19.Bölüm

25 10 13
                                    

Merhabalaar✨️Uzun zamandır hiç bir hikayeme bölüm atamadım. Bunun en büyük sebebi Türkiyede yaşanan olaylardı. Elimden geldiğince X'te destek olmaya çalışıyordum. Neredeyse 2 hafta dönen olaylar, ortaya çıkan korkunç şeylere tanık oldum, olduk. O kadar korkunç hissediyordum ki, ağlayamıyordum bile. Gerçek anlamda travmatize oldum. Çok kötü gerçekten. Ben Türkiyede yaşamıyorum ama o gördüklerim içimi yaktı... Ne hàle geldi bu insanlık böyle...

Bunların üstüne de hayatımda bâzı sıkıntılar yaşadım. Ruh hâlim berbattı. O yüzden de zar zor yazabildim bu bölümü de. Hadi size iyi okumalar💕

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Harry

Sabah yanımda hissettiğim kıpırtılarla gözlerimi açmıştım. Yatağın içerisinde oturmuş küçük sarışın beden uyandığımı gördüğünde gülümsemişti.

"Uyandın!" Komodinin üzerinden gözlüğümü alıp takmıştım.

"Ne zamandan beri uyanıksın bakalım sen?"

"Bilmem. Biyaz uzun oldu. Sıkıldım. Ama azıcık." Söylediklerine kıkırdamıştım. Çok tatlıydı.

"Hmm demek sıkılmışsın. O zaman bugün bolca eğlenelim. Ama önce sana kiyafet bulmalıyız."

"Nasıl yapıcaz? Burda her kes büyük." Çok da akıllı bir çocuktu.

"Doğru söylüyorsun, o zaman biz de küçültelim." Heyecanla bana bakmıştı.

"Nasıl yapıcaz? Büyüyle mi? Annem ve babam hep yapıyoy ama ben daha küçük olduğum için yapamıyoyum." Söylediklerine gülümsemiştim.

"Evet, doğru bildin. Büyüyle yapacağız. Ayrıca biraz büyüyünce sen de büyü yapabileceksin. Hatta çok güçlü bir büyücü olacaksın." Yalan değildi, bana göre Draco da yeteri kadar güçlü bir büyücüydü.

"Geyçekten mi?"

"Gerçekten, ufaklık. Hadi sana kiyafet seçelim." Deyip dolabımı açmıştım. "Seç bakalım. Hangisini beğeniyorsun?" Bir süre inceledikten sonra elini zümrüt yeşili renginde olan kazağıma uzatmıştı.

"Bu çok güzel. Bunu alabilir miyim?"

"Tabii ki." Yeşile düşkünlüğü küçüklükten beri varmış. Siyah bir kot pantolon da seçtikten sonra dolabın kapağını kapatmış elimdekileri de yatağın üstüne bırakmıştım. Büyü fısıldayarak kiyafetleri küçülttükten sonra Draco'ya dönmüştüm. "Kendin giyinebilir misin? Yardım edeyim mi?"

"Hayır, kendim biliyorum. Sen arkanı dön." Çok tatlıydı... Bir Malfoy olduğunu unutturmuyordu.

"Tamam o zaman. Yardıma ihtiyacın olduğunda seslen." Arkamı döndükten 10 dakika sonra Draco konuşmuştu.

"Dönebilirsin, giyindim." Ona döndüğümde gerçekten güzel bir şekilde giyinmiş olduğunu gördüm.

"Çok yakışmış sana. Hadi gel ayakkabılarını da giydirelim." Küçülttüğüm yeni spor ayakkabıları da giyinmesine yardımcı olduktan sonra kucağıma alıp odadan çıkmıştım.

"Nereye gidiyoyuz?"

"Önce arkadaşlarımın yanına, sonra da yemek yemeğe gideceğiz." Ron'la Hermione'ye odama gelmelerini söylemiştim ama Draco rahatsız olur diye gelmezlerdi muhtemelen.

"Aykadaşların beni sever mi?"

"Tabii ki, senin gibi tatlı çocuk sevilmez mi?" Kucağımdaki küçük Draco kıkırdayarak yüzünü boynuma saklamıştı. Yanaklarındaki kırmızılık utandığına işaretti. Sonunda arkadaşlarımın yanına varmıştık. Kanepeye oturup onlara dönmüştüm. Elimle Ron ve Hermione'yi gösterip konuşmuştum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 2 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YİN YANG (Drarry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin