13.Bölüm

75 17 10
                                    

Draco

Harry'i uyutup iksirlerlerle şimdilik işimizi bitirdikten sonra hepimiz bir tarafa çökmüştük. Yaşadıklarımın hızına yetişemiyordum. Harry haklıydı, asıl aptal olan bendim. Tanımadığım birisinin söylediklerine neden bu kadar çok inanmıştım ki? Asıl mesele neden bu kadar öfkelenmiştim?

Son zamanlar her şey üst üste geldiğinden kafam o kadar çok karışmıştı ki sonunda Harry'e patlamıştım. Yaşadığım yeni duygulara anlam vermeye çalışmam da cabasıydı. Ron'un bana seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrılmıştım.

"Malfoy, ormanın girişinde ne yaptığınızı sorabilir miyim? Yani koskoca okulda başka yer mi kalmadı?!"

"Ben o kadını bulmaya gidiyordum aslında. Peşimden geleceğini tahmin etmemiştim ki..."

"Evet, pek tahmin edilebilen birisi değil..." Demişti Ron hafif bir gülümsemeyle.

"Kitaba bakma şansımız var mı, Malfoy?" Hermione elimdeki kitabı göstererek sormuştu. Gerekli olan sayfayı açıp ona vermiştim.

"Ah, şey... Evet, bize gerekli olan bu sayfadakı malzemeler. Yani tanrıçayı yok etmek için..." Sayfaları inceledikten sonra bana dönmüştü.

"Bâzılarının bulunması çok zor..."

"En zor olanları annem halletti. Geriye bir şey kalıyor."

"Büyüyü yapan kişinin kanına ihtiyacımız var..." Hermione direk bana bakarak söylemişti.

"Hadi ama." Diyerek ellerini yüzüne kapatmıştı Ron. Bundan sonra üçümüz de sessizliğe gömülmüştük. Çıkış yolu arıyorduk. Bir süre sonra hava aydınlanmaya başlamıştı.

"Şimdi ne yapacağız? Harry'i böyle bırakıp gidemeyiz. Hepimiz derslere girmezsek de McGonagall şüpelenecek." Hermione endişeyle ikimize bakmıştı.

"Bir de o vardı dimi. Ne karar vereceksek çabuk olalım. Kimse uyanmadan okulda olsak iyi olur." Ron haklıydı.

"Ben kalırım yanında. Bugün McGonagall'e dersim yok. Siz gidin. Potter için uykusuzdu falan derseniz anlayışla karşılar. Ben kendim için bir bahae uydururum sonra."

"Şu an elimizde bundan daha iyi fikir olmadığı için kabul ediyorum. Hadi, Ron, gidelim."

"Şey... Gitmeden önce bir kaç dakikanızı alabilir miyim?" Gerginlikle ellerimi sıkmıştım. Birazdan yapacağım şey benim için ilkti.

"Bir sorun mu var ,Malfoy?" Ron neden onları durdurduğumu anlamaya çalışıyordu. Derin bir nefes alarak konuştum.

"Weasley, Granger, bugüne kadar size yaptıklarım için özür dilerim. Özür hiç bir şeyin telafisi değil ama şu an elimden sadece bu geliyor. Ayrıca tüm yaşananlara rağmen bana yardım ettiğiniz için de teşekkür ederim." İkisi de şaşkınca bir birine bakarak bana döndü. Hermione hafif gülümsemeyle konuşmaya başladı.

"Özür dilemen çok önemli, Malfoy. Bu hatalarını anladığını gösteriyor. Özrünü kabul ediyoruz."

"Sevgilime katılıyorum. Bundan sonra daha iyi biri olmaya çalışabilirsin." Ron'un sözlerini kafamı sallayarak onaylamıştım.

"Hadi, geç kalacağız, Ron." Bir kaç saniye sonra artık gitmiştiler.

Onlar gittikten sonra kalkıp odanın diğer tarafındaki kanepeye çökmüştüm. Harry uyanana kadar biraz kestirebilirdim. Yaşadığım korku ve stressin yorgunluğu üzerime çöktüğü için anında uykuya dalmıştım.

Ne kadar olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama bir şeylerin düşme sesinden irkilerek uyanmıştım. Sesin nereden geldiğini çözmeye çalışırken Harry'nin yatakta hafif doğrulup yan taraftaki masadan bir şeyler almaya çalıştığını görmüştüm.

YİN YANG (Drarry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin