💎
5. Bölüm: Başlangıçların Ardındaki Bitişler
Aaryan Shah, Renegade
Erika Lundmoen, Яд
Son Feci Bisiklet, Uyku
"Kimine göre eğlence, kimine külfet."
💎
İçerideki nemli havadan kurtulmak için beyaz kapıyı sonuna kadar aralayıp bulunduğumuz mekânın verandasına çıktım. Nisan ayında olmamıza rağmen hava akşamları soğuk oluyordu bu yüzden içeriden deri ceketimi almayı da ihmal etmemiştim. Bugün Erginsoy olarak final maçını kazanmış olduğumuzdan küçük bir kutlama veriyorduk. İstanbul'un en ücra köşelerinden birinde. Burasının lüks bir mekân olduğunu anlamak için içeriye girmenize gerek yoktu dışarıdaki beyaz ve altın renkleri size bunu fazlasıyla açıklıyordu zaten. Aslında buraya geleceğimizi bilseydik eğer her birimiz daha özenli hazırlanırdık. Neyse ki benim giydiğim parçalar fena sayılmazdı.
Altımda siyah, saten bir etek üstümde koyu yeşil askılı bir badi vardı onun üzerineyse siyah, deri bir ceket almıştım. Koyu yeşil YSL çantam ve hava durumunda yazana göre yağmurlu olacak hava için giydiğim bileğime kadar gelen parlak, siyah, ince topuklu botlar. Kulağımdaki halka küpeler ve boynumdaki kolyelerle az da olsa buraya uyum sağlamıştım.
Kolumdan aşağı sarkıttığım ceketimi üşümemek adına üzerime geçirdim ve verandadaki rahat koltuklardan birine oturdum. Yağmurun habercisi olan gök gürültüleri ve çakan şimşekler aslında hava durumunun bana yalan söylemediğini kanıtlar nitelikteydi. Çantam içeride kalmıştı ve doğal olarak da telefonum. Bu yüzden sadece etrafı izleyebiliyor ilerideki arabalar hakkında yorum yapabiliyordum. İçerideki ortam ne kadar güzel olsa da bir süre sonra açılan klima yüzünden çok terlemiştim ve nefes almaya ihtiyacım vardı.
Veranda kalabalıktı. Tahminimden daha fazla insan burada takılıyordu bu yüzden onları rahatsız etmeden çekip gitmek istiyordum yalnızca. Az önce çıktığım kapı tekrardan açıldığında geri kapanmadı ve daha fazla insan dışarıya akın etmeye başladı. Sanırım onlar da bunalmıştı. Verandaya geçen diğer insanların arasında Volkan hocayı gördüm ardından bizim ekipten birkaç kişi daha. Buraya sahada oynayan, oynamayıp da bize fazlasıyla yararları dokunan ekip arkadaşlarımız da gelmişti. Daha işine başlayalı bir ay bile olmamasına rağmen Karan Tanzer de buradaydı. Sonuçta takımımızın menajeriydi davet edilmezse garip olurdu zaten.
Tanzer'le kişisel olarak sadece mesajlaşarak konuşuyorduk. Onun dışında toplantılarda, maçlarda ya da antrenmanlarda karşılaştığımızdan dolayı bazı şeylerin düşündüğümden daha kolay olacağını hissediyordum. Umarım hislerim beni yanıltmazdı.
"Hey! Saye, neden burada yalnız başınasın? Sende mi bunaldın içeride?" Yedeklerden olan Sabrina az da olsa aldığı alkolden dolayı duraksayarak konuştuğunda yüzümü buruşturdum. Sporcu olduğumuz için alkol kullanmıyorduk fakat bugün gibi bazı özel günlerde fazla kaçırmadan kullanan arkadaşlarım vardı. Sabrina gibi. Onu içerken görmüştüm çok az kullanmıştı ama bünyesi buna alışık olmadığından sarhoştu. Bana gelecek olursak ben o şeyi ağzıma bir kere bile götürmemiştim. Götürmeyi de düşünmüyordum.
"Sabrina yere yığılacak gibi duruyorsun gel sen buraya otur ben de senin dilinden anlayacak başka birini çağırayım." Kendisi İtalyan olduğundan İngilizceyi bırakıp İtalyanca konuşmaya başlamıştı ve ben hiçbir şey anlamadığım için yerimden kalkıp onu oturtturmuştum. "Buradan bir yere ayrılma sakın tamam mı?" Kafasını belli belirsiz sallarken deri ceketime daha da sarılıp az önce gördüğüm Volkan hocayı aradı gözlerim. Ekibimizde İtalyanca bilen bir o bir de Kübra abla vardı. Ama Kübra ablayı geldiğimizden beri sadece bir kere görmüştüm. Bu yüzden onu bulmak daha zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Beyaz Frezya
TienerfictieNBA oyuncusu olan Karan Tanzer ve Milli Voleybolcu olan Saye Hazal'ın geçmişteki hatalarını düzeltmeye çalıştıkları bir evren.