12.BÖLÜM(RESİM)

1K 46 4
                                    



Arkadaşlar ben bölümü yazmayı bitirdikten sonra bir baktım 1.04K .Aman Tanrı'm didim.Şok yani.Neyse diğer bölümde işler karışıyor . Bu arada yorum yapan oy veren herkese o kadar çok teşekkür ederim ki. Beni gerçekten çok mutlu ediyorsunuz . Bu minik bölümde 1K Nın şerefine olsun. Vatana millete hayırlı uğurlu olsun. Bu arada bir ara bölümdür...o yüzden Kısacık .Multi: Doğa

Yurt odamın kapısı yumruklanarak kırılmaya çalışıyordu...

-"Ece telefonu kapatıyorum birşey oluyor."diyerek telefonu Ece nin suratına kapattım.

3 senedir bu yurtta kalıyordum ve ilk kez böyle bir durumla karşı karşıyaydım. Eğer herhangi biri beni ziyaret etmek istese aşağıdan beni anons ederlerdi. Eğer yurtta kalan kızların bana ihtiyacı olsa - ki burda kimse benimle konuşmaz - kapımı tıklatırlardı sadece .

Ama bu kapı sanki kıracağına söz vermiş bir câninin elinde oyuncak gibiydi . Ürkek adımlarla kapıya yaklaşıp kapı kolunu indirdim . Bir anda odaya dalan Poyraz beklediğim en son şey bile değildi.

Biranda beynime akın eden sorular kafatasımı kemirmeye başladı. Şuan Poyraz' ın burada olması kesinlikle iyi birşey değildi ve ziyaretçilerin yatakhane katına çıkması yasaktı. Eğer müdür bey bu rezaleti duyarsa beni kesinlikle yurttan atardı. O Düşüncenin verdiği korku bir anda düşünmeden yaptığım bir harekete mal oldu.

Poyraz ın kolundan tuttuğum gibi odaya sokmam, o anki korkuyla Poyraz ı minik dolabıma sokma çabalarım, çabalarımın verdiği adrenalinle afallayıp serçe ayağımı dolabın sivri tarafına vurmam, vurduktan sonra kendimi frenleyemeyip attığım minik çığlık...

Hepsi birkaç saniye içinde bir film şeridi gibi geçmişti gözümün önünden. Daha da kötüsü şuan minik dolabımın içinde Poyraz ın üstüne düşmüş olmamdı. Zaten minik dolap sayesinde havasızlıktan Ölmek üzereydim . Hala şoktan çıkmaya çabaladığını için derin nefesler almaya çalışıyordum. Poyraz aksine rahat bir şekilde Sırıtıyordu. Büyük bir hışımla Kafamı kaldırıp ayağa kalkmaya ve bu lanet dolaptan çıkmayı çabaladım.Ama sadece çabaladım. Çünkü Kafamı dolabın üst rafına çarpmıştım ve ben kafamı ovalamakla uğraşıyordum.

Nihayet dolaptan çıktığımızda Poyraz yatağıma yayıldı . Bu ne kadar sinirimi bozsada tepki vermedim. Veremedim.
Çünkü tepki vermem gereken daha büyük bir sorun vardı.

Elime bulaşan kırmızı sıvı. Rengi aynı kan gibiydi. Yani bu kandı! Yaptığım telaşla ayağa fırlarken Poyraz da elimdeki kanı görüp kaşlarını çatmıştı. Yataktan hemen doğrulup yanıma varan Poyraz cebinden bir peçete çıkartıp elini kanın olduğu yere götürdü. Şaşırtıcı bir şekilde herhangi bir ağrı ya da acı hissetmiyordum. Belki de kafam uyuşmuştu bu darbe karşısında.

Poyraz özenle kafamdaki kanı silerken bende başka yerlere odaklanmaya başladım . Poyraz la zaten dolap içerisinde yeterince yakınlaşmıştık bir de şuanı hiç çekemezdim. Üzerimde bir gerginlik vardı ama sebebi neydi, en ufak bir fikrim bile yoktu.

Bakışlarımı odada gezindirirken bir anda oltama takılan boyalar birşeyleri açıklar gibiydi. Poyraz a döndüğümde peçetedeki KANımsı şeye bakıyordu.
Peçeteyi alıp burnuma götürdüm. Birkaç nefesten sonra kokusunu aldığım kırmızı şeyin kan değilde Ece ile Konuşurken alnıma bulaşmış kırmızı boya olduğunu anladım. Ben bunu anladığımda yüksek sesle kahkaha atarken Poyraz çatık kaşlarla bana bakıyordu .

-"Boya olmuş alnım kan değil." diye ortama mantık kokusu salarken Poyraz ın kaşları bir gıdım bile değişmedi.

-"Ne oldu?" Diye çemkirdim bu aralar çok kullandığım sesim ile.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin