Sept

628 32 8
                                    

Özel Mesaj (Ertesi gün stüdyo)

Alaz : Asi, özür dilerim birden Rüya arayınca yani ağlayarak çıkmak zorunda kaldım.
Seni tek başına bıraktım, gidebildin mi eve?

Asi : Alınmak? Neden alınacağım, sana Alaz?
Rüya iyi mi, ne olmuş?

Alaz: O zaman neden öyle baktın ben giderken-(silindi.)
İyi iyi bir şey yok. Kreşte bir çoçuk ateşlenince paniklemiş. Beni aradı doktora götürdük zaten ailesi filan geldi. Sonra Rüya ile yemek yedik bıraktım.

Asi : Bizi aramadı seni aradı ve yemek yediniz.
Herhalde istediğin gibi gidiyor, Alaz?
Ne zaman söylemeyi düşünüyorsun işte onu sevdiğini?

Alaz : Evet, birden yakınlaştık. Nasıl oldu bilmiyorum ama çoğunluk senin sayende ama biraz daha var, tam ilerleme olunca söylerim. Güzel bir söyleme şekli düşünmem lazım, basit olmayan.

Asi : Anladım..... Peki, nasıl istersen öyle yap.

Alaz : En son güzel sözler yazdık ve bazı sözleri yapay zeka ile bulduk sonra onları değiştirip kendiniz oluşturmuştuk, o sözlerin üstüne bir şey ekledin mi?

Asi, Alaz'ın mesajından sonra telefonun ekranına bir süre bakakalarak derin bir nefes aldı. Stüdyoya giderken tedirgindi çünkü bu tedirginliğinin en büyük nedeni Alaz'ın yanında artık tedirgin hissetmemesiydi. O gün barda onu kurtarması, ona sarılması, ona her gün durumunu sorması... Alaz, farklıydı ama bunun nedeni de Rüya'ydı. En yakın arkadaşını seviyordu.... Asi yardım etmeye çalışıyordu, Aslında nereye gittiğini bilmiyordu. Hayatı sanki tekrardan çoçukluğunda olduğu gibi karışacak hissediyordu. Bundan kaçmaya çalışıyordu, Asi bazen kendinden de kaçmaya çalışıyordu zaten. Stüdyoya geldiğinde Alaz gitar çalıyordu. Gerçekten, tellere kibarca dokunup gözlerini kapatmış kaybolmuş gibiydi. Kendini müzikle kaybedip müzikle buluyordu. Anlıyordu çünkü Asi için de müzik kendini bulma yoluydu. Mutsuz olsa müzik vardı sevinse de ağlasa da yanında olan tek o vardı. Kapıyı çalıp Alaz'ın dikkatini çektiğinde ne kadar çalışabileceklerini kavga etmeden duracaklarını merak ediyordu ama beklediği gibi gitmedi. Belki de sorun da içten içe buydu. Tamam, Alaz arada patavatsız hareketler yapmıştı ama harika çalışmış, güzel yunuslar yakalamış bir alt ton oluşturmuş yapay zeka katmış güzel bir başlangıç yapmışlardı Rüya arayana kadar.
"Alaz.... Gelebilir misin, çok kötü bir şey oldu." Rüya'nın ağlamaklı sesini duymuştu. Alaz, gitarı alelacele kenara fırlatıp "Gitmem lazım... Rüya." demişti Asi'ye bakmadan Asi arkasından bir on dakika sabitçe baktığını biliyordu. Sonra ise derince yutkunup stüdyodan çıkmaya karar vermişti. Alaz ona "Anahtarımı aldım, direkt çıkabilirsin." diye mesaj attığında zaten stüdyo ona fazla gelmeye başlamıştı. Kendini hafif serin havada dışarı attığında midesinin hafiften bulandığını hissetti. Alaz dersini yaparken birden siktiri girmişti. Buna alındığını düşündü ya da beyninin bir köşesinde yatan nedeni tekrardan görmezden geldi çünkü o gerçek önüne gelse bir daha yıkılacağını biliyordu. Telefonun tekrardan ötmesi ile hafifçe irkilerek tekrardan aydınlanan ekrana baktı.

Alaz : Dünyadan Asi kıza burada mısın?
Nereye kaçtın?

Asi: Bir yere kaçmadım, Alaz.
Buradayım ve biliyorsun benim tek meşgul olduğum kişi sen değilsin. Çalışıyorum ya ben? Meşgul olabilirim? Okulum da var?
Ve bir şey yapmadım. Senden sonra çıktım.

Alaz : Bir şey demedim yine tırnaklarını çıkarma kedi yavrusu gibi.
O zaman yarın devam edelim istersen?

Asi: Olmaz... Yarın işim var.

Kırmızı hayal kırıkları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin