Keyifli Okumalar ♥️
(Hatırlatma. Bu hikayedeki kişi, kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür, gerçeklikle hiçbir bağlantısı yoktur.)
Bir gün önce...
"Biliyordum amına koyayım!"
"Evet, biliyordun." dedim koltuğa yaslanıp tavana bakmaya devam ederken. Yaklaşık iki dakikadır bunu söylüyordu.
"Biliyordum ama niye saklayabileceğini düşündün onu anlamıyorum." dedi salonun ortasında volta atmayı kesip.
"Saklayabileceğimi hiçbir zaman düşünmedim." Belki hilekarlıktı yaptığım, sadece anlayacak olmalarına güvenmiştim. Eylem'in düşündüğü gibi ağızlarından kaçırmayacaklarını, kaçırma ihtimalleri olsa bile bunun ucunun ona dokunmayacağını biliyordum çünkü.
Alp'in elindeki yastığın suratımla buluşmasıyla başımı indirdim. "Şimdi ne değişti de anlatıyorsun?" diye sordu haklı olarak.
Değişen şeyler basitti, canıma tak ettirmişti. Gitmeyeceğimizi söylediğim yemekteki boy boy fotoğraflarını onun yüzünden eklediğim arkadaşlarının hikayelerinde göreceğim aklımın ucundan bile geçmemişti çünkü. Bana yalan söyleme ihtiyacını neden hissettiğini bile anlamıyordum, ne istediğini gerçekten anlamıyordum ve çabalamayı bırakmıştım artık.
"Gidip eski sevgilisiyle buluşmuş."
"Ne?" Aynı anda konuşmuşlardı.
"Liseden arkadaşları yemek düzenlemişti, beni de çağırdılar da gitmedim. Meriç gelecek diye tutturunca da üstüne basa basa gitmemesini söyledim. Daha doğrusu gitmememiz gerektiğini. Bensiz gitmenin iyi bir fikir olduğunu düşünmüş."
Alp hayretle arkasına yaslanırken Gökay da yere oturmuştu ikimizin de yüzünü görebileceği bir noktada. "Niye ki amına koyayım?"
"Sordum bugün, 'arkadaşım sarhoştu beni çağırdı mecburen gittim' dedi."
"Valla sizi bilmiyorum ama ben yemedim." dedi Alp. "Öyle bir durum yaşansa neden onu çağırsınlar ki, hadi oldu diyelim, sana haber verebilirdi." Gökay girdi araya.
"Ayrıca fotoğrafları var dedin, gizli çekim değildir herhalde."
"Değil tabii." Gözüm sehpanın ortasında duran resme takılınca duraksadım. Diğerleri de aynı noktaya baktılar. Alp oturduğu tekli koltuktan kalkıp resmi eline aldı, incelemeye başladı.
"Buna hiç anlam veremedim ben." Bana çevirdi gözlerini. "Sordun mu neden bunu yaptırdığını?"
"Hayır, ona fırsatım olmadı..." Ondan ziyade başka bir soruyu sormuştum çünkü. Neden ona yaptırdığını.
Resmi incelemeye devam etti. "İyiymiş ama cidden, fotoğrafınızı efektleyip bastırdı sanmıştım ama gerçekmiş." Arkasını çevirdi. "İmza, marka falan da yok."
İki elimi de yüzüme bastırdım sıkıntıyla. "Sıla'ya yaptırmış onu, ondan yok."
"Ne?" Bu seferki daha yüksek sesliydi.
"Ne sikime böyle bir şey istemiş ondan?!" Az önce oynadığı halıyı sıkı sıkıya kavramıştı öfkeyle, biraz daha sinirlenirse elinde bile kalabilirdi.
"Özür dilemek için yapmış." dediğimde Gökay sarkastik bir kahkaha patlattı ama devam etmemi işaret etti. "Bu şekilde hem sanatına saygı duyup beğendiğini göstermeyi hedeflemiş... hem de destek olmak istemiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portre | Yarı-Texting
Romance"Yüzünü çok sevdim, ödünç alabilir miyim?" dedim birden gözlerimi gözlerine dikip. Nasıl olsa bir daha karşılaşmamız pek mümkün değildi, hem bu fırsatı kaçıramazdım hem de bu cesareti bir daha bulamazdım. Ağzımdan çıkan kelimelerin anlamsızlığıyla g...