10.bölüm

264 18 0
                                    

Bir hafta daha geçmişti o gündür bu gündür gözcüler tekrar gelmemişti

Kanepenin üzerinde baygın mış gibi yatıyordum günlerdir aç ve susuzdum gözlerimi oynatmaya bile halim takadim yoktu

Sussuzluktan dilim damağım kupkuru olmuştu dudaklarım beyaza bürünmüştü

Ya gözlerim...

Onlarda her zamanki gibi kan çanağı ve tuzlu yaşlarla kaplıydı

Bunlar kim ve benden ne istiyorlardı
Neden haftalarca beni esir almışlardı

Kim bilir annem ne haldedir beni ne kadar çok merak etmiştir

Onu çok özlüyorum kuzenimi çok özlüyordum ama içimden bir ses onları bir müddet göremiyeceğimi söylüyordu

Oldukça zayıflamıştım beni gören herkes bir hortlağa benzediğimi düşünürdü

Ama beni bilmediğim bu yerde kim kurtarabilirdi...

Kapıdan tekrar sesler gelmeye başladı anlaşılan oki gözcüler yine gelmişti içimde korku yayılıyordu ama bunun için bile bitiktim

Aynı adamlar içeri tekrar girdiğinde bana kemik torbasını atan pislik bana sırıtarak

" umarım konaklamadan memnun kalmışsındır yavru kurt" dedi 

O başımda konuşurken cansız gözlerle sadece onu izliyordum

Aniden içlerinden biri

" ayağa kalk seni aptal kurt "

Dedi oldukçada yüzü ciddiydi
Kendimi ne kadar çabalasamda kaldıramıyordum

Dilimde yoktuki derdimi söyleyim
Gerçi söylesem bile bana merhamet edeceklerini sanmam

" ikiletmeyi sevmiyorum ayağa kalk dedim yavru kurt" diye gürledi

Uğraşıyordum ama olmuyordu işte bedenim beni dinlemeyi red ediyordu

Karşımdaki canavar halimden memnun kalmayarak yakalarımdan sertçe kavrayarak beni yukarı kaldırdı

Öfkeyle yüzüme bağırarak

" sana birşey söylendiği zaman yapıcaksın...duydunmu beni seni küçük kurt "

Gözyaşlarım eşliğinde kafamı aşağı yukarı salladım beni büyük bir güçle öyle bir geri püskürtüki

Kafamı sert birşeye çarptım son hatırladığım etrafımdaki boğuklaşan sesler olduğuydu

          DUNCAN EMRİCK

Kralda tahtında adamlarının karşısında sessizce onları dinliyordu

Adamlarından reccattus diğer komutana bağırarak

" bunu nasıl yaparsınız nasıl ona zarar verirsiniz onun kim olduğunu biliyormusunuz "

Lenorayı ölüme terk eden komutanda öfkeyle reccattusa doğru yürüyerek

" nerden bilebilirdim onu ilk yakaladığımda size haber vermiştim ama kimse ilgilenmedi "

Bu tartışmayı kral ise sessizlik içinde dinliyordu

Reccattus tekrar

" nerde o..." dedi

çünkü o bile  lunası için endişeleniyordu ama reccattusu asıl şaşırtan eşinin başına gelen bu kadar tehlikeye rağmen

Kralın sessiz kalışıydı
Marcus yani lenorayı haftalarca esir alan asker krala saygı göstergesi olarak boyun eğerek çıktı gitti

Reccattus tekrar kralına dönerek

" eşinize yaptıkları yanınamı kalıcak efendim o bizim lu...."

Bile demeden kral öfkeyle tısladı

"Sakın o kelimeyi söyleme komutan kim olduğunu unutma " 

Reccattus sessizce boynunu eğdi

" onu görmüyecekmisiniz "

Ama kraldan herhangi bir yanıt alamadı

" eğer onu istemiyorsanız ona ben sahip çıkmak istiyorum kralım "

Ama bu kelimeyi söylemesiyle kral boynuna sarıldı

Komutanını ayakları yerden kesilecek şekilde havaya kaldırarak

" benim olana karışmayacaksın komutan boynundan büyük işlere karışıyorsun ve bu sonun için hiç iyi olmayacak "

Komutanını geri püskürtüğünde reccattus derin nefes aldı

Bu kelimeyi bilerek söylemişti ama istediği cevabıda aldı

Kralına başını eğerek sessizce taht odasından çıktı
Revire giderek lunasını görmeye gitti

LYCANTHORP   (  Tamamlanmış Kitaptır  )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin