Selam
Yeni bölümle geldim yine :)
Çok konuşmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Bu bölüm kitapın temeli sayıla bilir. Kısa ve önemli bir bölüm yani.
Bir sonraki bölüm sezon finali olmuş olacak, aklınızda bulunsun 😊
Size iyi okumalar !
😶🌫️
Bölüm 21: Söndü ışıklarımız
3 ay sonra
"nasılmış pasta ?" uykulu gözlerini ovarak sordu, karşımdaki adam.
"Harika" diye keyifle sorusunu cevapladım. Diğer taraftanda lezzetle önümdeki pastayı yiyordum.
"hala sabahın beşinde gidip pasta aldığıma, hatta bulmak için ne kadar çırpındığıma inanamıyorum" güldüm, gece gece aklıma meyveli pasta gelmişti, sabaha kadar
bekleyememiş, çekinerekten ona demiştim.Gece dediğimse sabahın beşiydi, rüyamda pasta yiyordum, bir an kalktığımda aşırı bir iştahla meyveli pasta istiyordum.
Bu isteğim yüzünden kendimden çok utanmıştım hem daha sabah olmamıştı, hem de ondan bir şeyler istemeye çekiniyordum açıkçası.
3 aydır hamileyim ama hala ondan bir şey istemeye çekiniyordum bazen. Bana bir şey demiyordu. Kızmıyordu. Bu hallerimi seviyor gibi hemen istediğimi bulup getiriyordu ama ben utanıyordum işte.
Bu sabah da kızacak sanmıştım ama hevesle kalkıp, gidip pasta bulmuştu.
Şimdiyse sabahın sekiziydi ve bahçede oturmuş ben pasta yerken o kahvaltı yapıyordu.
Ağzımın kenarını sildi "çocuk gibi yemesene şunu, doğru ye" bir
anda düşünmeden, çataldaki pastayı ona uzattım "yesene sende bak çok güzel"çatalı geri itti "saçmalama, tatlı sevmiyorum ben" yüz ifadesi değişti." niye sevmiyorsun ? hadi ama ne olacak ki"
"Irmak diretme istemiyorum ! " diyerek yumruğunu masaya vurunca, irkilerek yerimde
sıçradım. " özür dilerim " dedim gözümdeki yaşları hızla silerek. Fazla alıngan ve korkak birisi olmuştum bu dönemde.Küfür savurdu. "tamam ulan ver yiyeceğim pastadan, üzülme ama !" neredeyse son 3 aydır halimiz
böyleydi, beni üzmemek için bazen çizgi filmi bile izlediği oluyordu."gerek yok, benim yüzümden istemediğin bir şey yemek zorunda değilsin" dediğimde çatalı batırarak
biraz pastadan yiyip durdu."oldu mu ? Sakın ağlamayasun, tüm pastayı yerum sağa kalmaz bak " dediğinde güldüm.
Tatlı sevmiyordu, üzülmeyeyim diye yemiş üstüne komiklik yapıyordu güleyim diye. Hazırlanarak kalkıp, kapıya doğru gidince arkasından gittim. "Geç gelme, sıkılıyorum"
"merak etme en geç, altıda evdeyim." Diyerek beni kendisine çekerek sıkıca sarılıp nefes verdi. "sen iyi misin ? "
" iyiyim, hep böyle yapıp, gidiyorum ya şirkete ?" doğruydu, hep böyleydik. Sanki bir birimize aşık olup evlenmiş, şimdi de bebeğimizi bekliyorduk.
O çiftlerden farkımız yoktu bu aralar. Stresten hep uzak tutup, güldürüyordu beni. Neşeli görmeyince kendine kızıp, niye gülmüyorsun diye soruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron
Science FictionPatron, her kes onu bu isimle tanırdı, Patron.. Namı diğer Patron, beni ailemden almıştı, kafesimden çıkmayı başarmıştım ama, yeni kafesime girmiştim. Yeni ve eskisini özleten kafes, o acımasızdı, o gaddardı ve hiç bir şey umurunda olmazdı...