26✓

34 7 20
                                    

19 Haziran, Cuma, 23:45

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

19 Haziran, Cuma, 23:45

SEVGİLİ Günlük,

Ah Tanrım, ne yapacağız? Bu hayatımın en uzun haftası oldu. Bugün okulun son gü2nüydü ve yarın Taehyung gidiyor. Klaus tarafından dönüştürülmüş bir vampir bulmak için Avrupaya gidiyor. Bizi korunmasız bırakmak istemediğini söylüyor ama bunu yapacak.

Tyler'ı bulamıyoruz. Arabası mezarlıktan kayboldu. O günden beri okula da gelmedi. Bu haftaki final sınavlarının hepsini kaçırdı. Diğerlerimiz de pek iyi sonuçlar alamadık. Keşke Robert E. Lee de final sınavlarını mezuniyetten önce yapan diğer okullar gibi olsaydı. Bugünlerde İngilizce mi, yoksa Svahili dilinde mi yazıyorum, hiç bilmiyorum.

Klaustan nefret ediyorum. Gördüğüm kadarıyla, o da Yeonmin kadar deli ve belki daha zalim. Vickie'ye yaptıkları...

Ama şimdi bundan söz edemem, yoksa yine ağlamaya başlarım. Bizimle Yugyeom'un partisinde sadece oynuyordu. Kedinin fareyle oynadığı gibi. Ve bunu Hoseok'un doğum gününde yapması...

Gerçi sanırım bunu bilmiyordu. Yine de çok şey biliyor gibi görünüyor. Yabancı gibi konuşmuyor. Taehyung'un Amerika'ya ilk geldiğinde olduğu gibi değil. Amerikalılar hakkında da çok şey biliyor. Hatta ellilerden kalma şarkıları bile. Belki de uzun süredir buradadır...

Jimin yazmayı bıraktı ve umutsuzca düşündü. Bütün bu süre boyunca Klaus'un Avrupa'daki vampir kurbanlarını düşünmüşlerdi. Ama Klaus'un konuşmalarına bakılırsa, uzun süredir Amerika'da olduğu belliydi. Hiç de yabancı gibi görünmüyordu. Ve kızlara Hoseok'un doğum gününde saldırmıştı...

Jimin yerinden kalkıp telefona uzandı ve Hoseok'u aradı. Uykulu bir erkek sesi cevap verdi.

"Bay Jung, ben Jimin. Hoseok'la konuşabilir miyim?"

"Jimin! Saatin kaç olduğundan haberin var mı?"

"Evet." Jimin hızlı bir şekilde düşündü. "Ama konu... Konu, bugünkü final sınavımız. Lütfen, onunla hemen konuşmam gerek."

Uzun bir sessizlik oldu ve adam derin bir iç çekti. "Bir dakika."

Jimin beklerken parmaklarını sabırsızca tıklatıyordu. Sonunda paralelin açıldığını duydu.

"Jimin?" dedi Hoseok. "Ne oldu?"

"Hiçbir şey. Yani..." Jimin, diğer paralelin henüz kapanmadığını bildiği için Hoseok'un babasının duyabileceğini düşünerek çok dikkatli konuşuyordu. Adam dinliyor olabilirdi.

"Konu... Şu üzerinde çalışığımız Almanca sorunu. Hatırlarsın. Final için bir türlü çözemediğimiz konu. Çözmemize yardımcı olacak birini arıyorduk ya. Şey, sanırım ben onun kim olduğunu biliyorum."

"Biliyor musun?" Jimin, Hoseok'un doğru kelimeleri bulmaya çalıştığını biliyordu. "Şey, kimmiş? Uluslararası arama gerektirecek mi?"

"Hayır," dedi Jimin, "Gerektirmeyecek. Eve çok yakın Hoseok. Çok. Aslında, kendi arka bahçende, aile ağacında asılı olduğunu söyleyebilirim."

The Vampire Diaries | 𝐓𝐀𝐄𝐊𝐎𝐎𝐊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin