Medya: Victor Hugo ' ait bir şiir
Sabah her zamankinden daha kötü bir güne uyandım akşamı hatırladıkça gerizekalılığıma küfür ediyordum . Gitmemeliydim meraktan kafayı bile yesem yanına gitmemeliydim fakat yapmamıştım kalbim sızlıyordu .
Gözlerim şişmişti dün gece eve gelene kadar ağlamış daha sonra eve geldiğimde bile odama kapanıp ağlamaya devam etmiştim hatta bu sefer annemi bile telaşlandırmıştım öyle ki odama girdikten sonra bile kapıdan ayrılmayıp benimle konuşmaya çalışmıştı. Kapımı kitlediğim için içeri giremediğinden sabah konuşucaz diyerek beni rahat bırakmıştı.
Bu yüzden şimdi odamdan kaçmanın yolunu düşünüyordum anneme yakalanmadan kaçmam gerekiyordu . Ona söylemeye hazır değildim ki söylesem bile ne diyecektim abin abin diyip durduğun kişiye uzun zaman önce aşık oldum şimdi ise bize bir şans vermişken o kıza gitti ve onunla olan geçmişini özlüyor hatta belki de hala onu seviyor ama benimle de olmak istediği için kafamı karıştırıp kalbimi kırıyor mu diyicektim mümkün değil sırf bu uzun konuşmayı yapmamak için camdan bile atlaya bilirdim .
Hatta bir düşününce mantıklı bile gelmişti camdan kaçmak 2. Kattaydık sorun olmaz heralde eşyalarımı alıp çantamı koluma taktım daha sonra spor ayakkabılarımı giyip camı açtım yükseklik gözümü korkutsa da başka yolu yoktu .
Ayaklarımı aşağı sallayıp camın kenarına oturdum aşağı bakmamak daha mantıklıydı sanırım baktıkça atlama fikrinden vazgeçiyordum bu yüzden gözlerimi sımsıkı kapatıp aşağı attım kendimi ayaklarımın yere çarpmasını beklerken belimde hissettiğim ellerle hızla gözümü açtım.
Gördüğüm yeşil gözlerle bir süre dona kaldım daha sonra karşımdaki adam gözlerini kırpıştırdıktan sonra beni yavaşça yere bıraktı o an utançla uzaklaştım.
"Gökten böyle bir güzelliğin düşüceğini bilseydim daha önce buraya gelirdim" dedi yeşil gözleri gözlerimin içine bakarken
"Sık sık atlamıyorum ben de " dediğimde küçük bir kahkaha atmıştı.
"Melek misiniz demeyi düşünüyordum bende tamda cennetten düştünüz falan sanmıştım" dediğinde durumun tuhaflığına gülmeye başladım.
"Üzgünüm derse geç kaldım gitmeliyim " dedim gülmeyi bırakarak.
"Gitmeden isminizi öğrene bilir miyim acaba ? "
"Tabi ben afra ve melek falan değilim sadece evden gizlice kaçmam gerekiyordu üstünüze düştüğüm için özür dilerim "
"Bende Alper ve sorun değil açıkçası atlayacağını düşünmemiştim camdan ayaklarını salladığını gördüğümde fakat düşündüğümden cesurmuşsun "
"Öyle mi teşekkür ederim "
"Öyle ve seninle tanıştığımıza çok memnun oldum afra "
"Bende memnun oldum belki daha sonra tekrar görüşürüz "
"Umarım " dedi son olarak daha sonra arkamı dönüp yürümeye başladım hala bana baktığını hissediyordum rezil olmuşum gibi bir hisle dolmuştum hızlı adımlarla okula yürümeye başladım.
İçeri girdiğimde yanıma gelen Tuğçeyle herşeye rağmen gülümsedim, o da gülümserken sımsıkı sarıldı bana şaşırsam da sarılışına karışılık verdim .
" Sadece bir gün oldu ama neden bilmiyorum ama özledim seni "
"Bende " dedim daha sıkı sarılırken bir süre sonra ayrılıp yan yana yürümeye başladık.
"Arkadaş edinmeye çalış biraz " dedi yürürken
"Sen varsın işte".
"Olsun sınıfta fazla sessizsin diğerleri de o kadar kötü değil"
"Fazla arkadaşım olmasına gerek yok insanları sevmem " dedim özellikle de o sırada yanımızdan geçen Berna bana göz ucuyla baktı muhtemelen dediğimi duymuştu bana bakıp gülümsediğinde şaşırsam da arkama baktığımda neden güldüğünü anladım .
Yanından geçip hızla uzaklaşırken kırgınlıkla bakıyordum gelen Arasa, berne sımsıkı Arasa sarılırken sanki eliyle kalbimi sıkıyor gibi acıdığından önüme dönüp yürümeye başladım.
Şimdi anlıyordum arasın neden üzgün olduğunu Berna değişmişti eskisi ile alakası yoktu ve bu durum ne kadar can sıkıcı olsa da arası üzüyordu...
Tuğçe ile derslere girip kantine gitmiş kahve alıp banklardan birine oturmuştuk son ders de bittiği için rahat rahat oturup sohbet etmeye başladık.
"Onu çok mu seviyorsun ? "
Dediğinde kimden bahsettiğini anlamıştım.Kafamı sallayarak konuştum
"Hemde çok""Ne kadar zamandır böyle bu ? "
"Kendimi bildim bileli desem yeridir "
"O kızı neden sevmediğini anladım hiç gözüm tutmamıştı zaten sinsi bir yılan gibi"
"Evet öyle " dedim aklıma gelen resimle canım iyice sıkılırken gözümden düşen yaşa engel olamamıştım.
"Üzgünüm bu konuların seni üzdüğünü biliyorum sadece öğrenmek istemiştim "
"Sorun değil aklıma başka bir şey geldi , bu gece sizin evde kalsam olur mu ? "
"Tabi ki olur hem bugün haftanın son günüydü eğlenceli olur " dedi kocaman gülerek bense gözümdeki yaşı silip onun gibi güldüm. En azından artık iyi bir arkadaşım var.
Tuğçe ile onların evine giderken anneme haber veriyordum .
Siz: Anne ben bu gece bir arkadaşıma gidicem beraber ödev falan yapıcaz bu gece gelmesem olur mu ?
(18.08)Annem : Kaç bakalım afra hanım neler olduğunu eninde sonunda anlatacaksın
(18.28)Siz: Sorun yok anne merak etme morelim bozuktu sadece
(18.32)Annem : Tabi tabi bende dün doğdum zaten hiç anlamıyorum o yüzden seni
(18.34)Siz: Ciddiyim anne merak etme
(18.35)Annem : Öyle olsun bakalım seni seviyorum kızım ne olursa olsun bana anlata bilirsin unutma bunu lütfen
(18.38)Siz: bende seni seviyorum anne
(18.40)Telefonu cebime koyarken Tuğçe neşeyle konuştu.
"Geldik " dedi zile basarken iki katlı oldukça büyük güzel bir evdi , kapıyı açan kişiyi gördüğümde ise gözlerim kocaman açılırken Tuğçe tekrar konuştu.
"Abi bu arkadaşım afra bu gece bizde kalıcak"
Açıkçası uzun zamandır ilham gelmiyordu tam kitap yazmaya başladığım sıralar Wattpad'e erişim engeli gelmesi doğrusu tüm morelim bozdu öyle ki yazasım bile gelmiyordu umarım en yakın zamanda tüm engellenen uygulamaların yasakları kalkar ve eskisi gibi olur ...
Satır aralarında yorum yapıp fikrinizi söylerseniz sevinirim umarım beğenirsiniz.
Okuyan herkese teşekkür ederim şimdiden ★★★

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Atlı Prens
Literatura FemininaPlatonik aşk olduğu çocuğa yazan genç bir kızın hikayesi aralarında ki tek sorun adamın sevgilisinin olması... ↓↓↓ Anlık bir kararla yayınladım umarım sizde bir şans verirsiniz 💜 ( Bazı yerlerde argo kelimeler bulunuyor) 💫