İyi okumalar...
Gözlerini kırpıştırarak açıp kendine gelmeye çalıştı. Tamamen kendine geldiğinde yanındaki boşlukla kaşlarını çattı.
Aşağıdan gelen çatal bıçak sesleriyle İcardi'nin mutfakta olduğunu anlayıp yataktan kalktı. Banyodaki işlerini halledip aşağı indi.
Mutfak kapısına geldiğinde gördüğü adamla gülümseyip kapıya yaslandı.
İcardi hazırladığı kahvaltıya tuhaf bakışlar atıyordu. Muhtemelen bir şey eksikti ve onu bulmaya çalışıyordu.
Sonunda neyin eksik olduğunu bulmuş olacak ki dolaba ilerledi. Keremde bu fırsattan yararlanıp hemen icardinin arkasına geçti.
İcardinin beline kollarını dolayıp boynuna tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. İcardi hafif korksada belli etmeden ellerini keremin ellerinin üzerine koyup bir tanesini tutarak dudaklarına götürüp öptü.
K-" Günaydın sevgilim "
İ-" Günaydın bebeğim "
Diyerek sevgilisinin sevgi dolu sözüne karşılık verdi. Kahvaltı sonunda sıra olduğunda beraber oturup kahvaltı yaptılar.
İ-" ağrın var mı "
K-" hayır yok "
Kahvaltı yaptıktan sonra beraber masayı toplayarak bulaşıkları halledip içeri geçtiler. Beraber izleyebilecekleri bir film seçip koltuklara yayıldılar. Akşama kadar burada beraber takılmayı planlıyorlardı. Kerem'in akşama doğru bir antrenmanı olduğu için akşam saatlerinde buradan ayrılmaları gerekiyordu.
İcardi keremin belindeki kollarını biraz daha sıklaştırarak keremi biraz daha kendine çekti minik sevgilisinin saçlarının minik bir öpücük bırakarak saçlarını okşamaya başladı hayatının en mutlu en huzur zamanlarını geçiriyordu belki de.
•••
Sabah ki halinin aksine sinirle bindiği arabayı son gaz sürüyordu. Nereye gittiği ya da nereye gideceği hakkında bir fikri yoktu. Kafası karma karışıktı. Düşünceleri akan yol gibi kafasında sürekli yenilenirken ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu.
Araba son hız ilerlerken ne yediği cezalar ne de olabilecek bir kaza umrunda bile değildi. Kafasındaki sesler tekrar yükselirken onları susturmaya mecali bile yoktu.
" Annen o çok sevdiğin çocuğun babası yüzünden öldü "
Babasının sözleri kafasında tekrarlanırken ona ve yaşananlara bir anlam veremiyordu. Bunca yıl annesinin onu bırakıp gittiğine inanmış böyle yaşamıştı. Babası onu buna inandırmıştı.
Ama şimdi karşısına geçmiş annesinin aslında öldüğünü söylüyor ve bunu canından çok sevdiği çocuğun babasının yaptığını söylüyordu.
Kafasındaki tüm soruların cevapsız kaldığı yetmiyormuş gibi o sorular gittikçe artıyordu.
Hayatı boyunca annesine uydurduğu imaj bir anda yerlebir olmuştu.
Annesi kötü biri değildi...
Annesi onu terketmemişti...
Annesi hayatta değildi...
Annesi aslında onu canından çok seviyordu...
Ve en önemlisi anne sevgisini tatmadan , annesini görmeden , hayata bir sıfır geride başlamıştı. Peki kimin yüzünden...
Uğruna canını vereceği çocuğun babası yüzünden...
Keremi suçlamak istemiyordu. Bu suça onu ortak etmek istemiyordu. Ama biliyordu ki bundan sonra keremi her gördüğünda aklına annesi gelecekti. Annesiz büyüdüğü , yarım kaldığı gelecekti.