Media Duties +18

4. Koridor

Barış

Bal ile aramızdaki karmaşık durumu çözmeye çalışıyorum ama işler iyice karıştı. Kafamı karıştıran her şey, her an daha da kötüye gidiyor gibi görünüyor. Bal'a karşı hislerim de karmaşık, ne hissettiğimi bile bilmiyorum. TikTok'taki Samet'le ilgili editler canımı sıkıyor. Her yerde karşıma çıkıyorlar ve beni sinirlendiriyorlar. Beynimi sikti. Neden bu kadar dikkat çektiğini anlamıyorum.

"Bu TikTok editleri yüzünden kafayı yedim," dedim, sinirli bir şekilde yüzümü buruşturarak. "Samet'in lavbualiğne bak amk. Bal'da hatini bildirmiyor canımı sıkıyor. Bizimle de okadar röportaj yapıyor bizimle neden editi yok."

Kerem, sakinleşmem için beni uyarıyordu. "Yani, bu sadece sosyal medya. Kendine fazla yüklenme. Röportajlarda kızın yüzüne bakmıyorsun bile bide edit diyorsun," Kerem bana alaylı şekilde gülüyordu. "Ayrıca Bal ile olan durumun karmaşık olması senin suçun."

Kerem'in söyledikleri bana pek yardımcı olmuyor. Bir sefer beni desteklese şaşırırım zaten.
"Karmaşık mı?" dedim, öfkeli bir şekilde. "Bunu nasıl karmaşık hale getirdiğimi bilmiyorum. Bal ile olan ilişkimiz baştan beri sınırlı ve kuralıydı. Kuralları bozan o şuan."

Kerem sinirlenmeye başlamıştı. "Oğlum, ağzımı açtırma. Ortada bir durum var ve senin yüzünden bu iş iyice karıştı. Kızı perişan ettin. Sana kör kütük aşık, her dediğine evet diyor. Şimdi başkasıyla yakın olma ihtimali seni deli ediyor. İlk günden beri kıza düzgün yaklaşmadın. Kafan hep başka şeylerde, onu da perişan ettin. Hem, Selin'in takıldığı bara neden geldik anlamıyorum. Burada böyle bir durumla karşılaşacağımız belliydi."

Selin'in de burada olması hiç iyi değildi. Masamıza gelmesi ise tam bir felaketti. Yarın magazin sayfaları büyük ihtimalle bizden bahsedecek.

"Abi bu magazincileri anlamıyorum amına koyim," dedim, öfkeyle. "Olmayanı oldu diyorlar, olanı görmüyorlar. Nasıl saçma sapan bir branş."

Kerem kulağıma eğilerek sordu, "Doğruyu söyle, Selin'le hiç... gece falan yaşadın mı?"

Kerem'in bu halleri beni benden alıyordu. Adam tam bir otistik.

"Hayır Kerem, Selin'le hayatımda sikişmedim," dedim, özellikle bu kelimeyi kullanarak onu biraz sinir etmek için.

"Tövbe yarabim," diye söyleniyordu Kerem.

"Sadece o gece sarhoş olduğu için birden öptü beni," diye açıkladım.

Konunun burada kapanması için Kerem'e gözlerimle işaret verdim. Selin masamıza geri dönüyordu.

"Ne fısıldıyorsunuz bakalım?" diye sordu Selin. Yaklaşık bir senedir tanışıyoruz ama son zamanlarda yaklaşımı beni iyice ondan soğuttu. O gece kulüpte beni öpmesi şaşırttı ama böyle bir şey yapacağını da biliyordum. Bal ile yakınlığımı kıskanıyordu fakat Selin'e baştan beri onu sadece bir arkadaş olarak gördüğümü defalarca belirtmiştim. Kız yirmi yaşında, tam bir çocuk gibi. Bal ise olgun, zeki, komik, eğlenceli bir kadındı. Ah Bal, beni ne hallere getiriyorsun, diye içimden söyleniyordum.

Selin'in bakışları arasında Kerem'le kısa bir bakışma yaşadık. Kerem, sessizce konuyu kapatmaya çalışıyordu. Ancak Selin, gözlerimi okuyormuş gibi devam etti. "Bu kadar ciddi ne konuşuyordunuz? Bir sır mı var?"

"Hiç," dedim, soğukkanlı bir şekilde. "Sadece maç hakkında konuşuyorduk."

Selin, şüpheli bir bakış attı ama konuyu uzatmadı. Bal'la ilgili konuşmaktan kaçındığımı fark ettiğini düşündüm.

"Senin Bal'da ne yere bakan yürek yakanmış be. Editleri gördünüz mü?" alaycı bir şekilde kahkaha atıyordu. Onu boğmak istiyordum. "Güvenilir magazin sayfası, ilişkilerini doğrulamış." Sırıtıyordu aptalca.