28.bölüm

248 17 5
                                    

LENORA KATELİYN

Sabahın en erken saatlerinde kalkarak yatakta yarı uykulu gözlerimle etrafta göz gezdirdim bugün cezamın ikinci günüydü ve zor bir gün beni bekliyordu

Yataktan kalkıp ağır adımlarla banyoya girdim duş başlığını ve muslukları açarak küvetin dolmasını bekledim

Küvet dolarken bende aynadaki yansımama bakıyordum gözlerim yine şişmiş ve içi kan çanağıydı

Derin nefes alarak hiç birşey düşünmemeye karar verdim
Kıyafetlerimi çıkartıp duşa başladım

İşim bittiğinde yanıma bezden bir çantada aldım yiyecek birşeyim yok belki ama suya kesinlikle ihtiyacım vardı

Bir kaç şişe su doldurarak çantaya tıkıştırdım güneş yeni yeni doğuyordu buda herkesin uyuduğu anlamına geliyordu

Belki herkes uyurken çok uzaklara kaçabilirdim
Kapıyı açtığımda bir muhafız karşımda duruyordu

Beni baştan aşağı süzdükten sonra eğilerek ayağıma elektronik bir kelepçe taktı tekrar doğrulduğunda

" bu güvenlik için...kaçmaya felan kalkışma diye beni takip et "

Bu planımda suya battı ben derin nefes verdikten sonra muhafızı takip ettim saraydan çıktığımızda bir araç koca saray kapısının önünde duruyordu

" arabaya bin seni tarlaya götürecek " dedi

Sessizce arabaya bindiğimde şöfor kontağı çevirerek arabayı çalıştırdı

Tarlaya doğru giderken arabanın rahat konforu yüzünden esnememe engel olamıyordum gözlerim kapanmak için adeta yalvarıyordu

Dün hayal kırıklığım ve düşüncelerim yüzünden ağlamaktan gözüme uyku girmemişti

Araba durduğunda düşüncelerimi bir köşeye atarak arka yolcu kapısını açtım

Şöför yanıma gelerek

" işte vuracağın tarla bu "

diyerek  toprağı taşlarla sert ve otlanmadan dolayı ekinleri görülmeyen berbat bir araziyi gösterdi

Şok gözlerle tarlayı süzüyordum burası bir ömür bitmez dönüp şöfore baktığımda

Çoktan arabaya gittiğini fark ettim
O yanımdan ayrılırken hüzünle etrafıma bakındım koskoca arazide ben dışında kimse yoktu

Şansım varki tarlanın başında koca bir ağaç bulunuyordu en azından gölgesinden yararlanabilirdim değilmi

Yorgun adımlarla çapaya ulaşıp elime aldım baya ağırdı

İp...tırmık çapa tarla ile ilgili herşey tarlanın başında bulunuyordu

Derin bir nefes alarak tarlanın başına geçtim ve yavaş yavaş vurmaya başladım

Lanet olsun...

Toprağı çok sert ve her darbe vurmamda çapanın ağzı taşlara vuruyordu 

İşim çok zordu
Birazcık ilerledikten sonra adeta nefessizlikten ölecektim

Bir şişe su çıkarıp suya yeni kavuşmuş gibi içmeye başladım

Dilim damağım kurumuştu
Susuzluğumu giderdikten sonra tekrar işe başladım

Saat 12 civarına geldiğinde cehennem sıcağı başlamıştı deli gibi terliyor ve yorgun düşüyordum

Sabahten beri ağzıma tek lokma bile girmemişti
Açlıktan karnım iyice guruldayınca daha fazla vuramıyacağımı anladım

Belirli aralıklarla üç beş dakika dinleniyordum ve bu kez uzun bir dinlenmeye ihtiyacım vardı

Elimdeki çapayla birlikte ağaca doğru ilerledim oturduğumda çapayı sağıma vererek yanan avuçlarıma baktım

Fazla sıkı tutmaktan içi su toplamıştı gözlerim tekrar uçsuz bucaksız tarlaya kaydığında

Bu kez düşüncelerimde zihnimi esir aldı

Neden bunlar benim başıma geliyordu neden mutlu olduğum tek bir günüm bile yoktu

Bende mariah gibi bir alfanın kızıydım ama halime bakın yakalandığım yerde babam tarafından  öldürülecektim

Bende laika gibi eşimi bulmuştum ama halime bakın bir beta onu kabul edip sevip sayarken

Benim eşim bir kral olmasına rağmen şu halime bakın aç perişan bir şekilde bi eziyetten diğer eziyete...

Yaşamak istemiyorum....hem ayrıca ne gibi sebebim olabilirki beni sevmiyen bir eş...bulduğu her fırsatta ezip iten bir eş...

Ölümle tehdit eden bir baba...
Ve tüm bu eziyetlerden kurtulmak isteyip gidecek sığınacak yeri olmayan çaresiz  dilsiz bir kız

~ benim kızım olduğunu kimse bilmeyecek kimsenin bu zavallı şeyin babası olduğumu bilmesini istemiyorum ~ ( alfa nathanniel )

~ sen hep dilsiz bir sürtük olarak kalacaksın aptal omega ~  ( mariah )

~ eşim değilsin böyle basit birşey eşim olamaz ~  (kral)

~ belkide marcusu erken yargılamışım bu zavallı haline bakılırsa iyi bir iş çıkarmış ~ ( kral )

~ elimde olsa seni şuan öldürürdüm ama can çekişini görmek çok keyifli ~
( kral ) 

~ konuşsana bir iki kelimede olsa birşey söyle....ahh tabi konuşamazsın ~ ( kral )

Sesleri kulağımın içinde adeta çınlıyordu gözyaşlarım eşliğinde kulaklarımı iki elimle sıkıca kapattım

Artık dayanamıyordum ömrüm boyunca  ezilmekten aşağılanmaktan bıkmış usanmıştım hergün yeni bir kederle uyanmaktan bıkmıştım

Kalın ipi elime alıp ağaçtan geçirdim
Bugün burada hayatıma son verecektim
Kederli her saniyeyi acılı her dakikayı geride bırakıcaktım

Gözü yaşlı bir şekilde ipi boynuma geçirdim canım sadece bir kaç dakika acıyacaktı sonra herşeye son

~ sadece ölmen gerekiyor ~

İçimdeki seste bunu söylediğine göre artık sebebim yoktu

Kendimi ağaçtan bırakarak iple kendimi astım
Ayaklarım boşlukta sallanırken nefes almak zorlaşıyordu oksijenlikten gözlerim geriye doğru yuvarlanırken son saniyelerimi yaşıyordum

Bedenim karanlığa teslim olmadan önce son hatırladığım şey hızlı birşeyin beni sarmaladığıydı...

LYCANTHORP   (  Tamamlanmış Kitaptır  )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin