💎
14. Bölüm: Sarılmak
Zack Hemsey, The Way (Instrumental)
Billie Eilish, SKINNY
💎
Yarın gece ışık parlayacak,
Her yıl doğum günümdeki gibi.
Dışarıdan bir ışık besbelli.
Artık büyüdüm,
Bırakır annem beni.Bıraktı annem beni.
Gecenin bir yarısını sabah sandığım için tünediğim televizyonun başında Rapunzel izlerken, resim yeteneğim olmadığı için her çizdiğim çöp adamı odamda gururla ona gösterirken, en sevdiğimiz şarkıyı terasta binlerce kez dinlerken, kışın o soğuk spor salonunda voleybol oynarken ve bende izini bıraktığı her sokakta başı boş dolanırken bıraktı beni.
Şimdi benle değildi ama ben onunlaydım. Küçüklüğüm o televizyonun başında bekliyor ve annemin Rapunzel açmasını bekliyordu. Annem gelmeyince ördüğü saçlarını teker teker bozuyor, aklınca ona ceza veriyordu ve beklemekten asla ödün vermiyordu. Bekliyordu ta ki gözlerinden bir yaş dökülüp babam gelene kadar. O an anlıyordu babam oradaydı. Daima. Sadece gerçeklerle yüzleşmesini istiyor, annemin hiçbir zaman gelmeyeceğini anlaması için saatlerce beklediği kapıdan girip Rapunzel'i açmıyordu. Açmıyordu belki de ama orada olduğunu her zaman hissettiriyordu.
Şimdi o da giderse eğer kim hissettirecekti? Kim daima yanımda olacaktı?
Kimse.
Babam beni bırakırsa eğer annem gibi belirli yerlerde bırakamazdı çünkü bizim o kadar çok anımız yoktu. Babam beni bıraksa bıraksa evimizdeki çalışma odasında bırakırdı. Küçüklüğümle birlikte tüm anılarımız o odaya sıkışıp kalırdı ve onları kurtaramazdım. O odaya girecek cesareti kendimde bulamazdım.
Hayat, saçma sürprizlerle doluydu ve biz o sürprizleri en olmadık anlarda alabiliyorduk. Ben o sürpriz anını hatırlamıyordum bile. Tek bildiğim babamın kalp krizi geçirdiğiydi. En azından Türkiye'ye gelene kadar.
Dilime dolanan Rapunzel'in yaşar mıyım bir gün? şarkısının son dizelerini söylemekten kimseyle konuşamıyordum bile. Sadece şarkının melodisi ve sözleri vardı zihnimde. Ha bir de babamın hemen karşımdaki yoğun bakımda olduğunu unutmamıştım tabii.
Yarın gece ışık parlayacak,
Her yıl doğum günümdeki gibi.
Dışarıdan bir ışık besbelli.
Artık büyüdüm,
Bırakır annem beni.Dizeler bittiği gibi yeniden başa sardım. Yarın gece ışık parlayacak. "Abla?" Her yıl doğum günümdeki gibi. "Abla." Dışarıdan bir ışık besbelli. "Hazal?" Artık büyüdüm. "Nesi var onun?" Bırakır annem beni. "Hazal, bana bakar mısın?" Çenemdeki parmaklar başımı bir anda kendisine çevirirken ben, içimden dizeleri sayıklamaya devam ediyordum. Onu umursamadığımı fark edince gözlerini görüş açıma sokmayı denedi ve başardı da.
"Konuşur musun? Beni korkutuyorsun." Kahverengi gözlerine sadece bakmakla yetindiğimde gözlerini sıkıca kapatıp sabırla geri açtı. "Eve gidelim mi?" Başımı hızla iki yana sallarken çenemdeki parmaklardan da kurtulmuş oldum. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Hastaneye ilk geldiğimde bu böyle değildi. Han'ı resmen soru yağmuruna tutmuş ve onunla sürekli konuşmuştum.
Bunu yapmamın tek bir nedeni vardı o da şu an düştüğüm duruma düşmemek içindi. Çünkü biliyordum ki beş dakika sessiz kalırsam hep sessiz kalırdım. Ama lavaboya gitmek için herkesin yanından ayrıldığımda beş dakika da dolmuştu ve sessizliğe gömülmüştüm. "Su ister misin peki?" Elindeki şişeyi bana uzattığında tereddüt etmeden aldım ve kapağını açıp birkaç yudum içtim. Saatlerdir su içmiyordum ve buna ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Beyaz Frezya
Teen FictionNBA oyuncusu olan Karan Tanzer ve Milli Voleybolcu olan Saye Hazal'ın geçmişteki hatalarını düzeltmeye çalıştıkları bir evren.