Yeni Bir Seçenek

27 3 0
                                    

💎

13. Bölüm: Yeni Bir Seçenek

The Walters, I Love You So

"Tüm bencil yönlerimle başa çıkmak için onsuz zaman geçirdim."

💎

"Sonunda!" Leyla, sevinçle biz gelmeden önce şöminesi yakılmış olan kocaman odaya dalarken ben de onu takip ettim. Hemen arkamızdansa iki tane görevli bavullarımızı gardırobun önüne koyduktan sonra odadan çıktılar. İlk başta oda gözüme küçük görünse de girişten geçtiğim gibi bu tahminim kesinlikle çürüdü çünkü burası bir loft odaydı ve yatak yukarıda kalıyordu.

Leyla, küçük merdiveni çabucak tırmanıp yatağa uzanırken bende odayı incelemeye devam ettim. Girişin sol tarafında küçük bir tezgah vardı üzerindeyse raflar ve rafların içerisinde bulunan tabak çanaklar...Mikrodalgayı da görünce sevindim ve tam karşıda kalan koltukla yemek masasına hiç bakmadan balkona çıktım.

İskoçya'nın Edinburgh şehrinde, yirmi katlı otelin yirminci katındaydık. Ve burası zemin kata göre katbekat daha soğuktu bu yüzden balkondan çıkıp kapıyı kapattım ve perdeleri de çekip merdivenlerden inen Leyla'ya döndüm. "Isındın mı?" Kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra "Terledim bile. Kaç saattir ısınıyorsa artık, şortla gezme isteğimi uyandırdı." demesi gülme isteğimi kabartırken kıkırdadım.

Yaklaşık beş saat süren uçak yolculuğumuzun sonunda direkt olarak otele gelmiş ve odalarımıza çekilmiştik çünkü burada saat henüz öğlen birdi ve gezmek için fazlasıyla vaktimiz vardı. Bu gezme işini sadece dört gün idame ettirebileceğimizi bildiğimden sesimi çıkartmıyordum çünkü benim bildiğim lise arkadaşlarım dört günün sonunda birbirlerinden sıkılırlardı. Diğer üç günse kızlar olarak oteli keşfe çıkabilirdik.

Benim planım bu yöndeydi ancak Tanzer ne düşünüyordu bilmiyordum.

Leyla'nın yeniden üzerine ince bir badi geçirdiğini görünce ona 'sen akıllanmazsın' bakışlarımı yolladım. "Vücudunu odada bırakmak istiyorsun herhalde. Kalın şeyler giyinir misin? Sonra seninle uğraşıyoruz." Havaalanından otele gelene kadar çok üşüyorum deyip durmuştu çünkü üzerinde göbeği açık bir tişört vardı. Öyle giyinmesinin nedeniyse yaz ayında burasının soğuk olmayacağını düşünmeseydi. Henüz yaza girmemiştik bile.

"Keşke gaza gelip o mesajı yazmasaydım. Güzelim Antalya tatili varken geldiğim yere bak!" Ağlamaklı ifadesini takınıp bavulunu biraz daha karıştırmaya başlayınca bende üzerimdeki montu çıkarttım ve kendi bavulumu açtım. İçindekileri sonrada yerleştirebilirdim şimdi doyurmam gereken bir karnım vardı.

Üzerime ünlü bir markanın benim için tasarladığı, sağ köşesine beyaz frezya işlediği lacivert sweatshirti geçirdikten sonra elime ilk gelen, gri kot pantolonumu, giydim. Üşümemek içinse siyah, kalçamı kapatan şişme montumu da giydikten sonra saçlarımı kıskaçlı bir tokayla ensemde topladım. Ben bunları yaparken Leyla da hazırlanmıştı ve şimdiyse ayrı ayrı ikimizin de telefonları çalıyordu.

Oda kartımızı alıp odadan ayrıldığımız gibi Tanzer'den gelen aramayı onayladım. Leyla'ysa hitap şeklinden anladığım kadarıyla Nehir'le konuşuyordu.

"On beş dakika sonra heykelin orada buluşalım demiştim." O görmese de yanaklarımı şişirip ofladım. "Odadan çıktık, iki dakikaya orada oluruz. Ayrıca çok yürüyecek miyiz? Leyla nedenini asla çözemesem de topuklu ayakkabı giymişte." Gülme sesi kulaklarıma ulaştığı sırada bende gülümsedim. "Hayır. Restorana çok yürümeyiz ama ondan sonrası için söz veremem." Bunu söylediğinde Leyla ve ben otelin heykeline varmıştık. Bu yüzden aramayı sonlandırıp kızıl saçlı Nehir'in ve Tanzer'in tam ortasına girdim.

Bir Beyaz FrezyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin