36.BÖLÜM-DOĞUM BAŞLIYOR!

16 19 1
                                    

                    “UÇAKTA MI
            DOĞURACAĞIM YANİ?”




5 ay sonra

Melihle birlikte tatile gitmek için havalimanındaydık.Biletleri aldıktan sonra uçaktaki yerimize geçtik.Nihayet uçak kalktı.Tahmini yarım saat sonra uçak hala havadayken karnıma bir ağrı girdi.İlk önce bunun sadece geçici olduğunu düşündüm ama sonra ağrılar artdı ve artık canım gerçekten çok acıyordu.Melih endeşeyle
-Aşkım,iyi misin?
-Melih! Ahhh!
-Noldu? İyi misin?
-Çok sancım var!
-Olamaz! Galiba doğum başlıyor!
-Ne? Nasıl doğum başlıyor? Daha çok erken! Uşakta mı doğuracağım yani?
-Öyle görünüyor
Dedi ve hızla ayağa kalkarak hostese haber verdi.Hostes uçakta bir doktor olup olmadığını anlamak için anons verdi.Neyse ki yolculardan biri doktormuş.Beni uçağın ön kısmına aldılar ve doktoru çağırdılar.Şimdi siz soracaksınız ki,Melih doktorsa neden kendisi değil de başka bir doktor doğuma giriyor.Çünkü ben burada iki doğururken Melih dört doğurmuştu
-Merhaba.Ben Dr.Ayşe.
Dedi ve yanıma gelerek bana baktı
-Evet,doğum başlamış.Lütfen herkes dışarı çıksın
Herkes çıktı.Melih de tam çıkacakken ben acıyla
-Hayır! Olmaz! Melih buraya gel!
Melih doktora baktı.Doktor da onay verdikten sonra doğum başladı.Melihin elini sıkıca sıktım ve doğuma başladım.Çok zorlanıyordum ve güçten düşüyordum.İlk bebek doğduktan sonra sıra ikinciye geldi ama ne gücüm ne de mecalim kalmamıştı.Artık gözlerim istemsizce kapanıyordu.Sonra gözlerim kapandı ama bilincim hala yerindeydi.Sonra bilincim de kapandı ve iyice güçten düştüm.Sanki yıllarca süren derin bir uykudan uyanmıştım.Gözlerimi açtığımda hastanedeydim.Melih odanın köşesindeki kanepede oturuyordu.Zorla konuşmaya başladım
-Melih?
Melih uyandığımı görünce yanıma geldi ve elimi tuttu.
-Sevgilim? İyi misin?
-Bebeklerim nerede Melih?
Melih gözleri dolarak bana baktı.Zor da olsa doğruldum ve aynı soruyu tekrar sordum
-Melih? Bebeklerim nerede? Cevap versene!
-Kızımız gayet iyi....
-Oğlumuz? Melih oğlum nerede?
-Hatice,söyleyeceğim ama sakin olacaksın
-Melih söyle artık oğlum nerede?
-Hatice doğduğunda çok zayıftı.Doktor kaybettik dedi
Bunu söyledikten sonra Melih ağlamaya başladı.Ben de şok olmuş bir şekilde Melihe baktım.Sonra acı ve hüzün dolu bir çığlık attım ve ağlamaya başladım.Hemen ayağa kalkmaya çalıştım ama Melih bana sarılarak beni sakinleştirmeye çalıştı.
-Aşkım,sakin ol!
Dedi ve bana sarıldı.Ben Melihi itmeye çalışsam da bırakmıyordu.Sonunda ben de Melihe sarıldım ve acıyla ağlamaya başladım.Kalbimde her geçen gün büyüyen umutla bekledim onu, minik prensimi. Her attığı tekmeyi hissettiğimde, her gece onu düşünerek uykuya daldığımda, onu kucağıma alacağım günü hayal ederdim. Ama şimdi, o hayal yerini tarifsiz bir boşluğa bıraktı.Onu kaybetmenin acısı, her nefes alışımda içime doluyor. Bu dünya onunla çok daha güzel olacaktı, ama onu cennete göndermek zorunda kaldım. Kalbimin en derin yerinde, sonsuza kadar onunla olacağım.Gerçekten o kadar büyük bir acıydı ki,ne siz sorabilirsiniz ne de ben anlatabilirim.Melih geri çekilerek yüzümü ellerinin arasına aldı
-Ben senin her zaman yanında olacağım.Asla ama asla seni bırakmayaacağım.Hadi ağlama artık
Melihin dediği sözlerden sonra sıkıca sarıldım ve ağlamaya devam ettim.Melih yanıma oturdu beni kollarının arasına alarak ağlamaya başladı.Gözlerimi kapattım çünkü çok kötü bir ağrı vardı başımda.Uykuya daldım.Uyandığımda hala Melihin kolları arasındaydım.Melihe bakarak
-Melih?
-Efendim birtanem?
-Kızım nerede?
Bu arada ikimiz de ağlamayı yeni kesmiştik.Melih gözünü silerek
-NİCU odasında.İstersen gidelim
-Evet,gidelim.
Dedim ve Melihin yardımıyla zor da olsa ayağa kalktım.Birlikte NİCU bölümüne geldik.Melih doktor olduğu için rahatlıkla içeri girdik.Kızımın yanına geldim ve hüngür-hüngür ağlamaya başladım.Gerçekten çok masumdu.Melih elimi tutarak
-Camın içi,sakin ol lütfen
-Olamıyorum Melih olamıyorum
Gözyaşlarımın arasından kızımın minicik yüzüne baktım. Gerçekten çok masumdu, minik elleri ve ayakları sanki bir mucize gibiydi. Onun için güçlü olmam gerektiğini biliyordum ama içimdeki acı tarif edilemezdi.O an anladım ki, her ne kadar zor olsa da, kızımın yanında olmam ve onun için savaşmam gerekiyordu. Melih’in desteğiyle, bu zorlu yolculukta yalnız olmadığımı hissediyordum. Kızımızın sağlığı için dua ederek, elimi Melih’in elinden hiç bırakmadan orada durduk.Bir süre sonra Melih bana bakarak
-Birtanem,hadi gidelim artık sen de çok yoruldun.
-Biraz daha kalalım
-Yine geliriz.Şimdi eve gidip hazırlanalım
Melihin elini tutarak ayağa kalktım.Birlikte odaya geri döndük.Eşyalarımı aldım ve üzerimi değişip odadan çıktım.Melih çıkış işlemlerini halletdi ve kızımızı da alıp yanıma geldi.Ben üzgünce sordum
-Melih?
-Efendim birtanem?
-Oğlum nerede?
Melih üzgünce cevap verdi
-Morgda
-Görmek istiyorum
-Ama aşkım...
-Lütfen
Dedim ve üzgünce bakmaya başladım.Melih elimden tuttu
-Tamam hadi gel
Birlikte morga gittik ve görevlinin yardımıyla oğlumuzun yanına geldik.Ben resmen o manzaranın karşısında donup kaldım.9 ay boyunca canımda,kanımda taşıdığım oğlum şu anda cansız halde karşımdaydı.Melih bana belli etmiyordu ama o benden daha çok üzülüyordu.Benim gözlerim dolmaya başladı.Melih arkasını dönerek ağlamaya başladı.Arkasını döndü çünkü bana destek olmak için kendisinin güçlü olduğuna inandırmak zorundaydı. Yapacağımı bilemiyordum. Sanki dünya başıma yıkılmıştı. Yıllarca hayalini kurduğum, karnımda büyüttüğüm evladım artık yoktu. O kadar çaresizdim ki, içimdeki acı tüm benliğimi sardı.Melih, arkasını dönmüş, gözyaşlarını saklamaya çalışıyordu. Onun güçlü görünme çabası beni daha da üzüyordu. Yanına gittim, elini tuttum ve ona sarıldım. Gözyaşlarımın akmasına engel olamıyordum ama Melihin yanında güçlü durmak zorundaydım
-Melih, birlikte atlatacağız bu acıyı. Oğlumuz her zaman kalbimizde yaşayacak.Hem ayrıca gözyaşlarını ve acını gizleme.Bana ağlamanın güçsüzkük değil de cesurluk olduğunu sen öğretmiştin
Dedim.Melih’in gözlerinde acıyı ve sevgiyi aynı anda görmek yüreğimi biraz olsun hafifletti.Oğlumuzun başucuna oturdum ve sessizce dua etmeye başladım.
-Seni çok sevdik oğlum, her zaman bizimle olacaksın. Hiçbir zaman unutulmayacaksın.
Dedim, gözlerim dolu dolu.
Melih, yanıma gelip diz çöktü.
-Seni kaybetmek en büyük acıydı ama senin anınla yaşayacağız. Senin için güçlü olacağız,
Dedi. Bu sözler bana biraz olsun teselli verdi. Birlikte, oğlumuzun anısını yaşatmaya ve bu acıyı birlikte atlatmaya kararlıydık.İkimiz de el-ele tutuştuk ve morgdan çıktık. O anın ağırlığı omuzlarımıza çökmüştü. Gözyaşları yanaklarımızdan süzülürken, acımızı paylaşıyorduk. Melih'in sıcak elini sımsıkı tuttum, birbirimizin yanında olmak, birbirimize destek olmak tek tesellimizdi. Oğlumuzun hatırası yüreğimizde daima canlı kalacaktı. Bu acıyı birlikte atlatacağımıza söz verdik. İkimiz de sessizce morgdan çıkarken, kalbimizde onun sevgisini taşıyarak, bir adım daha atıyorduk. Bu yol zor olacaktı ama birlikte yürüdüğümüz sürece üstesinden gelecektik.Ne de olsa yitirdiğimiz her şey, sevginin derinliğinde birgün mutlaka yeniden hayat bulur.


BÖLÜM 36 SONU

KALBİMDEKİ ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin