Bölüm 9: Saklı özel

446 23 5
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın :)

İyi okumalar.

🩵💚

Bölüm 9: Saklı özel

Başımdaki kötü ve keskin ağrıyla gözlerimi, açtım. Çok kötü üşütmüştüm, yerimde kıpırdanınca, birine yaslandığımı fark ettim, bir dakika ben akşam, araba koltuğunda uyumamış mıydım ?

Yo doğru hatırlıyorum uyumuştum, peki nasıl olurda bu adamın göğsüne, sırtımı yaslı bir şekilde, uyandım ? 

Kalkarak diğer koltuğa geçmek için hareketlenince, Arhan, irkilerek gözlerini açtı “ne oldu ? İyi misin ? İlaç yeni içtin, biraz bekleyelim sonra içersin yine” dediğinde sesi gayet sakin ve kaygılıydı. Şaşırarak ona baktım, ne olmuştu bu adama ?

Sert, bağırınca her kesi korkudan titreten adam gitmiş, yerine annem gelmiş gibiydi. “İyiyim ben. Sen iyi misin asıl ? Kafana bir şey düşmedi değil mi dün gece ?” diye sorduğumda niye sorduğumu anlamış gibi, yaslandığı araba koktuğunda dikleşerek, kendi topladı.

“yok bir şey, gece ateşin fazla yüksekti, şimdide yüksek olduğunu düşünerek dedim. Unut !” unut mu ?

Bir şey dememişti ki, sadece iyi misin diye sormuştu. Bunda ne vardı ki ?

Başımı sallayarak onayladım, sanki vücudum savaştan yeni çıkmıştı fazla yorgundum, dün gece ne olduğunu hatırlamak için kendimi zorluyordum ama yok, hiç bir şey hatırlamıyordum.

“ne kadar kaldı sence, oraya varmaya ?” sorarak başımı ovdum. Camdan dışarı baktığımda, dağların manzarasına hayran kalmıştım.

Burası ne kadar güzel ve huzur vericiydi böyle. Dağların, çimenlerin yeşilliği, mavi gökyüzüyle birleşerek güzel bir uyum içindelerdi. Renklerin uyumluluğuydu bu, ayrılıkta farklı güzelliği olan renklerin, karıştığında daha güzel manzara yaratmasıydı bu.

“Kırk dakika var daha” dedi sert ve umursamazca.

Oturduğum koltuğa uzandım, daha vardı, biraz uyusam iyi olurdu, çok yorgun, ve yıpranmış his ediyordum.

Kaç dakika uyuya bilmiştim bilmiyordum “hadi uyan, geldik !” diye beni sarsmasıyla yorgunca “biraz daha uyumak istiyorum” diye mırıldandım.

“Ha oyle mi ? Uyanmaysun yani ?” kafamı hayır anlamında salladığımda, yattığım koltuktan bir anda havalandığımı hissettim.

“tamam be bırak beni yere !” dediğimde.

“bunu sen istedum, madem uyanmaysun, boyle gireceğiz eve !” deliydi bu adam.

Ailesinin yanına beni bu şekilde kucağında taşıması, utanç verici bir hareketti . Göğsüne vurmaya başladım “ indir beni ! Ne yapıyorsun, be adam, delirdin mi sen ?” diye çıkıştım ama kıpırdamadı bile.

“rahat dur da, yere düşmeyesun sonra !” akılsız, mafya kılıklı adam !

Büyük bir bahçeden içeri geçtik, burası çok güzeldi, temiz havası, kuş seslerinin verdiği huzur, yüksek dağların güzel manzarası, çok güzeldi, her şeyiyle, insan bu huzuru bırakıp niye şehirde yaşasın ki ?

Evden içeri girdiğimizde, salona geçtik koltukta oturan insanların bakışları bizi buldu. “tövbe estağfurullah “ diyerek babası yüzünü başka yöne çevirdi, bir an gülmek istedim, sakin dur Irmak !

“oğlum hoş geldunuz da, kızı yere bırak da, büyüklerinden ayuptur “ dediğinde, annesini dinlemişti sonunda, ayaklarım yerle buluştuğunda rahatladım, Neva ve Afranın delici bakışlarına takıldım, Afranın burada ne işi vardı ?

PatronHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin