Vingt.

647 34 8
                                    

Alaz: Bu Tolga neden sana gülümsüyor ?

Asi: Alaz.... Patronum, konuşuyor benimle. Söyleyeceğim şarkılar hakkında fikir veriyor.

Alaz: Evet... Çünkü Tolga ünlü bir müzisyen. Sikmişim, fikrini. Biraz daha sana yaklaşırsa tavsiye verecek ağzı olmayacak.

Asi: Alaz... Gereksiz, yükseliyorsun. Kıracağım kafanı yine. Bak sahneye çıkmam lazım, alttan mesaj atma ve uslu dur.

Alaz: Uslu durmak benim diğer adım ama o şerefsizin yaptığını kanıtlanmasa bile tuzak kurduğu bana belli, sen ise hâlâ çalışmaya devam ediyorsan yapacağım şeyi kabul edeceksin sevgilim.

Alaz, Asi'ye sinirlice mesaj yazdıktan sonra derin bir nefes alarak siyah kısa elbise giymiş sahneye çıkmak için bekleyen sevgilisine baktı. Çok güzel olmuştu, siyah elbise biçimli vücüdünü öyle bir sarmıştı ki, ilk gördüğü andan beri boş bir odaya çekmemek için zor duruyordu. Birkaç kez denemişti hatta, aldığı cevap omzuna bir tokat ve kızgın Asi tonu olmuştu... Alaz, Asi'yi seviyordu hem kalbini, hem de onu delirten bedenini her şeyini seviyordu.... Şu Tolga şerefsizi ile hâlâ çalışmaya devam etmesi ise sevmediği şeydi işte. Tolga piçinin ne yaptığını kanıtlamamıştı ama yaptığına yemin edebilirdi. Hâlâ kuyruk acısı vardı ve bunu sevgilisine yaklaşarak çıkarmaya çalışıyordu. Asi çıkarken koluna dokunması ile delirdiğimi hissetti ve telefonu masaya sertçe koyunca Yaman ile Cesur'un ani dönmesi ile bir şey olduğunu anladığı belli oluyordu. Alaz, dilini damağına vurarak Asi'ye baktığı naif bakışlara zıt olarak avına saldırmaya bekleyen bir kaplan gibi Tolgaya baktı. Sonra gülümseyerek üzerindeki toprak rengi ceketi geriye atarak oturduğu koltuktan kalktı. "Oğlum, nereye gidiyorsun? Bak olay çıkarma." Cesur'un salak laflarından sonra göz devirerek ona baktı. Sahneye çıkıp şarkının melodisi girince gözlerini kapatan sevgilisine bakarak hızlıca masanın yanından geçip Tolgaya gülerek sahneye sevgilisinin yanına çıktı. Yanda duran gitarı alarak Asi'nin yanındaki tabureye geçti. "Bana öyle bakma, anlayacaklar." Asi söylemek için dudaklarını hareket ettirecekken duyduğu tanıdık sesle kapattığı gözlerini açarak yanına döndü. Gördüğü Alaz ile ne yapıyorsun dercesine baktı. Sevgilisinin omzunu silkmesi ve söylemeye devam etmesi ile birlikte şarkı söylemeye başladı. Son dizeler geldiğinde Alaz elindeki gitarı bırakıp sakin adımlar ile yanına gelip ona, sanki en değerli varlık kendisi gibi baktığında yutkunduğunda bir eliyle tuttuğu mikrofonu bırakarak ona döndü. "İkimize karşı bu dünya, bizi anlamayacaklar." son dizeleri birbirlerinin gözlerine bakarak söyledikten sonra Alaz'ın elini beline koyup çekmesi ile otomatik olarak bir elini omzuna koymaktan geri kalmamıştı. Tabi, sonra ise dudaklarında olan baskı ise en büyük şaşkınlığını oluşturuyordu.

Özel Konuşma

Alaz: Güzelim bana hâlâ sinirli misin?
Niye bu kadar sinirlendin, anlamıyorum.

Asi: Alaz... Gerçekten.
Bana haber vermeden sahneye çıktın, bunu geçtim. Şarkı bitişinde beni öptün?
Bir sürü kişi bizi izlerken?

Alaz: Sana da Süpriz olsun diye söylemedim, birde çıktım.
Öptüm çünkü sevgilimsin.

Asi: Sanki ben seni bilmiyorum, Tolga'ya inat çıktın, onun gözü önünde beni öptün. Ona kanıtlamak ister esine değil mi?

Alaz: Öyle diyelim, yaptığım suç mu?
Asi... O piç, sana nasıl bakıyor görmüyor musun? Görmezden mi geliyorsun?

Asi: Alaz... Sakin.
Sakin, saçma konuşma. Hep geldim diye sana bu sefer de geleceğimi düşünme. Tolga, sadece patronum diyorum sana, bana güvenmediğini gösteriyorsun sadece.

Kırmızı hayal kırıkları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin