LENORA KATELİYN
Yemekten sonra ne kadar nefret dolu bakış alsamda reccattus bana destek oldu gerçekten de kimsenin beni ezmesine izin vermedi
Ona gerçekten minnettardım yalnızlık çektiğim bu yerde beni kanatlarının altına almıştı
Koridorda sessizce yürürken içimdeki düşüncem sürekli gergin olmamı sağlıyordu
Reccattusa sorup sormama konusunda tereddütlüydümReccattus bendeki gerginliği fark ederek
" sende bişey var lenora neden bu kadar gerginsin " dedi
Bu kadar çabuk okunabildiğim için kendime kızsamda
Bunu sormak zorundaydımTereddütle cebimden keğıdı kalemi çıkarıp karaladıktan sonra reccattusa uzattım
~ evime ne zaman döneceğim ~
Reccattus okuduktan sonra yüzünü sıkıntı sardı bana gergince
" bunun dışında konuşabilirmiyiz lenora bunun şuanda bir cevabı yok"
İçimdeki hayal kırıklığını bastırarak derin bir nefes aldım
Keğıdı tekrar karaladıktan sonra~ birazcık dışarı çıkabilirmiyiz gerçekten çok sıkıldım ~
Reccattus tebesümlü gülümseyerek
" elbette koşu yapmak istermisin " dedi
Kurdumu her ne kadar salmak istesemde kötü bir halsizliğim vardı
Kurtboğandan sonra hala tam toparlanabilmiş değilim
Reccattusa kafamı hayır anlamında salladım" peki o zaman sarayın bahçesine çıkalım " dedi
Ona tebessümlüce kafamı evet anlamında salladım bir adım daha atıcaktımki
Başım dönmeye başladıYere kapanacakken reccattus beni yakaladı
Endişeli bir yüz ifadesiyle" iyimisin lu...lenora " dedi
İyi değildim kesinlikle iyi değildim ama bunu ona söylemeye utanıyordum
Benim için çok fazla fedakarlık yapmıştıDahasını istemeye utanıyordum
Hızla kendimi toparlayarak ona iyiyim süsü vermeye çalıştımKafamı evet anlamında salladım
" iyi değilsen odana gidebiliriz " dedi
Zor bela titreyen ellerimle keğıdı karalayarak reccattusa uzattım
~ ben iyiyim lütfen endişelenme ~
" eminmisin "
Hızlıca kafamı salladım sanki söylediklerime inanmamış gibi bakıyordu ama sonra
" peki kendini iyi hissetmessen söyle seni odana çıkarabilirim "
Ona gülümsedikten sonra beraber dışarıya çıktık etrafımda dört dönüyordu
Bahçede tüm renk çiçekleri izlerken reccattus
" lenora...benim beş dakika için bir yere gitmem lazım sen burda bekle istersende odana git olurmu "
Yanımdan her ne kadar ayrılmasını istemesemde sonuçta onunda işleri vardı
Tüm gününü bana ayıramazdıOna gülümseyerek onay verdim reccattus
" işimi hallettikten sonra dönücem tamammı " dedi
Ve gitti bende arkasından baktıktan sonra tekrar çiçeklere yöneldim
Kokuları görünümleri insana resmen huzur veriyordu
Bende sadece onu istiyordum işteBir parça HUZUR...Ne doğduğumdan beri nede yaşamım boyunca huzurlu bir günüm olmadı
Dilim yoktu diye okula gönderilmedim
Diğer sürü çocukları benden iğrendiği için bir çocuğun yaşaması gereken hayatı yaşamadımYaşıtlarım her türlü eğlenceyi yaşarken ben köpek gibi bu yaşıma kadar tarlalarda çalıştım
Okuyup öğrenme konusunda laika ve annem yardımcı oldular
Bana hem arkadaş hem aile oldular
Onları gerçekten çok özlemiştim..." demek burdasın bende seni arıyordum "
Ses üzerine korkuyla sıçradım arkamı döndüğümde marcus yüzünde nefret ve intikamla bana bakıyordu
Bana yavaşça yaklaşıp
" seni dilsiz köpek bu saraya adımını attığından beri sürekli zora düştüm "
Dedi kollarımı sertçe kavrayarak beni zorla ayağa kaldırdı
Ürkek ve korkmuş gözlerle ona bakıyordum
Tutuşlarını dahada sertleştirip
" kimsin sen...ve neden senin gibi değersiz bir it yüzünden huzurumuz kaçıyor "
Biliyordum işte kahvaltıdaki dramdan sonra bunun burada bitmeyeceğini biliyordum
Bana olan intikamlı gözlerinden anladım ve
Hazırlıksız yakalamıştı beniBeni bırakması için kollarında debelenirken boğazımı bir nebze sıkarak
" seni burada şuan parçalara ayırabilirim küçük dilsiz ama başka planlarım var "
Beni saçlarımdan kabaca tutup sürüklemeye başladı durmasını ne kadar istesemde durmadı
Beni duvara yapıştırdığında sertçe çarptığım için nefesim kesilecek gibi oldum
Bıçağı boğazıma dayayarak
" seni uyarıyorum küçük dilsiz yoluma taş koymaya çalışırsan ilkinden daha beter hale getiririm seni
Reccattus sana destek veriyor diye kendini birşey sanma ne kralın hayatında nede bu sarayda yerin yok senin "Dedi ve beni arkasında hırpalanmış bir şekilde bırakarak gitti
O giderken hala korkudan duvara yapışık kalmıştım
Gözlerimden sıcak yaşlar akarken korkuyle nefesimi düzenlemeye çalışıyordumMarcus gözden kaybolduktan sonra titreyen alt dudağımı ısırarak hızlıca göz yaşlarımı sildim kimsenin beni böyle görmesini istemiyordum
Saraya girip doğruca odama girdim kapıyı titreyen ellerimle zar zor kilitledikten sonra banyoya girdim
Aynadaki yansımamı sessizce izlerken göz yaşlarım beni rahatsız etmeye devam ediyordu
Tarağı elime alıp dağılmış saçlarımı toparlamaya çalıştım
Saçımın yarısı dökülürken gözlerim boğazımdaki koyu izlere takıldıHıçkırıklarımı bastıramayarak ağlamaya devam ettim
Sadece şuan kendimi yatağa atmak istiyordum
Üzerime rahat pijamalarımı giyindikten sonraYatağın yolunu tuttum
Kafamı yastığa vurup derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştımUmarım bir gün her şey yoluna girerdi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LYCANTHORP ( Tamamlanmış Kitaptır )
Manusia SerigalaLenora kateliyn kanında alfa kanı olmasına rağmen kurtlar tarafından hor görülüyordur dilsizdir ve konuşamıyordur yapılan bir sürü partisinde eşi acımasız lycan kralı Duncan Emrick ile tanışır kral lycanını zapt edemez sadece kan ölüm ve gözya...