Kulağıma gelen uğultu şeklinde konuşmalar nedeniyle gözlerimi hafif araladım. Puslu görüyordum ve ağzımdan benim bile ne dediğimi bilmediğim mırıltılar çıkıyordu.
Birkaç kez gözlerimi kırpıştırmamla görüntü netleşmişti fakat gördüğüm manzaraya hiç iç açıcı değil- yoo iyiydi.
Kendi gürültülerinden benim uyandığımı bile fark etmemişlerdi. Sağ elimi çekeceğim sırada sıkıca kavrandığını hissettim. Bakışlarımı sağa çevirdiğimde Barış'ı görmemle gülümsedim. Yüzü bana dönüktü fakat dalgın bir şekilde yere bakıyordu. Elimi kıpırdattığımı bile hissetmeyecek kadar ne düşünüyordu?
Aniden sağ tarafa dönüp konuşan ikiliyi izledi bir süre. Çenesinin kasılmasıyla ve bakışlarının sertleşmesiyle hiç iyi şeylerin olmayacağını anlamıştım.
Barış: "Son kez diyorum, susacaksanız kalın yoksa çıkın şu odadan!" Adeta tıslarcasına konuşmuştu. Bu benimde gerilmeme neden olmuştu... Allah'ım tekrar bayılsam ne ironik olur.
Sanırsam araya girmem gerekiyordu.
Tutan elini kavradım. Bana döndüğünde yüzündeki o gergin ifade gitmiş yerine şefkatle ve masumca bakan bir ifade, bakış gelmişti.
Aşıktı, ona olduğum gibi o da ban aşıktı... Durun bunu sonra konuşurdum.
"Neden kızıyorsun?"
Barış: "Güzelim" Sarılmak içim hamle yaptığı sırada başkası ondan daha hızlı bir hamleyle bana sarıldı.
Parfümünden Esma olduğunu anlamamla gülümseyip ben de ona sarıldım.
Barış: "Ya sabır" Sandalyesinden seslice kalktı.
Esma: "Nasılsın? İyi misin? Bir yerinde ağrın var mı?" Ayrılıp saçlarımı okşayarak bana baktı.
"İyi-"
Barış: "Madem bu kadar merak ediyordun az önce neden sevgilinle sabrımı sınıyordunuz?"
Esma: "Kes sesini"
Barış: "Sesini de sevgilini de keserim, yalnız bırakın bizi." Kapıyı gösterdi "Hadi yallah"
Esma: "Allah al-"
"Esma, lütfen" Masumca baktım.
Esma: "Çağla istiyor diye yoksa seni asla dinlemem kanarya." Muçi'nin elini tutup peşinden sürükledi. Bu görüntü istemsizce kıkırdamama sebep oldu.
Barış: "Kanarya? Sen kimsin de bana takma is-"
"Barış yeter"
Esma ve Muçi odadan çıktıktan sonra yattığım yataktan doğrulup sırtımı başlığa dayayarak oturdum. Barış'a baktığımda tepki ölçmek ister gibi yüzümü inceliyordu.
"Sevgilim?" Bir şeyleri öğrenmiş olma ihtimali kaçtı? Gerçi Esma ağlardı ve ilk o konuşmak isterdi.
Barış: "Bana neden kızıyorsun? Ona kızsana." Çocuk edasıyla konuşmasına gülümsedim.
"Kızmadım ki tatlım. Araya girmek zorundaydım yoksa kedi köpek gib-"
Barış: "Beni çok korkuttun" Ani itirafıyla şaşırsam da yüzümde buruk bir gülümsemeye neden olmuştu.
"Özür dilerim"
Barış: "Asıl ben özür dilerim, üzerine çok geldim ve seni üzdüm. Benim yüzümden buradayız ve sen bu haldesin." Elimi tutup dudaklarına götürdü. "Affet ben-"
Kapının açılmasıyla ikimizin de bakışları kapıya doğru kaydı. İçeriye giren Esma'yı görmemle tedirgince Barış'a baktım. Az önceki melek hali gitmiş tekrar şeytan modunu açmak üzereydi.