17. BÖLÜM (KARTOPU)

1K 50 3
                                    




Multi:Poyraz ❤️

-"Hayal gücün ne kadar da gelişmiş doğa arkadaşım." derken hem 'arkadaşım' kısmını vurgulamış hem de kulağıma fısıldamıştı.

-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-

İnsanların hayatı üç evreden oluşur. Doğmak, yaşamak ve ölmek...

Eğer iyi bir insansanız hayatınız daha farklıdır. Kötüyseniz daha farklı. İyilik ve kötülük göreceleridir, güzellik gibi. Ama tabiki bu iki terim arasında da sabit farklar bulunur. Birisi istediği için bir cana son verirse, bir ruhun yok oluşuna neden olursa bu iyilik değildir. Nedeni ne olursa olsun.

Peki siz iyi biri misiniz. Genelde adınız " iyi biri" olarak anılıyorsa insanlarla ilişkiniz ve davranışlarınız sizin için önemlidir. Mesela sınıfımdan bir arkadaşıma beni sorsanız , tereddütte kalır. Çünkü ben insanlara ,en önemlisi davranışlarıma dikkat eden biri değilim . Etrafımdakiler beni sevsin diye uğraşmıyorum. Onlar da sevmiyor zaten.

Hani bazen bir çelişkiyle boğuşur
aklınız. Olurda şunu yaparsam ne olur. Çizgi mi aşar mıyım?

Beni yaptığım şeylerden sorumlu tutacak , veya yaptıklarım doğrultusunda belirli tepkiler verecek bir ailem yok. Fakat ben bile buna rağmen kendimi frenleyerek bazı kötü sonuçlara sebep olmamak için çabalıyorum.

Uzun zamandır düşündüğüm şey ise; düşünce denizimde Poyraz ın sorusu ile derinlerden çıkarak kıyıya vuran intikam meselesi. Nasıl bir intikam alarak en azından annemin bana aşıladığı intikam ateşini söndüreceğim? Veya nasıl bir nebze bile olsa içimi ferahlatacağım?

Düşünüyorum , eğer acımasız olursam değer verdiği birini bile öldürebilirdim. Fakat bu fikirin asla su üstüne çıkmayacağını da biliyordum. Peki ne yapacaktım? İşte problem olan buydu. Belki bu şimdi düşünmem gereken en son şeylerden biriydi. Bu intikam oyunun da sadece ilk aşamayı tamamlamıştık. Şimdi ise ikinci aşama için Poyraz ların evinde oturmuş planı konuşuyorduk.

Bugün cumartesiydi ve ciddi derecede kar yağıyordu. Poyraz ın dediğine göre eğer böyle giderse pazartesi ve salı günü okullar tatil olabilirmiş. Bu bizim için avantajdı. Neden diye sorarsanız; yarım saat sonra Balıkesir e gideceğiz. Bir davet için çağrılmıştık ve bu davet bizim için çok önemliydi. Ele geçirebileceğimiz evraklar ve belgeler büyük bir adım olurmuş bizim için.

-"Hadi Doğa!" Diye emir veren Poyraz ne kadar rahat bir tavır sergilemeye çalışsada o da işin ciddiyetini biliyor ve illaki tereddüte düşüyordu. Hızlı adımlarla masadan kalkıp odaya üstüme yolculuk için rahat bir şeyler giymeye gittim. Siyah kışlık taytımın üstüne geçirdiğim kalın kazak beni bu kışta da sıcak tutabilirdi. Ayriyetten giydiğim siyah montumu alıp odadan çıktım. Poyraz beni süzdükten sonra kaşları kısa bir süreliğine çatıldı ve eski haline geri döndü.

-"Böyle mi çıkmayı düşünüyorsun?" Derken sesi hem ezici hemde sert çıkmıştı. Bakışlarımı kıyafetlerimde gezdirip " evet" diye kısa bir cevap verdim.

"Dışarıda kar yağıyor. Ve sen sadece montla mı çıkıyosun?" Diye aynı tonda fakat bu sefer daha sert bir şekilde sordu. Anlamaz gözlerle Poyraz ın Gözlerine bakarken bıkkın bir şekilde oflayarak girişteki komodine doğru ilerledi.
İkinci çekmeceyi açarak içinden kendisinin olduğunu düşündüğüm bir çift siyah eldiven çıkardı. Yanıma gelerek eldivenleri yüzüme fırlatırken eğlenir bir hali yoktu. Sanki zorla çocuk bakıyormuş gibi bir zorunlulukla karşı karşıyaydı.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin