💎
1. Bölüm: Bazı Zamanlar.
Sar Bu Şehri, Canozan
💎
Kendime dünyayı dar ediyordum. Gecenin bir yarısı odamın ışıkları kapalı, etrafta kimse yokken aslında olduğum kişiliğe bürünüp gözyaşı döküyordum. Bazı zamanlar. Gittiğim her yerde olduğum değil de şekillendirdiğim kişiye bürünmekten çok sıkılmıştım. Ayak uydurmaktan, kabul edilmeye çalışmaktan, rol yapmaktan...Her günüm böyleydi. Her yirmi dört saat zehirdi bana.
Altı yıl önce edinmiştim bu huyu. Kendimi başkalarının yanında kendimden yabancılaştırıyordum. Buna karşı olan farkındalığımsa yeni ortaya çıkmıştı ve bana tamamen yüktü. Kendi kendime yüktüm.
Böyle hissetmeme neden olan herkesten nefret ediyordum.
Bugün maçıma gelip beni izlemeye yüz bulanlardan da.
Zar zor duran gözyaşlarımla dudağımı sertçe ısırıp yataktan kalktım. Bir yerde durmam gerekiyordu yoksa kendimi fazlasıyla mahvediyordum. Işıklar hala kapalı olduğundan ayaklarımı yere sürte sürte odanın içindeki banyonun ışığını açıp içeri girdim. Yüzümde kuruyan yaşları soğuk suyla yok edip hızlıca kafamı kaldırdım ve aynaya baktım. Neyse ki berbat görünmüyordum.
Yüzümü kağıt havluyla kurulayıp banyodan çıktım ve komodinimin üzerinde olan abajuru açıp loş ışığın görüş açımı aydınlatmasına izin verdim. Yatak örtüsünün altını üstünü getirdikten sonra telefonumu bulup uçak modundan çıkarttım. Yarın maçımız olduğu için kimsenin yazdığını düşünmüyordum.
Telefonum internete bağlandığı an panele düşen bildirimlere yetişemedim. Eskiden böyle değildi. Bana asla bildirim gelmezdi panelim sadece annemle babamın aramalarıyla dolu olurdu. Sosyal medya kullanmazdım bu yüzden bana ulaşmazlardı. Zaten bana ulaşmak isteyen de yoktu. Ama ne zaman başarı elde etmeye başladım işte o zaman hem sosyal medyam hem de bana ulaşmak isteyenler oldu. Bazen bazı şeyler için çok geçtir.
Bildirimlerin çoğu Twitter ve Instagram'dandı. Oradaki hayranlarım çok güzel paylaşımlar yapsalar da keyfim olmadığı için hepsini silip mesaj bildirimlerine odaklandım. Sadece Tanıl'dan ve voleybol takımımızın olduğu gruptan gelen bildirimler vardı. Tanıl'ın adına tıklayıp yatağa geri uzandım.
Tanıl Aktan:
Karan'ın seni izlemeye geldiğini bilmiyordum.
Onu uyardım. Ama bir söz alamadım.
(16.15)Telefonun kapalı neredesin?
Yine kendi köşene çekildin ve asla yardıma ihtiyacın olmadığını kanıtlamaya çalışıyorsun.
Ama kanıtlayamadın.
(21.18)En son mesajını on dakika önce atmıştı. Ama ne demek istediğini anlamamıştım. Böyle zamanlarda Tanıl beni yalnız bırakır, zaman tanırdı. Onun bu tavrı beni ilk başlarda olumlu etkilese de bugünde olduğu gibi son günlerde olumsuz etkileniyordum. Çünkü birine ihtiyacım vardı. Ne yazık ki bunu ona söyleyemezdim.
Uzun süredir bakmadığım sosyal medya hesaplarımdan birine girip gündemde olan olaylara göz gezdirdim. Kendimi mahvettikten sonra yaptığım şeyler tam liste.
Uygulamadan çıkacakken yenilenen ana sayfayla birlikte duraksadım. Gönderide Karan Tanzer'in tribündeki bir fotoğrafı vardı. O gün gördüğüm gibi kafasında rengini değiştirmiş olduğu gri bareti vardı. Gözünde olması gereken gözlükleri beyaz tişörtüne gelişi güzel takılıydı ve dikkatle maçı seyrediyordu. İyi de neden? Voleyboldan nefret eden biri için bu zor olmalıydı. Neden mesleğini bırakıyor ve hemen ardından onun için aptalca olan voleybol maçlarından birini seyrediyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Beyaz Frezya
Teen FictionNBA oyuncusu olan Karan Tanzer ve Milli Voleybolcu olan Saye Hazal'ın geçmişteki hatalarını düzeltmeye çalıştıkları bir evren.