen kadının değil kalbimde, hayatımda yeri yoktu...

Babamı kaybedeli beş yıl olmuştu.
Hayatımın en saçma beş yılı...

Dilan'ı hayatıma alalı iki yıl olmuştu.
Hayatımın en anlamlı iki yılı.

İki imza daha. Ve evliydim.

Asla sevemeyeceğim, yüzüne baktıkça kendimden nefret edeceğim bir kadın ile evliydim. Bir hiç uğruna...

O kazayı yapmasaydım, şimdi burada nikah masasında değildim. Ya da... Cemre ile değildim. Dilan'ı evlatlık olarak alabilmek için girdiğim bu yolun çıkışı boktandı..

Ellerim titredi. İmzayı atarken kalbimde kopan fırtınaların, dışarıda yankılanmadığını görmek bir nebze rahatlattı beni. Herkesin yüzünde bir rahatlama vardı, özellikle de ailemin. Ama içimdeki huzursuzluk hiçbir yere gitmemişti.

O kazanın sonuçları sadece beni değil, hayatımdaki her şeyi ve herkesi değiştirmişti. Dilan... O kaza onu benim hayatıma sokmuştu. Ve o andan itibaren her şey değişmişti.

Bir yandan Dilan'ın gülüşünü düşündüm. Onunla geçirdiğim her anı... Gözlerimde canlanan yüzü, bir an için beni bu anın gerçekliğinden kopardı. Ama sonra Cemre'nin parmaklarımı kavrayışıyla gerçekliğe geri döndüm. İkimizin elleri birbirine kenetlenmişti, ama hissettiğim şey sadece yabancılıktı. Sıcaklık yoktu. Bağ yoktu. Sadece boşluk...

Elimden kalemi alarak kendi imzasını attı.

""Ben de bana verilen yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsiniz."

Bakışlarımı nikah memuruna çevirdim. O gözlerde ne gördü bilmiyorum ama gergin bir yüz ifadesi vardı...
Gelini öpmekmiş... Daha neler?

Cemre mutluluk ile elinde ki aile cüzdanını sallarken yanından ayrılıp nikah dairesini terk ettim. Kimse bunu beklemiyordu, ve herkes öylece arkamdan bakakalmıştı.

Kaçak Aşk (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin