M-15

92 9 95
                                    

🧁*🦁

Elimdeki son tepsiyi de fırına yolladıktan sonra günlerdir uykusuz kalan bedenimi esnetiyorum. Bileğimdeki saate baktığımda sabahın sekizi olduğunu yeni yeni idrak ediyordum. Her şey eksiksiz olsun diye neredeyse burada yatıp burada sabahladığım söylenebilirdi.

Arkamda duran tepsilerden birini elime alarak mutfaktan çıktım ve ön tezgahta duran cam dolabın sürgüsünü açtım. Üzeri renkli çikolataya bandırılan Kruvasan rulolarımı sırayla dolaba yerleştirmeye başladım.

Birçok üründen açılışa özel iki bin adet çıkarmıştım. Daha çok Avrupa mutfağından tatlılar ve Fransa'dan katkılar başlıklı bir mutfak yaratmıştım kendime. Her şeyi olduğu gibi sunmaktansa bu zamana kadar not aldığım kendi reçetelerimle ufak dokunuşlar yapmış kimini ise kendi yorumumla yeniden yaratmıştım. İnsanların kendi damak zevkini bulabileceği bir ürünün mutlaka çıkacağına inanıyordum.

Açılışa annemle babamın geleceğinden emindim. Bunun dışında bizimkilerin de geleceğini biliyordum fakat Mathis... Onunla en son konuştuğumda işleri olduğunu söylemişti. Arslan... Umarım gelmez diye dua ettiğim tek isim olabilirdi. Aklımı ve kalbimi bir kez daha karıştırmasına izin vermek istemiyordum.

Üstelik patlamaya hazır bir öfke barındırıyordum içimde. Beni bu kadar alt üst edip kaçtığı için ve kaçmamı istediği için... Bir sürü şey için.

Telefonun sesiyle düşüncelerim tuzla buz oldu bir anda. Cebimden çıkarıp ekrana baktığımda babamın aradığını gördüm.

"Buyrun, Masal hanım'ın telefonu?"

"Şeflerin en güzeliyle mi görüşüyorum acaba?"

"Babam iltifat mı ediyor yoksa bana mı öyle geldi?"

"Nasıl gidiyor diye sormak istedim."

"İnanmayacaksın ama her şey bitti. Ne kadar insan geleceğini kestiremiyorum sadece."

"Sen benim kızımsın! Yetiştireceğini biliyordum."

"Yine de kızın çok heyecanlı."

"Ben şirketi toplar gelirim endişelenme kızım."

"Yağmur'da aynısını söyledi biliyor musun? Bu gidişle yaptığım her şey bitebilir."

"Unutmadan... Birkaç kişi göndereceğim yardım için itiraz yok."

"İyi de baba self servis zaten. Bizimkilerle hallederdik."

Elbette hallederdik. Hallederdik değil mi? Babamın telefonun diğer ucunda çektiği nutuklar ve annemin arkadan gelen sesiyle birlikte itiraz hakkım kalmamıştı. İlk gün için belki de bana faydası olur diyerek konuyu çok uzatmamış ve karşılıklı anlaştığımıza emin olduktan sonra çağrıyı sonlandırmıştık.

Öğleye doğru açılışı yapmayı planlıyorduk. Her şey yerli yerinde olduğuna göre önce eve gidip duş almam ve sonrasında üzerime yeni şeyler giymem gerekiyordu. Etrafa ve son bir kez mutfağa göz attıktan sonra kapıyı kilitleyerek kafeden ayrıldım.

🧁

Üzerime çiçek desenleriyle dolu dizimin üzerinde biten beyaz elbisemi geçirmiştim. Açık pembe rengindeki inci kolyemi boynuma takmış önüme gelen kaküllerimi iki yanda tokayla tutturmuştum.

Seslerle birlikte aynada saçımla uğraşmayı bırakıp mutfaktan çıktım. Herkesten önce babamın gelmesini beklemiyordum doğrusu. Takım elbisesi içinde yine hayran olunası görünüyordu.

"Kenan bey'ler gelmiş. Hemen Vip bölümünü ayarlıyorum."

"Nasıl uğraşıyor babasıyla..."

"Hoş geldin babaların en yakışıklısı."

MasalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin