19.bölüm

230 14 2
                                    

       LENORA KATELİYN

Yemekten sonra ne kadar nefret dolu bakış alsamda reccattus bana destek oldu gerçekten de kimsenin beni ezmesine izin vermedi

Ona gerçekten minnettardım yalnızlık çektiğim bu yerde beni kanatlarının altına almıştı

Koridorda sessizce yürürken içimdeki düşüncem sürekli gergin olmamı sağlıyordu
Reccattusa sorup sormama konusunda tereddütlüydüm

Reccattus bendeki gerginliği fark ederek

" sende bişey var lenora neden bu kadar gerginsin " dedi

Bu kadar çabuk okunabildiğim için kendime kızsamda
Bunu sormak zorundaydım

Tereddütle cebimden keğıdı kalemi çıkarıp karaladıktan sonra reccattusa uzattım

~ evime ne zaman döneceğim ~

Reccattus okuduktan sonra yüzünü sıkıntı sardı bana gergince

" bunun dışında konuşabilirmiyiz lenora bunun şuanda bir cevabı yok"

İçimdeki hayal kırıklığını bastırarak derin bir nefes aldım
Keğıdı tekrar karaladıktan sonra

~ birazcık dışarı çıkabilirmiyiz gerçekten çok sıkıldım ~

Reccattus tebesümlü gülümseyerek

" elbette koşu yapmak istermisin " dedi

Kurdumu her ne kadar salmak istesemde kötü bir halsizliğim vardı

Kurtboğandan sonra hala tam toparlanabilmiş değilim
Reccattusa kafamı hayır anlamında salladım

" peki o zaman sarayın bahçesine çıkalım " dedi

Ona tebessümlüce kafamı evet anlamında salladım bir adım daha atıcaktımki
Başım dönmeye başladı

Yere kapanacakken reccattus  beni yakaladı
Endişeli bir yüz ifadesiyle

" iyimisin lu...lenora " dedi

İyi değildim kesinlikle iyi değildim ama bunu ona söylemeye utanıyordum
Benim için çok fazla fedakarlık yapmıştı

Dahasını istemeye utanıyordum
Hızla kendimi toparlayarak ona iyiyim süsü vermeye çalıştım

Kafamı evet anlamında salladım

" iyi değilsen odana gidebiliriz " dedi

Zor bela titreyen ellerimle keğıdı karalayarak reccattusa uzattım

~ ben iyiyim lütfen endişelenme ~

" eminmisin "

Hızlıca kafamı salladım sanki söylediklerime inanmamış gibi bakıyordu ama sonra

" peki kendini iyi hissetmessen söyle seni odana çıkarabilirim "

Ona gülümsedikten sonra beraber dışarıya çıktık etrafımda dört dönüyordu

Bahçede tüm renk çiçekleri izlerken reccattus

" lenora...benim beş dakika için bir yere gitmem lazım sen burda bekle istersende odana git olurmu "

Yanımdan her ne kadar ayrılmasını istemesemde sonuçta onunda işleri vardı
Tüm gününü bana ayıramazdı

Ona gülümseyerek onay verdim reccattus

" işimi hallettikten sonra dönücem tamammı " dedi

Ve gitti bende arkasından baktıktan sonra tekrar çiçeklere yöneldim

Kokuları görünümleri insana resmen huzur veriyordu
Bende sadece onu istiyordum işte

Bir parça HUZUR...Ne doğduğumdan beri nede yaşamım boyunca huzurlu bir günüm olmadı

Dilim yoktu diye okula gönderilmedim
Diğer sürü çocukları benden iğrendiği için bir çocuğun yaşaması gereken hayatı yaşamadım

Yaşıtlarım her türlü eğlenceyi yaşarken ben köpek gibi bu yaşıma kadar tarlalarda çalıştım

Okuyup öğrenme konusunda laika ve annem yardımcı oldular
Bana hem arkadaş hem aile oldular
Onları gerçekten çok özlemiştim...

" demek burdasın bende seni arıyordum "

Ses üzerine korkuyla sıçradım arkamı döndüğümde marcus yüzünde nefret ve intikamla bana bakıyordu

Bana yavaşça yaklaşıp

" seni dilsiz köpek bu saraya adımını attığından beri sürekli zora düştüm "

Dedi kollarımı sertçe kavrayarak beni zorla ayağa kaldırdı

Ürkek ve korkmuş gözlerle ona bakıyordum

Tutuşlarını dahada sertleştirip

" kimsin sen...ve neden senin gibi değersiz bir it yüzünden huzurumuz kaçıyor "

Biliyordum işte kahvaltıdaki dramdan sonra bunun burada bitmeyeceğini biliyordum

Bana olan intikamlı gözlerinden anladım ve
Hazırlıksız yakalamıştı beni

Beni bırakması için kollarında debelenirken boğazımı bir nebze sıkarak

" seni burada şuan parçalara ayırabilirim küçük dilsiz ama başka planlarım var "

Beni saçlarımdan kabaca tutup sürüklemeye başladı durmasını ne kadar istesemde durmadı

Beni duvara yapıştırdığında sertçe çarptığım için nefesim kesilecek gibi oldum

Bıçağı boğazıma dayayarak

" seni uyarıyorum küçük dilsiz yoluma taş koymaya çalışırsan ilkinden daha beter hale getiririm seni
Reccattus sana destek veriyor diye kendini birşey sanma ne kralın  hayatında nede bu sarayda yerin yok senin "

Dedi ve beni arkasında hırpalanmış bir şekilde bırakarak gitti

O giderken hala korkudan duvara yapışık kalmıştım
Gözlerimden sıcak yaşlar akarken korkuyle nefesimi düzenlemeye çalışıyordum

Marcus gözden kaybolduktan sonra titreyen alt dudağımı ısırarak hızlıca göz yaşlarımı sildim kimsenin beni böyle görmesini istemiyordum 

Saraya girip doğruca odama girdim kapıyı titreyen ellerimle zar zor kilitledikten sonra banyoya girdim

Aynadaki yansımamı sessizce izlerken göz yaşlarım beni rahatsız etmeye devam ediyordu

Tarağı elime alıp dağılmış saçlarımı toparlamaya çalıştım
Saçımın yarısı dökülürken gözlerim boğazımdaki koyu izlere takıldı

Hıçkırıklarımı bastıramayarak ağlamaya devam ettim

Sadece şuan kendimi yatağa atmak istiyordum
Üzerime rahat pijamalarımı giyindikten sonra

Yatağın yolunu tuttum
Kafamı yastığa vurup derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım

Umarım bir gün her şey yoluna girerdi .




LYCANTHORP   (  Tamamlanmış Kitaptır  )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin