Dix-sept

763 39 4
                                    

Alaz'a sinirliydim. Gelene kadar sinirden kafasını mı kırsam, yoksa yüzüne bir tane çaksam mı diye düşünüyordum. Stüdyonun gri, kalın kapısına geldiğimde bir kere sertçe vurup açmasını bekledim, gelen kilik sesiyle içeri girdim. Hafif karanlık olan odada kapı arkamdan kapınınca gözümü kısarak etrafı süzdüm. Yer de birkaç içilmiş sigara izmariti, bir bira vardı. Stüdyonun koltuğunun köşesinde ekinde viski şişesiyle bana bakmayan Alaz'ı görünce daha çok içimin sinirden yandığını hissettim.
"O kadar havasız ki, sigara içki kokusu birbirine girmiş. Işık bile açmamışsın.
Buraya ortalığı karıştırdıktan sonra içmeye mi geldin?" Söylenerek yandaki lambaya basıp hafif sarı ışığın odaya dolması ile derin bir nefes aldım. Alaz homurdanarak hâlâ bakmadan içki şişesini kafasına dikmesiyle çıldırdığımı hissediyordum. Birden hızlıca yanına gidip Alaz'ın elinden viski şişesini alıp yere fırlatmam bunun sonucu olsa gerekti. Alaz hızlıca gözünü açıp kafasını kaldırıp belini koltukta kaldırdı, yerde dağılmış şişeye baktı. Elini hafif çıkmaya başlayan sakallarında gezdirdi. "Kızım, manyak mısın sen? Derdin ne senin?
Ayaklarım onun ayakkabı olmayan ayağına değerken sırıttım.
" Manyağım, var mı diyeceğin? "
Kafasını geriye atarak gülmesi ile hafif karamasarlık çökmüş ama yakışıklılığından bir şey kaybetmemiş suratını inceledim. Alaz hafifçe kollarını açtı, ne yapıyor dercesine bakamamla dudağını yalaması ile bakışlarım dudaklarına indim.
" Vur ve git, Asi Kız."
Vur ve git. Elimdeki küçük çantayı bir kenara nasıl fırlattığımı bilmiyordum. Geldiğimden beri içimden bir sesin dediği kucağına sertçe oturup bir elimi ensesine götürüp kendimi sertçe hafif ıslak dudaklarına bastırmamda bu bilinmemezlikten geliyordu. Alaz, elini hafifçe şaşkınlık ile indirdi. Şaşırmıştı, hâlâ dudakları bir heykel gibi duruyordu ama bu çok sürmedi. Bir elini belime dolayıp sertçe kendine doğru çekip beni hafif kaslı sert ğöğsüne bastırırken alt dudağımı biraz önce içtiği içkiden daha sert ve nefessiz içiyordu. Biraz önce beni rahatsız eden sigara ve içki kokusu dudağından benim dudaklarıma doğru dağılırken rahatsız etmekten çok ilgi çekici, hatta hoşuma giden bir şeye dönüşmüştü. Onla ilgili olunca sevmediğin bir şey bile hoşuma gider hale geliyor dedi iç sesim. Ensesinde hafif uzamaya başlayan saçını çekerek aynı şekilde üst dudağını öperken kızgınlığımı da hafifçe dişlerimi sürtüp geçirirken belli ediyordum. Elimi Alaz'ın beyaz tişörtüne getirerek iki ucundan tutup hafifçe kaldırırken dudaklarımı sesli bir öpücük ile ayırdım. İkimiz de birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk, ani öpüşen gelen nefessiz kalmamız sebebiyle ikimizinde ğöğsü kalkıp iniyordu. "Asi... Emin misin?" Emin miyim? Alaz ile ilgili olan bir şeyde hiçbir zaman neredeyse emin olamamıştım, ona bir şeyler hissetmem dışında. Yine emin olmayacaktım, düşününce belki yine duracaktım. Bu yüzden düşünmeyi siktir ederek tişörtünü tutup çıkarıp stüdyonun köşesine atıp tekrardan dudaklarına yapılırken düşünmedim. Ustaca elini kalçama oradan arkası bağcıklı bluzuma getirirken kararsız olmadığı belliydi. Dillerimiz tekrardan bir savaş içine girerken kucağında yavaşça kayararak daha çok yerleşmem onu hissetmeme neden olmuştu, hissettiğim sertlik ile dudağına doğru boğuk inlememi bırakmaktan kendimi alamamıştım. Alaz ise "Asi..." diye fısıldayarak bluzumun bağcıklarını tek hamlede çözdü, vücüdumdan kayan bluz kollarımda kaldığında dudaklarımı ayırmadan elimi aşağı doğru indirdim, iyice kayan bluzumu parmağını kollarımı sürterek indirip bir kenara attı. Yine üstümde sütyen yoktu, bu hoşuna gitmiş olmalı ki, ablayla dudaklarıma doğru gülüp yüzüklü parmağını sağ ğöğüs ucuma bastırması ile derince ağzına doğru inledim.
"Alaz...." dudaklarımı geri çekip yüzüne doğru fısıldarken, Alaz ıslak dudaklarını bir an bile durdurmadan boynumdaki benlerime bastırıp minik öpücükler kondurmaya başlarken tek yaptığım kendimi altımdaki sertliğe sürtmek ve bir elimle saçından tutup bastırmaktı.
" Benlerine şarkılar yazabilirim, Asi... Arsız yönüne bayılıyorum, kucağımda arsızca sürtünmene" ğöğüs aramı hafifçe öpüp sol ğöğüs ucuma bir öpücük kondurması ile irkildim "Ya da bu kadar hassas olup dikleşen uçlarına senle ilgili her şeye."
göğüs ucumu ağzına alıp usluca emmesi ile boğuk inlemem stüdyoyu esir almıştı. "Çok..konuşma Alaz."
Birden sağ eliyle diğer ğöğsümü sıktığında dudağımın arasına dişini alarak üstten Alaz'a sinirli olduğunu düşündüğüm bakışım ile baktım.
"Yani, em ve ilgi göster. Yorum yapma diyorsun, bu da bana uyar."
Ğöğsümle ilgilenmeye devam ederken elini ustaca karnımndan giydiğim ve kalçana kadar katlanan eteğime getirip karnıma kadar katlamış, hiç utanma belirtisi olmadan siyah iç çamaşırının üzerine uzun ve ince parmaklarını bastırıp arsızca gezdiriyordu. Kafasını çekip alttan bana bakmayı gezdirmeye devam ederken hiç kesmiyordu. Alaz böyleydi, ben de bıraktığı etkiyi izlemek her zaman hoşuna giderdi. "Bu kadar ıslandığın için mi konuşmamı istemiyorsun yoksa, hm?" cevap vermeden bakarken cevap vermeme gülmüş parmağı ile iç çamaşırımı sıyırıp tepeciğe hafifçe baş parmağı ile bastırıp bir parmağını içime bunu bekliyor gibi itmişti. Bu beklemediğin hamlesi terlemeye başlayan boynumu geriye atıp kalçamı hafifçe geriye atmama sebep olmuştu. Geriye attığım kalçamı tekrar kendine çekip parmağınu beklemeden içimi keşfetmeye iterken bu halinin Alaz'ın en sevdiğin hallerininden biri olduğumu düşündüm, gerçi en kötü halini bile seviyordum. "Dar duvarlarını keşfederken benden kaçma, Asi" ikinci parmağını da utanmadan itip makas hareketleri ile genişletip hızlıca baş parmağı ile de okşaması ile inlemeleri tutmam imkansız olmuştu, kendimi arsızca parmaklarına doğru gitmekten geri kalmıyor, dudağını her itişinde ısırmak zorunda kalıyordum. O noktaya değdiğinde "Alaz... Ben."
"Buldum seni." tepkimden ne demek istediğimi anlamış gibi aynı noktaya acımadan yüklenirken dudaklarını tekrardan ğöğsüme ilerletmil emip ısırırken, parmakları durmamış aynı hızda devam ediyordu. "İşte arsız Asi Kız, kalçalarını bana itiyorsun ve yüzünden bir gram utanmak yok, o kadar benziyorsun ki bana." elimi saçına atıp daha bastırırken dediği kelimeler beynimde bir sanrı oluşturuyordu. Yakın olduğum hissediyordum, çok yakın. İçimdeki ateş patlamak üzereydi. Bacaklarım titriyor. Kalçamı parmaklarına ittirirken titremekten geri kalmıyordum.
" Alaz.... Yakınım."
Yakınım dememle bunu bekliyor gibi sanki daha hızlı olabilirmiş gibi parmakları iyice baskı yaparken derin nefesler alıyordum.
"Bana gel Asi Kız, seni tutacağım. Bütün güzelliğini bana ver, hadi." kelimelerini bekliyor gibi parmaklarına doğru akıp rahatladığımda kalçamın hareketini kesmiş titreyen bacaklarım son ana kadar kasılmış ve durmuştu. Alaz parmaklarımı içimden çekip iki parmağını da dudaklarına doğru götürüp arsızlığından hiçbir şey kaybetmeden emerken tekrar yanmaya boşaldığımı ama ruhsal olarak hafif çöktüğümü hissediyordum. Başım otomatik olarak boynuna doğru düştüğünde elini sırtıma koyup sarılmama fırsat vermişti. "Sen....yani sen, rahatlamadın, ben."
Alaz belimi hafifçe okşarken eğilip saçımı öpmeyi ihmal etmemişti. Orgazm sonrası gelen mayışıklık bütün bedenimi sarmıştı, uyuştuğumu hissediyordum adeta.
"Şşşt, ben iyiyim. Güzelim, ben iyiyim. Dinlen hadi."
Alaz'a cevap veremeden gözlerimin kapandığını hissediyordum, iki gündür uyuyamama nedenim yüzünden olabilirdi... Karanlığa kapılırken rüya mı gerçek mi emin olamadığım ses kafamda kalkınca yankılanacaktı, eminim.
" Ne kadar kaçmaya çalışsam da seni sevmekten alı koyamıyorum, kendimi
"
İkimizin de kaderiydi belki, bu sevmek, kızmak ve birbirimizde kaybolmak.

Özel Mesaj

Leyla: Alaz, gelmedi mi?
Ne oluyor, meraktan ölüyorum Çağla?
Rüya'nın telefonu kapalı ve sen ise meşgule alıyorsun.

Çağla: Alaz yok.
Cesur da geldi. Bilmiyorum, çok karışık.
Rüya'nın Anne ve babası da gelmiş.
Duymuşlar, kavga ediyorlar resmen bizimkiler ile babam, babasına kızıyor Rüya'nın.
Rüya köşeye geçmek yavru köpek gibi.
Eceyi dışarı çıkardı Cesur şimdi.
Yaman ortalığı sakinleştirmeye çalışıyor ama Metin amca resmen Yaman'ı eziyor.

Leyla : Kaza Yaman'ın suçu değildi, ters yönden araba geleceğini nereden bilebilirdi? Yaptıkları yanlış ama gereksiz saçmalıyorlar, ben de geleyim mi?

Çağla: Zaten ortalık karışık, Leyla.
Gelsen bir şey olmayacak, arada sen bile kaynayabilirsin.
Ben sana anlatırım.

Leyla : Gerçekten... Olaysız günlerimiz geçmemeye başladı.
Günlük dizi çeviriyor gibiyiz.
(Görüldü.)
Alaz ile Asi'nin ne olduğu belli değil, Rüya ile Yaman 6 aydır gizli sevgili. Angelina Jolie, Brad Pitt filmi gibiler.
(Görüldü.)
Çağla olayın içindesin biliyorum ama haber versen, hâlâ aynı şiddette kavga mı ediyorlar, meraktan şimdi geleceğim.
(Görüldü.)

Çağla: Leyla....
Alaz, Rüya'yı seviyormuş.
(Görüldü.)

Arkadaşlar, Leyla şok, Leyla İptal.
Her şey açığa çıktı gibi birkaç pürüz kaldı. Bakalım, daha neler olacak?
Tam sevişme olmadığı için azar yemem umarım ama öyle olması gerekti.
Arsızlar, yalanlar, kavgalar bölümün diğer adı PWMSMSMXKSKSKSKSK, İyi okumalar 🌼

Arsızlar, yalanlar, kavgalar bölümün diğer adı PWMSMSMXKSKSKSKSK, İyi okumalar 🌼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Mutlu olamıyorsak, mutsuz olalım ama birlikte

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Mutlu olamıyorsak, mutsuz olalım ama birlikte."
Don't blame me, tam AsLaz şarkısı izlememi veriyor bana.
Aşkın beni deli etti

Eğer etmiyorsa,hiçbir şeyi doğru yapmıyorsun.
E

vet, bu bölümü erken atıyorum. Uzun bir ara verdim ve bunlar ağustos zamanında yazdığım bölümler. İlham gelene kadar üst üstte atmak idare eder diye düşünüyorum ve hikaye çok okunmaya başlayınca benim şaşkınlık farklı boyuta atlıyor.

Kırmızı hayal kırıkları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin