9.Bölüm

85 16 8
                                    

Rica ederim bölümün sonunda yazdıklarımı okuyun✨
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Harry

Gözlerimi kırpıştırarak açmıştım. Şöyle bir etrafıma baktığımda Draco'nun göğsünde yattığımı görmüştüm. Birbirmize sıkıca sarılıyorduk. Bu görüntü kalbimi tekletmişti. Bu hâle nasıl geldiğimizi düşünüyordum. Bütün gece boyunca yazılanları incelemiş bir şeyler bulmaya çalışmıştık. Yorulduğumuz için yatağa geçmiştik ve galiba bir şekilde uyuyakalmıştık.

Üzerinde yattığım bedenin kıpırdanmaya başlamasıyla gerilmiştim. Tepkisini merak ediyordum. Gözlerini açıp etrafına baktı. Daha kendine gelmemişti. Olduğu konumu fark ettiğinde anında yerinden sıçramış ve geri çekilmişti. Tabii ben de kalkmak zorunda kalmıştım.

"Yine mi?!" Yüz ifadesine kıkırdamıştım.

"O kadar korkunç muyum gerçekten?"

"Ne diyorsun, Potter?"

"Sadece uyuyorduk. Bu kadar gerilmene gerek yok."

"Sarılıyorduk yine farkında mısın?"

"Ola bilir. Yorgunduk sonuçta. Öpüşmüyorduk ya."

"İstersen yapalım onu da, Potter?!"

"Benim için sorun olmaz." Dememle şok olmuştu. Elini asasına attığında aceleyle pelerini üzerime geçirmiş haritayı da alıp odadan kaçmıştım. Şu an kalbim gümbürdüyor ve yüzümde kocaman bir sırıtma var. İçeriden bana küfürlerini duyuyordum.

Etrafa bakıp kimsenin olmadığından emin olduktan pelerini biraz aralamış kafamı kapıdan içeri sokup konuşmuştum.

"Ee ne sövüyorsun. Sen geçen bana evlenme teklif etmiştin. Ben bir şey diyiyor muyum?" Cümlemin bitmesiyle bana doğru uçan bir şeyi görüp aniden odadan geri çıkmıştım.

Kendi ortak salonumuza gidip üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra yemeğe inmiştim. Ron beni gördüğü gibi konuşmuştu.

"İşte geldi bizim kaçak. Eee anlat bakalım nerelerdeydin?" Onun sorusuyla Hermione'de bana dönmüştü.

"Cevabını bildiğin soruları sorma, dostum."

"Yaani ,belki bir ihtimal cavabı değişir diye umut etmiştim." Hermione'le ben bu cevabına kıkırdamıştık.

"Çok şey istiyorsun, Ronald Weasley." Diyen Hermione'le kahkaha atmıştık. Biz sohpet ettiğimiz sırada posta baykuşları gelmişti. Bir süre önüm hayranlardan gelen mektublar ve çikolatalarla dolmuştu. Ben onları küçültmekle uğraşırken Ron konuşmuştu.

"Bill'den cevap gelmiş." İkimiz de Ron'a dikkat kesilmiştik. Mektubu açıp okumaya başlamıştı. "Vay canına, gerçekten baya ciddi bir şeymiş bu." Okuyup bitirdikten sonra mektubu bize doğru uzatmıştı.

Mektupda bahsettiğimiz kadının 'Lanetli Ölüm Tanrıçası' olduğundan bahsediyordu. Birisini korumak için yapılan anlaşmaların bir şartı oluyor. O şart ödenmezse korunan kişiyi acı çektirerek öldürüyordu.

"Buraya kadar her şeyi anladım. Peki neden Lucius benim kalbimi şart koşdu ki?"

"Gerçekten garip bir şey bu. Harry'le ne alakası var?" Diyen Hermione'le Ron konuşmuştu.

"Belki sadece nefret ettiği için olabilir."

"İyi de Ron, Harry'nin kalbinin kolay kolay alınamayacağını biliyor olması gerekiyor değil mi?  O riske girmezdi. Bence başka bir şey var."

"Hermione haklı, Ron. Başka bir şeyler var."

"Belki, Draco babasıyla konuşmalı." Hermione kısık sesle söylemişti bunu.

YİN YANG (Drarry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin