Selam canla, naber :)Beş gün sonra bu gün, uzun bir yeni bölümle geldim 🥳
Bu bölümde üzülüceğiz, hem sevineceğiz, inişli çıkışlı duygular yaşanacak yani..
Yazı hatalarım ola bilir, affola 🤗
Beğenip, destek olmayı unutmayın
İyi okumalar 👋🌓
Bölüm 17: Karar
Aç olduğum için tansiyonum düşmüş olmalıydı ama, o kadarda zayıf değildim, öğlene kadar dayana bilirdim açlığa, niye böyle zayıf düşmüştüm ben.
Bir de feci bir mide bulantısı vardı midemi üşüttüm herhâlde yoksa niye bu hale geleyim ki ?
Odanın kapısı açılınca gelen Arhan'dı, yüzünde garip şaşkınlık, heyecan mıydı, pişman mıydı
bilemediğim bir ifadeyle bana bakıyordu.Öleceğim galiba, ne oluyordu ona ?
"nasıl hissediyorsun ?"
"iyiyim, tansiyonum düşmüş sadece, çıka biliriz sorun yok" dedim çünkü hastanede kalmayı istemiyordu buna alışmıştım artık.
"serum bitince çıkarız. Sana bir şey
söylemem lazım" diyerek sandalyeye oturdu."ne oldu ? Niye bana öyle bakıyorsun ? Sanki ölüymüşüm gibi ? Korkma yemem seni" deyip güldüm.
"şakanın sırası değil, mesele ciddi. Biz bir şey yaptık"
"siz mi ? Ne yaptın ? Kimle yaptın ? Gamze değil mi ? Başından belliydi zaten. Bunu niye bana anlatıyorsun "
"Ne Gamzesi ya ? Hala orada mısın sen ? Senle yaptık, birlikte, otelde yani.. of lafı dolandırmanın anlamı yok, hamileyiz, yani sen hamilesin" diyerek bakışlarını kaçırdı.
"n-nasıl ?" ben hamile miyim ? Nasıl olur bu ? O adamın çocuğunu mu taşıyorum içimde ?
Ben ne yaptım ?
Ben bunu nasıl yaparım, bunu kaldıramam anne olmak için hem çok genç ve bilgisizim, hem de beni bırakınca yüzünü bile göremeyeceğim adamın çocuğunu taşıyordum.
Hayır, hayır yapamam ben, olmaz. Sessizce gözümden yaşlar süzülüyordu. "ben bunu yapamam, bir şey desene ne olur bir şey yap."
"ağlamayı kes, olan oldu bir kere. Zaten kafam karışık bir taraftan da sen başlama !" diye kızınca, onunda istemediğini ve bana kızgın olduğunu anladım.
Ben ne yapayım şimdi ? O da yanımda değildi ben tek başıma nasıl başa çıkardım bu şeyle ?
Taner içeri girdi. "Patron -"
"Taner kes ! Hiç bir deme ulan, çık dışarı !" diye bağırınca Taner çıktı.
"bağırma"
"Sen hele hiç konuşma Irmak ! " bağırarak odadan çıkınca kendimle baş başa kaldım, birde karnımda olan suçsuz bir canlıyla.
Arhan istemiyordu, haklıydı, beni rehin olarak tutuyordu, insan rehininden olan çocuğu ister mi hem de benim gibi birinden bir çocuk, o benden bile nefret ederken, Allah'ım ben ne yapacağım, tek başına bir
çocuğu nasıl büyütürdüm ? ki, ben nasıl yapacağım şimdi ?Gözlerimi sildim, sakin olup düşünmeliyim, belki sinirleri yatışınca, onunla konuşa bilirdim.
On beş dakika geçmişti, serum bitmişti ama Arhan burada yoktu,
Taner'de, yalnız oturup bekliyordum odada. Ya beni istemeyip bırakmışsa ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron
Science FictionPatron, her kes onu bu isimle tanırdı, Patron.. Namı diğer Patron, beni ailemden almıştı, kafesimden çıkmayı başarmıştım ama, yeni kafesime girmiştim. Yeni ve eskisini özleten kafes, o acımasızdı, o gaddardı ve hiç bir şey umurunda olmazdı...