Gün ışığı perdenin hafif aralık kalan boşluğundan içeri aydınlatırken Asi, tüm gece boyu kırpmadığı gözleri ile gelen ışık süzmesine bularak derin bir nefes aldı. Tüm gece, gözlerini kapatsa Alaz'ın kızı öpüşü, Rüya ile Yaman'ı görüşü, Rüya'nın mesajı gözünün önüne geliyordu. Uyusa belki rüya diyebilirdi, onu bile umut edecek boşluk yoktu. Derin bir nefes alarak elini karışmış kıvırcık saçlarına atıp düzeltmeye çalıştı. Ne yapacağını bilmiyordu, Rüya'ya görüldü atmıştı. Sonra birkaç kez arasa dönmemişti. Leyla, Çağla, Cesur, Yaman hepsi birkaç kez aramış mesaj atmıştı. Son çareyi gece 3 gibi uçak mooduna almak ile bulmuştu. Elini yanındaki bej renginde duran komidinine atarak telefonunu alıp uçak moodundan çıkardı. Elleri istemsizce Alaz'ın ismine gitti. Mesajını görmüştü....ama ne cevap vardı. Ne de ondan gelen arama.....ne bekliyordun ki Asi Kız? Sen kimsin, açıklama yapsın. Telefonun yüksek sesli çalma melodisi duyulınca yavaşça irkildi. Ekrana baktığımda bir bu eksikti...şimdi mi gerçekten şimdi mi? "Baba...." bu yazı yüreğini burktu. Açmamayı düşündü ama telefon ısrarla çalıyordu ve babasını biliyordu açana kadar asla pes etmezdi. Derin nefesler alıp verdi sakinleşmek için sonra telefonu açıp hapörlere aldı.
"Asi..." babasının tok sesi odada yankılanmıştı. "Efendim, baba...." Baba, aralarında baba-kız kalmış gibi baba kelimesini hâlâ istemsizce söylüyordu. "Niye telefonlarını hemen açmıyorsun, neredesin? Okulda değil misin?" Birden hesap sormaya başlaması ile gözlerini devirdi Asi.... Sanki çok umrunda demek istedi. Annem gitti sen ise ölü oldun demek istedi. "Bügün okulum yoktu, bir şey mi oldu?" koca bir yalan.... Bügün en önemli derslerinden biri vardı ama Asi'nin gidecek hali yoktu."Bügün benim de boş günüm. Eve gel, oturalım." Asi telefona şaşkınlık ile baktı. Babası onu oturmaya çağırdı en son ne zaman karşılıklı sohbet etmişlerdi, geçen sene sonbahar belki daha eski. "Baba bir şey mi oldu?" Asi'nin sesinde önüne geçemediği bir panik oluşmuştu. "Yok, öylesine öğlen gel tamam mı?" Asi... reddetmek için konuşacaktı ama babasının 25 senelik akademik hayatında itirazı sevmeyen bir hoca ve baba olduğunu biliyordu. "Tamam, baba. Öğlen evde olurum" babasının görüşürüz diyip kapatması ile telefonu ayak ucuna doğru fırlattı. Sikik dün gece devam ediyordu, zaten bir olay olmazdı onun hayatında hepsi birden gelirdi.... Üzerimdeki örtüyü kenara atarak kalktı hazırlanması gerekiyordu. Belki bir kek yapıp babasının yanına gitmesi gerekiyordu.Daltonlar 🔫
Cesur: Alaz ve Ekin, nasıl oldunuz oğlum?
Ekin : Sanki.... Bir dünya savaşında iki cephenin tam ortasında mal gibi kalmış gibiyim.... Başım sik gibi sabah kaç kere kustum hatırlamıyorum.
Yaman : Alaz'da öyleydi sabaha kadar kustu. Normal, içki etkiler, Alaz'ı kaç kere eve gizlice soktuğumu biliyorum ama asla böyle olmamıştı, ne içtiniz lan siz?
Ekin : Her zamanki içtiklerimizi içtik... Sonra ne oldu bilmiyorum, böyle gözlerimde patlamalar oluştu, sonra işte gerisin hatırlamıyorum, siyah bir duman. Sabah gözümü açtığımda evdeydim.
Cesur : Seni eve ben getirdim, ölü gibi ağırsın. Belim koptu, nasıl hatırlamazsın iki kızla resmen grup seks yapıyordun, ben ile bir adam zor ayırdı. Alaz Bey'de sarışın bir kızla resmen ön sevişme yaşadı da senden iyi kızı atıp kendini dışarı attı. Yaman, ensesine vurup bayılttı da eve getirdi.
Yaman, böyle şeyleri nasıl biliyorsun oğlum, bayıltmak ne ?Yaman: Salak, salak bağırıyordu. Soyunmaya kalkmıştı, resmen sapık diye dayak yiyecektik. Eski gittiğim karate kurslarında filan görmüştüm ne yapayım, bayılttım ve sırtladım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı hayal kırıkları
FanfictionBenim hayal kırıklıklarım kırmızı Alaz.... Annemin bıraktığı simsiyah hayal kırıklığına kırmızı hayal kırıklıkları ekledin. En acısı da ne biliyor musun? Her gitmelere karşı senin de bir gün gideceğini bildiğim halde seni sevmeyi seçtim.