18.bölüm-SANA AŞIĞIM!

22 23 0
                                    

Kabinden çıktım ve kızların yanına geldim.
-Nerede duydunuz?
-Hatice sen buradamıydın?
-Size bir soru sordum!
İkisi de sustu ve hiç biri cevap vermedi.Ben de daha çok sinirlenerek bağırdım ve bağırarak bu sessizliği bozdum.
-Cevap versenize!
-Mehmet okulun arka bahçesinde arkadaşlarıyla konuşup plan yaparken duyduk
Sinirli bir şekilde hızla dışarı çıktım ve okulun arka bahçesine geldim.Mehmet tek başına telefonla konuşuyordu.Konuşmasını bitirmesini bile beklemeden sinirle yanına gittim ve telefonu kapatmasını söyledim.Telefonu kapatır-kapatmaz yüzüne bir tane okkalı tokatı yapıştırdım.Melih tam o sırada geldi
-Vooov show varmış neyse ki,tam zamanında geldim.Hadi devam edin
Bana bir gülmek geldi ki,anlatamam.Gülmeğe başladım.Sonra Melih bana dönerek
-Ne oluyor Hatice ne bu öfke?
-Ben sana anlatayım o zaman sevgili kankacığım.Şimdi şöyle ki,biz hani sınfa gidip çantalarımızı koyalım diye ayrıldık ya
-Eee?
-İşte ben sonra lavaboya gittim ve bir kabine girdim.Benden sonra içeri bir-kaç tane kız girdi.Kendi aralarında konuşmaya başladılar.Mehmetin beni kaçırmak için plan yaptığını söylediler
-Seni kimse kaçıramaz ki yanında ben varım
-Ona da bir çözüm yolu bulmuş zıpır kafa.Beni kaçırdığında yanıma gelirsen bırakacakmış beni
-Olum sen nasıl bir mafyasın ya? Hiç olmazsa gel benden bir fikir al.Hadi kaçırıyorsun diyelim niye biri gelince hemen öyle bırakıyorsun?
-Melih sen iyi misin?
-İyiyim iyiyim sen devam et neden bırakacakmış seni?
-İlk önce bırakacak sonra da eline silah alıp ya onunla gelmemi ya da seni vuracağını söyleyecek
-Hmm öyle mi?
-Evet öyle
Melih beni elimden turarak kenara çekti ve Mehmetin yanına giderek onun yakasından yapıştı
-Olum senin bizimle derdin ne ya? İlk önce sevgiliyiz demeler sonra kaçırıp öldürmekle tehdit etmeler noluyoruz?
-Ulan bana bak ben ne yapıyorsam aşkımdan yapıyorum
-Ulan başlarım senin aşkına
Dedi Melih ve Mehmeti hızla itdi.Mehmet sertçe yere düşte ve burnu kanamaya başladı.Sinirle konuşmaya başladı
-Seni polise şikayet etmezsem ben de adam değilim lan
Dedi ve sinirle gitti.Melih de arkasından bağırdı
-Zaten adam değilsin ki!
Melih yanıma geldi
-Neden yaptın bunu? Ya şimdi gerçekten gidip polise şikayet ederse?
-Ederse etsin Hatice ondan korkan mı var?
-Sana laf geçirmek neden bu kadar zor ya?
-Onu ben de çözemedim
Gülerek içeri geçtik.Sınfa gittik ve 3 dersten sonra teneffüste bahçede otururken bahçeye bir polis arabasının geldiğini gördük.Melih bana bakarak
-Yok artık!
Dedi ben de şaşkın bir şekilde kapıya baktım
-Harbiden polis çağırmış.Melih ne olacak şimdi? Bak lütfen gitme bir şey yapmadım de
-Tamam sakin ol
Dedi beni sakinleştirmek için ve tam da bu sırada polisler yanımıza geldi
-Melih Çevik!
Melih derin bir nefes alarak ayağa kalktı
-Benim buyrun
-Hakkınızda şikayet var.Bir adam dövmüşsünüz
-Hayır,memur bey ben bugün hiç adam dövmedim.Sadece bir-kaç saat önce okulun arka bahçesinde bir hayvan dövdüm yoksa o mu şikayet etti beni?
Dedi imalı bir ses tonuyla.Polis de gülmemek için kendini zor tutarak cevap verdi
-Biz bir şey bilmiyoruz ama adam şikayetini geri çekmezse uzun bir süre hapis yatabilirsin bilmiş ol
Dedi ve kelepçeyi açıp Melihin elini uzatmasını istedi.Melihin elini tuttum ve gözlerim dolmaya başladı.Melih beni sakinleştirerek elini uzattı ve kelepçeyi taktılar.Yanıma geldi ve sakin olmam için bana destek.Melihe sarıldım o da kelepçelere rağmen bana karşılık verdi.Polisler Melihe artık gitmeleri gerektiğini söylediler.Melih cebinden arabanın anahtarını,telefonunu ve diğer eşyalarını çıkarıp bana verdi ve polislerle birlikte arabaya binerek uzaklaştı.Ben de hemen Melihin arabasına geçtim ve polis arabasının arkasından sürmeye başladım.Neyse ki,kazasız-belasız karakola gelebildim.Melih çoktan nezarete alınmıştı bile.Ben polislerden birinin yanına gittim ve Melihi görmek istediğimi söyledim.Polis biraz beklemem gerektiğini söyledi.Bir-kaç saat bekledikten sonra nihayet beni içeri alabileceklerini söylediler.Hemen içeri girdim.Melihin yanına gittim.Melih ayağa kalktı ve parmaklıkların yanına gelerek
-Alt tarafı üç saatdir ayrıyız.Ama sen de haklısın insan böylesine minnoş,böylesine tatlış,böylesine yakışıklı birini bulunca değil üç saat üç saniye bile ayrı kalsa,görmese özlüyor
Gülerek onu dinliyordum.Konuştuktan sonra elimi parmaklıklara koydum ve yanıt verdim
-Ben şimdi ne yaptım biliyormusun?
-Hayır,bilmiyorum tabii ki,saatlerdir buradayım dünyadan haberim yok ne yaptın yine?
-Bu minnoş,tatlış ve yakışıklı çocuğa bir hediye getirdim
-Ne hediyesi? Neyin şerefine? İlk kez hapse girdim diye mi?
Gülerek yanıt verdim
-İlahi Melih olur mu hiç öyle şey?
-Bence de olmaz.O kılkuyruk nerede buradan bir çıkayım mahvedeceğim onu.
-Melih!
-Ne?
-Bir uslu dur.Allah aşkına ya!
-Bakarız
-Bakarız diyor birde ya.Hem ayrıca sen benim hediyemi merak etmiyormusun?
-Ediyorum tabii ki.Hani nerede hediyem?
-Benim hediyem verilecek değil söylenecek bir hediye
-Noldu yoksa kılkuyruk okulun çatısından mı düştü?
-Hayır tabii ki.Biraz ciddi olur musun?
-Ha sen ciddi bir şey söyleyeceksin yani
-Evet,hem de çok ciddi bir şey söyleyeceğim
-E hadi söyle o zaman
-Yine sözümü kesmeyeceksen söylüyorum
-Söz kesmiyeceğim söyle hadi
-Söylüyorum
-Söyle
-Ben
-Sen?
-Sana?
-Bana?
-Ben sana
-Sen bana?
-Aşığım...Ben sana aşığım


18.bölüm sonu

KALBİMDEKİ ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin