11.Bölüm

73 14 19
                                    

Bugün Harry'nin doğum günü olduğu için bölüm paylaşayım dedim. Bu arada ben Londra'da ne var ne yok pek bilmiyorum. O yüzden hatam varsa görmezden gelin✨

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Harry

Sabah kalktığım gibi kahvaltımı yapmış Draco için de bir şeyler hazırladıktan sonra etrafı temizlemeye başlamıştım. Tabii ki her şeyi kendim yapmıyordum. Bâzı şeyleri büyüyle hallediyordum. Sadece bir şeyler yapmak beni oyalıyordu.

Aslında son zamanlar gerekmedikce büyü kullanmıyordum. Bir şeyleri kendim yapmak bana yaşadığımı ve hâlâ var olduğumu, bir işe yaradığımı hissettiriyordu. Hermione bu sözlerimi duysa bana bir uğursuzluk laneti fırlatırdı.

Bir süre sonra Draco da gözlerini ovarak salona girmişti. Şu an biraz farklıydı sanki. Biraz dağınık... Platin sarısı saçlarını öylece bırakmıştı. Onlara dokunmak istiyordum. Parmaklarımın arasından kayıp gidişini hayal ediyordum bazen. Düşüncelerimi bir kenara itip gülümsedim.

"Günaydın, Malfoy."

"Günaydın. Gerçekten büyüsüz mü temizledin buraları?" Gülmüştüm.

"O kadar da değil. Abartmayalım şimdi. Elimden geldiği kadarını kendim yaptım. Gerisini büyüyle tabii ki."

"Bence de fazlası abartı olurdu."

"Bu arada kahvaltın hazır. Mutfakta yiyebilirsin. Ben erkenden kalkıp yemiştim."

"Ah teşekkürler, Potter."

Draco kahvaltısını ederken ben de işlerimi bitirmiş kanepede dinleniyordum. Bir süre sonra o da yanıma oturmuştu. Bir az sessizce oturduk. Aklıma gelen fikirle heyecanla ona dönmüştüm.

"Dışarıya çıkmak ister misin?"

"Nasıl yani?"

"Yani muggle Londra'sını gezmek ister misin?" Tepkisini merak ediyordum ve beklediğim tepki çok geçmeden gelmişti. Yüzünü buruşturarak konuşmuştu.

"Hayır, tabii ki, Potter."

"Çok sıkıcısın."

"Ne alaka?"

"Bilmem, gayet eğlenebilirdik neticede. Burada bizi kimse tanımıyor. Ne ben seçilmiş kişiyim, ne de sen bir ölüm yiyen." Bir süre bana bakarak düşündü. Sonra da pes ederek beni onayladı.

"Tamam, kabul ediyorum."

" Hadi kalk o zaman."

Neredeyse 10 dakika sonra ikimiz de hazır şekilde dışarıdaydık. İlk önce onu alışveriş merkezine götürmeği düşünüyordum. Çünkü tepkilerini aşşırı merak ediyordum.

Bir süre yürüdükten sonra insanların ve arabaların kalabalıklaştığı yerlere yaklaşmıştık. Draco her gördüğü detaya şaşırarak bakıyordu. Şu an yanımızdan geçen bisiklete ağzı açık bakakalmıştı.

"Potter, o neydi?" Gülmemi zor bela tutarak onu cevaplamıştım.

"O bir bisiklet. İnsanlar kısa mesafeler yada spor için kullanır. Bazen de eğlence için."

"Sen hiç kullandın mı?"

"Hayır öyle bir fırsatım olmadı..." Biraz daha yürüdükten sonra artık arabalar görünmeye başlamıştı.

"Bunlar... Çok garip..."

"Onlar araba, Malfoy. Uzun mesafeler için kullanılır."

"Sen bindin mi hiç?"

YİN YANG (Drarry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin