Bölüm 14

31 4 0
                                    

" Komutan askerlerine kızma isteselerde bulamazlar onu." 

Sonunda bulmuştu beni, alaycı gülümsemi yüzüme yerleştirip "Vay vay kimleri görüyorum. Bizi uğraştırmayıb kendin geldiğin için teşekkür ederim." dedim gülerek.

"Yok be Komutan bu defa sen benim misafirim olacaksın."

"En son oğlun beni misafir etmişdi, onunda sonu hiç iyi olmadı. Ha yok ben illa seni misafir etmek istiyorum, oğlumu çok özledim diyorsan seve seve senin onun yanına gönderirim."

"Bu defa değil komutan, bu defa intikam için geldim. Oğlumun intikamını senden alacağım. Şimdi beni iyi dinle bütün köy ve askerlerin karşılığında seni istiyorum. Onların yaşamasını istiyorsan teslim ol. Ha bu arada nişancılarına söyle eğer adamlarımın birine bir şey olursa benim nişancılarım anında sizinkileri ve bütün köylüleri indirecekler."

Ben gizlice etrafa bakarken Şaho'nun konuşmasıyla ona baktım.

"Bakma komutan sayamayacağın kadar çok nişancı yerleştirdim. Şimdi silahlarınızı yere atın. Sende komutan, üzerindeki her şeyi yere at ve buraya gel."

Biz bir birimize bakıp plan kurmaya çalışırken.

"Çabuk ol komutan" diyib küçük kız çocuğunun ayağına sıktı. Çocuk korkudan ve acıdan çığlık atıp ağlarken ben bir adım ileri atıldım.

"Şaho tamam geliyorum. Ama çocuklara ve askerlerimin kılına zarar dahi gelmeyecek."

"Leyla saçmalama ben seni asla o şerefsize vermem."

"Bende sizi asla tehlikeye atmam Murat. Kuzey'in durumu iyi değil çok kan kaybediyor şu anda tartışmaya zaman yok. Şaho askerlerine söyle bıraksın çocukları bende üzerimdekileri atdım."

Şahonun işaretiyle teröristin biri üzerimi yoklamış ve ellerimi bağlamıştı. Son kez arkama dönüb yerde yarı baygın kanlar içinde uzanmış Kuzey'e baktım. "Seni seviyorum" bu iki kelime istemsizce döküldü dudaklarımdan ama bunu sadece ben ve kalbim duydu.

Ellerim arkadan bağlı köyden uzaklaşırken duyduğum patlama sesiyle yerimde kaldım.

"Bana güvenmekte hata yaptın komutan ben sözümü asla tutmam."
Başımda hiss etdiyim acıyla gözlerimin kararması aynı anda oldu. Gerisiyse koca bir boşluk.

Gözlerimi açtığımda ellerim ve ayaklarım bağlı olduğunu ve  depo gibi bir yerde olduğumu gördüm. En son köyde partlama sesi duymuş ve kafamda acı hiss etmiştim gerisini hatırlamıyorum, alçak Şaho bizimkilere tuzak kurmuştu. İçeriye birinin girmesiyle o tarafa döndüm.

"Uyanmışsın komutan. Bende eylence ne zaman başlayacak diyordum."

"Biliyormuydun Şaho senin piç olduğunu unutmuştum. Ama sende bir şeyi unutmuşsun Şaho."diyip yüzüme gülümsememi yerleştirip konuşmaya devam ettim

"Olur da köydekilerin birinin kılına zarar gelsin seni de oğluna yaptığım gibi yakarak onun yanına gönderirim."

Sözümü bitirmeden yüzüme gelen sert darbeyle yüzüm yana döndü. Ağzıma gelen kanı yere tükürüp Şaho'nun yüzüne baktım.

"Yapa bileceğin bu kadar mı? "

"Merak etme komutan sana öyle şeyler yapacağım ki, beni öldür diye yalvaracaksın. Getirin sandalyeyi."

Alayla gülüp "ben sana asla yalvarmam ama oğlun bana onu öldürmeyim diye çok yalvarmıştı."

Yüzüme değen bir yumrukla daha yeni oturtdukları sandalyeyle birlikte yere düştüm. Onun bana vurmasına ramen gülümsemem yüzümden silinmiyordu.

Son Nefesime Kadar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin